Çikolata, tropik kakao ağacının çekirdek denen tohumlarından yapılan yiyecektir.
Çikolataya istendiğinde fıstık, fındık ve süt de katılmaktadır.
Ancak kalori değeri yüksek, enerji veren bir yiyecektir.
Kakao ağaçları dört yaşından sonra meyve vermeye başlamaktadır.
Boyu 4-10 metre olan ağaç yılda iki kez ürün vermektedir.
Gövdeye ya da ana dallara yakın yerlerde çıkan meyveler olgunlaştığında uzunluğu 35 cm kadar olmaktadır.
Bir meyvenin içinde yaklaşık 2,5 cm boyunda 20-40 tohum, yani kakao çekirdeği bulunmaktadır.
Ancak etli, olgun meyvelerin içinden çıkarılan çekirdekler birkaç gün muz yaprağında mayalandırılmaktadır.
Daha sonra güneşte kurutulmaktadırlar.
Sonuçta böylece çekirdekler fabrikada işlenmeye hazır hale gelmiş olmaktadır.
Sütlü olanı, inek sütünden süttozu, vanilya ile başka tat ve koku vericiler eklenerek elde edilmektedir.
Fakat değişik çikolatalar yaparken, çikolatanın yumuşak ve kolay işlenebilir olması için soya fasulyesinden elde edilen “lesitin” maddesi de eklenmektedir.
Dünyada en çok tercih edilen besinler arasındadır.
İçerdiği kakao miktarı arttıkça çikolatanın sağlığa olan faydası da artmaktadır.
Özellikle de az işlenmiş, yağı ve şekeri az olan Bitter türü az miktarda tüketildiğinde vücudumuza destek sağlamaktadır.
Bu Bitter türü Kalp ve Damar sağlığı açısından önemlidir.
Çikolatanın Tarihçesi
Tarihte Mayalar, bir hayvanın bu ağaçtan bir meyve kopardığına tanık olmuşlardır.
Tarihte zamanla bu çekirdekleri nasıl kullanacaklarını öğrenmişlerdir.
M.S. 600 yılında, Mayalar çikolatalı bir içecek yapmışlardır.
Azteklerde ve Mayalarda çikolata içmek önemli bir olay sayılmaktadır.
Mayalarda daha çok kraliyet ailesi için uygun görülen bu içeceği sıradan insanlar çok özel durumlarda içebilmektedir.
Azteklerde ise yöneticiler, rahipler, rütbeli askerler, onurlandırılmak istenen tüccarlar bu özel içeceği tadabilmektedir.
İspanyol kaşifler Kristof Kolomb ve Hernán Cortés’in, 16. yüzyılda Orta Amerika’ya yaptıkları gezide
Aztek kralı Montezuma bu çikolatalı içeceği 50 sürahi ve altın kadehler içinde kaşiflere sunmuştur.
Konu ile ilgili olarak da Kristof Kolomb Ve Amerikan Yerlileri Gerçeği yazımızı da okumanızı öneririm.
Kaşifler ise bu içeceği vatanlarına götürüp hazırlamasını öğretmişlerdir.
Bu, Mayalar ile Azteklerin öğütülmüş kakao çekirdeklerinin suyla karıştırılmasıyla elde ettikleri bir içecektir.
İspanyollar ise aynı içeceği şekerli olarak içmeye başlamışlardır.
80 yıl sonra, İngiltere’de içecek yapılmak üzere katı olarak satılmaya başlamıştır.
Böylece katı olarak satan “çikolata evleri” bütün Avrupa’ya yayılmıştır.
Sonuçta 1825 yılında kakaonun tozu ve yağını, daha sonra kalıp çikolata yapmak için ayırabilen bir makine geliştirilmiştir.
Ancak 1875 yılında Daniel peter adlı isviçreli bir çikolatacı bu çikolataya süt tozu katmaya başlamıştır.
Türkiye’nin ilk yerel üretim yapan çikolata fabrikası ise, cumhuriyetten üç yıl sonra, 1927’de Feriköy’de kurulmuştur. https://tr.wikipedia.org
Çikolata Çeşitleri
Bitter çikolata: Bileşiminde en az %18 kakao yağı ile %35 toplam kakao kuru maddesi içeren çikolatadır.
Sütlü çikolata: Bileşiminde en az %2,5 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekilde en az %25 toplam kakao kuru maddesi içermektedir.
Ayrıca en az %14 süt kuru maddesi ile en az %3,5 süt yağından oluşmaktadır.
Beyaz çikolata: Bileşiminde en az %20 kakao yağı ile en az %14 süt kuru maddesi içeren ve en az %3,5’i süt yağı olan çikolatadır.
Dolgulu çikolata: Dış kısmı toplam ürün ağırlığının en az %25’ini içeren, bitter çikolatadır.
Bunun dışında da sütlü çikolata, bol sütlü çikolata ve beyaz çikolatalardan birinden oluşan dolgulu çikolata çeşididir.
Praline: Toplam ürün ağırlığının en az %25’i bitter, sütlü, bol sütlü, beyaz çikolataların kombinasyonudur.
Ancak karışımından veya herhangi birinden ya da dolgulu çikolatadan oluşan bir lokma büyüklüğündeki çikolatadır.
Ruby çikolatası: Bir çikolata türevidir.
Ancak Ruby çekirdeklerinden yapılan bir çikolata türüdür.
Ruby kakao çekirdeklerinden elde edilen ve herhangi bir renklendirici içermeyen Ruby çikolatasını
Türkiye’ye getiren ilk marka ise Magnum markasıdır.
Çikolatanın Faydaları
Çiğ kakao aynı zamanda harika bir magnezyum kaynağıdır.
İlgili konudaki Magnezyum Desteğine İhtiyacınız Var mı?, Gümüş ve Vücudumuza Faydaları yazılarımızı da okumanızı öneririz.
Anti stres minerali olarak da bilinen magnezyum, kas ve sinir gevşetici etkisinin yanı sıra enerji üretimi,
kemik sağlığı, adet ağrıları ile baş etmek, vücut ısısını kontrol etmek için önemlidir.
Beyindeki serotinin oranını yükselterek hafıza ve algılama gücünü arttırmaktadır.
Benzer konudaki Bulmaca Çözmek ve Zeka yazımızı da okumanızı öneririm.
Antioksidan görevi görerek kalbi zararlı etkenlerden korur ve kalp krizi riskini azaltır.
İçinde bulunan flavonoidler ve potasyum sayesinde tansiyonun düşmesine yardımcı olur.
Enerji verir.
Ayrıca içinde bulunan ve rahatlatıcı bir etkisi olan ‘’triptofan’’ sayesinde stresi azaltarak mutluluk verir.
Yapılan tıbbi çalışmalarda, çikolatadaki kakao ve feniletilamin seks sırasında ortaya çıkan endorfin hormonlarını tetiklediği ve böylece cinsel arzuyu artırdığı bilinmektedir.
Tabii ki çikolatanın içindeki yüksek şekeri ve kaloriyi de göz ardı etmemek gerekir.
Çikolata aynı zamanda cinsel uyarıcı ve keyif vericidir.
Vücuttaki kalojen üretimini çoğaltarak cildin kendini yenilemesini de sağlamaktadır.
Ayrıca Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların tedavisinde etkin olduğu bilinmektedir.