Simit susamla kaplı yuvarlak biçimli hamura verilen genel addır.
Her şeyden önce Türkiye dahil olmak üzere Orta Doğu ve Balkanlar’da yaygın olarak tüketilmektedir.
İstanbul’a gelen ya da İstanbul’dan doğuya giden kervanların konaklama alanı olarak bilinen İzmit’te yolculara pratik bir yiyecek olarak hazırlanan simit,
bu özelliği ile de ilk fast food örneklerinden sayılmaktadır.
Kervanlarda yolculuk yapanların atıştırmalık olarak yanlarına aldıkları simiti,
yol boyunca karşılaştıkları kişilere “Simiti’den” aldıklarını söyledikleri için,
bu halka şeklindeki yiyeceğin adı simit olarak kalmıştır.
Simitten bahseden en eski arşivsel kaynaklarda simidin İstanbul’da 1525’ten beri tüketildiği yazmaktadır.
Üsküdar’daki Şer’iyye Sicili’ne göre 1593’te simidin ağırlığı ve fiyatı tarihte ilk kez standartlaştırılmıştır.
Ayrıca, 17. yüzyıl gezgini Evliya Çelebi, 1630’lu yıllarda İstanbul’da simit satan 70 işletmenin olduğunu yazmıştır.
Ama Jean Brindesi’nin İstanbul’daki günlük yaşamı resmettiği,
19. yüzyılın başlarına tarihlenen yağlı boya tablolarında simitçiler görülmektedir.
Benzer şekilde de Warwick Goble de 1906’da İstanbul’daki simitçileri resmetmiştir.
Ancak zamanla simit ve çeşitleri Osmanlı İmparatorluğu’nun genelinde popüler bir yiyecek olmuştur
Simit ve İzmit
Her şeyden önce İzmit simidini diğer kentlerde yapılan simitlerden farklı kılan özellikleri
üretilirken ideal ölçüde gevrek olmasına dikkat edilmesi ve susamlarının da en uygun biçimde kızarmış olmasıdır.
İzmit Simidi’nin bir diğer belirgin özelliği de mutlaka odun fırınlarında pişirilmesidir.
İzmit Simidi burgulu, halka biçiminde, üzeri susamla kaplı, rengi sarıdan kahveye dönük,
dışı çıtır çıtır, içi yumuşak ve tüketildiğinde kuru gelmeyen bir simit türüdür.
Un, su, yaş maya ve tuz karıştırılıp 30-35 dakika yoğrulmaktadır.
Yoğurma işleminin uzun tutulması simidin lezzeti açısından önemlidir.
İstenen miktar (120 gr), ikiye bölünüp 30 cm kadar burgu şekli verilerek uzatılıp birleştirilerek halka şekli verilmektedir.
Bu halkalar, önce % 30-40’ı kadar sulandırılmış üzüm pekmezine ardından da susamın içine batırılıp çıkarılmaktadır.
Daha sonra palet arabalarında yaklaşık olarak 20 dakika bekletilir.
Bu bekleme işlemi uzarsa kabaran simidin içi boş olacaktır.
Dinlenme süresi bu süreden az olursa da simit incelecektir.
Dinlenen simitler yaklaşık 275 °C derecede taş fırında 7-8 dakika pişirilmelidir.
Kısa sürede pişirilmesi istenen renge ve lezzete ulaşılmasını sağlayacaktır.
Sonuçta İzmit Simidi Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş ve coğrafi işaret almıştır. https://tr.wikipedia.org
Şayet marka konusunu ayrıntılı okumak isterseniz de Marka Nasıl Olursunuz? yazımızı okumanızı öneririm.
Ayrıca Yiyen Bir Pişman Yemeyen Bin Pişman yazımızda yazdığımız İzmit pişmaniyesi hakkındaki yazımızı da okumanızı öneririm.
Çeşitleri
Anadolu’da birçok şehrimizde ve İstanbul’da da çeşitleri vardır.
Bu çeşitlerinden en bilinenleri;
Ankara, Bursa,İstanbul, İzmit, Kastamonu, Manisa taban ve Pekmezlisi, Rize,
Samsun, Nevşehir, Safranbolu Osmanlı simidi ve Trilye Kulusi ile
İzmir gevreği olarak bildiğimiz türleri bulunmaktadır.
Bu türlerini sade yiyebildiğimiz gibi arasını açarak peynir, domates veya yeşil biber ile yaz mevsiminde yemeyi tercih edenler de vardır.
Özellikle de Pazar kahvaltı masalarının da ekmek dışında tercih edilenlerindendir.
Ayrıca ülkemize gelen turistler de bu sokak lezzetlerimiz arasında da sayılan simit’ i ara öğünde de severek tüketmektedirler.