Üç Nal nedir bilmek istermisiniz?
Şinasi Beray, 1946 yılında, babasından kalma evin alt katındaki ahırı temizleyip meyhaneye çevirir.
Ancak ahırdan bozma olduğu için adını “ÜÇ NAL MEYHANESİ” koyar.
Her şeyden önce bu tür yazılardan hoşlanıyorsanız Tekirdağ Rakısı yazımızı da öneririz.
Ancak kapısı da kovboy filmlerindeki gibi kanatlıdır.
Ayrıca mekanın müdavimleri, Ankara Lisesinden sınıf arkadaşı Orhan Veli, Cahit Sıtkı Tarancı, Melih Cevdet Anday, Sebahattin Eyüboğlu, Can Yücel gibi Türk Edebiyatının dev isimleridir.
Ama karikatürist Ratip Tahir Burak, veresiye defterine bir karikatür çizer ve üzerine,
Sonuç olarak “İş dördüncü nalla bir ata kaldı, bir de meydana” yazar.
Bunu gören Orhan Veli, hemen altına
“Üç Nal ‘a Gelen, Dört Nal’ a Gider” diye ekler.
Ama şair Orhan Veli, 10 Kasım 1950 günü Üç Nal Meyhanesinden çıkar,
Ancak giderken belediyenin açmış olduğu bir çukura düşer ancak bu olayı önemsemez ve İstanbul’a döner.
Ama 14 Kasımda bir arkadaşının evinde öğlen yemeği yerken fenalaşır.
Sonuç olarak Cerrahpaşa Hastanesinde yanlış teşhisle “Alkol zehirlenmesi” tedavisi uygulanır.
Ancak gece yarısına doğru öldüğünde henüz 36 yaşındadır.
Benzer içerikteki Hikaye Anlatıcılığı yazımızı da okumanızı öneririz.
Üç Nal ve Orhan Veli
Her şeyden önce 15 Kasım günü çıkan gazetelerde, Ankara ve İstanbul radyolarının yanı sıra BBC, Amerika’nın Sesi,
Ayrıca Paris ve Roma radyolarında aynı anda Şair Orhan Veli’nin “Alkol zehirlenmesinden” öldüğü tüm dünyaya duyurulur.
Ama İstanbul Savcı Yardımcısı Cahit Türesel bu ölüm nedenini şüpheli bulup otopsi yaptırır.
Ancak otopside ölüm nedeninin alkol zehirlenmesi değil “Beyin Kanaması” olduğu saptanır.
Bu kanama da Ankara’da dört gün önce belediye çukuruna düştüğünde başını çarpmasından kaynaklıdır.
Ayrıca cebinden 30 kuruş para ile birlikte bir şiir çıkar:
Mesela “İstanbul’dan ayva da gelir, nar gelir,
Döndüm baktım, bir edalı yar gelir
Gelir desen dar gelir
Günaşırı alacaklılar gelir.
Anam anam,
Ama dayanamam,
Sonuçta bu iş bana zor gelir.”
Sonuç olarak naaşı, “Tarifsiz kederler içinde,
Rumeli Hisarında oturmuş,
Bir fakir Orhan Veli” olarak,
Ancak Tevfik Fikret’in, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tezer Özlü ve Attila İlhan’ın da yattığı Rumeli Hisarındaki Aşiyan mezarlığına defnedilir.
Ayrıca mezarı için bir yardım kampanyası açılmaktadır.
Ama mezar projesini ‘hayatının en acı projesi’ olarak Abidin Dino çizer.
Sonuçta mimar Nevzat Kemal uygular.
Mesela pembe renkli mezar taşını da Prof. Emin Barın yazar:
Orhan Veli
1914-1950
…..
“Uzanıp yatıvermiş, sereserpe;
Entarisi sıyrılmış hafiften…
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!..”
…..
“Beni bu güzel havalar mahvetti…”
…..
“İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı…”
…..
“Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra…”
…..
“Bir de rakı şişesinde balık olsam…”
…..
“Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava…”
…..
“Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya…”
….
“Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik…”
…..
‘’Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?..”
…..
Sonuç olarak çok genç yaşta, henüz hayatının baharında ölen büyük şairimizi ölümünün 70.yılında rahmetle anıyorum.
Alıntı: http://www.halkinsesi.com.tr/ adresindendir.