Her şeyden önce işitme cihazı kullanma gereksinimini duyma fonksiyonumuzda azalma veya zamansız kayıplar olduğunda hissederiz.
Ancak 5 duyumuzdan birisi olan duyma işleminin gerçekleştiği kulağımızı tanımamız ve korumamız gerekir.
Sağlığımıza her yaşımızda önem vermeliyiz.
İlerleyen yaş ile çıkan sorunların kaynağı genellikle genç yaşta yapılan hatalı davranış kaynaklı da olabilmektedir.
Bu konudaki yüksek sesle müzik dinleme ve hatalı kulaklık kullanımını bu davranışlar arasında sayabiliriz.
Bu konudaki Tansiyon Hakkında Bilmemiz Gerekenler ile Göz Sağlığı yazılarımızı da okumanızı öneririz.
İşitme Cihazı ve Kulağımız
Kulak anatomik olarak 3 bölümden oluşmaktadır.
Dış kulak, kulak kepçesi, dış kulak kanalı ve kulak zarı olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır.
Kulak kepçesi kıkırdak bir yapıdan oluşur.
Ancak havada yayılan titreşimleri toplayarak dış kulak kanalına iletmek,
ayrıca sesin yönünün belirlenmesine yardımcı olmak görevini gerçekleştirir.
Her şeyden önce dış kulak kanalı, bir kalem çapında, hafif eğimli bir kanaldır.
Ayrıca ses titreşimlerini tınlatarak ve gelen sesi bir miktar güçlendirerek kulak zarını titreştirir.
Ancak bu şekilde ses titreşimleri orta kulağa iletilmektedir.
Ayrıca kulak kanalının iç kulağa yakın kısımlarında kulağı dış etkilerden koruyacak tüycükler bulunmaktadır.
Bu tüycüklerin dibinde de kulak sıvısı salgılayan bezler vardır.
Salgılanan bu kulak sıvısı kanalın ve kulak zarının kurumasını önler.
Sonuç olarak kulak zarı ise, dış kulak kanalında ses dalgalarının oluşturduğu basınç değişikliği ile titreşerek,
orta kulaktaki küçük kemikleri harekete geçirir.
Orta kulak, kulak zarı ile başlar ve oval pencere ile sona ermektedir.
Kulak zarı ve iç kulak arasında mekanik bir iletim sağlar.
Orta kulağın dış kulak ve boğaz ile bağlantısı vardır.
Burada mekanik iletimi çekiç, örs, üzengi adı verilen kemikler sağlar.
Orta kulak, dış kulaktan iç kulağa giden akustik enerjinin miktarını çoğaltmak ve iç kulağı aşırı yüksek seslerden
korumak görevini gerçekleştirmektedir.
Ayrıca burada bulunan, burun ve boğaz boşluğuna açılan, orta kulağın dışarıdaki hava ile bağlantısını sağlayan
östaki borusu ise dış ve orta kulak arasındaki basıncın dengelenmesini sağlamaktadır.
İç Kulak Hakkında
İç kulak, oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir.
Temel olarak iki sistemden oluşur.
Vestibüler sistem denge olayı ile ilgili sistemdir.
Koklear sistem ise ses titreşimlerinin sinir uyaranlarına dönüştüğü yerdir.
Orta kulaktaki son küçük kemik oval pencere adlı zarı titreştirir.
Ayrıca bu titreşimle salyangoz içindeki koyu kıvamlı sıvı harekete geçerek sinir uçlarını uyarmaktadır.
Kulağın en hassas kısmı olan ve binlerce tüylü hücreden oluşan bu bölgenin farklı yerleri farklı frekanslardaki
seslere karşı duyarlıdır.
Sonuç olarak salyangozdaki sinir uçlarının uyarılmasıyla ses beyne iletilmektedir.
İşitme Kaybı Nedenleri
Kulak anatomisini incelememizden sonra işitmeyi nasıl sağladığını öğrenmişizdir.
Bunu takiben de işitme kaybı ve bunun sonuçlarını inceleyelim.
Yaşa Bağlı İşitme Kaybı: Kokleadaki veya merkezi kulak kanalındaki yıpranma süreçleri öncelikle yüksek ses
alanında duyma kaybına yol açar.
Bu yıpranma süreçleri 30. yaşın doldurulmasıyla kişi farkına varmadan başlar.
Gürültüden Kaynaklanan Nedenler: Yüksek seviyede gürültüye uzun bir süre kesintisiz maruz kalınması, iç kulakta duyma hasarlarına (çoğunlukla yüksek ses alımlarında sorunlara) yol açabilmektedir.
Darbe veya patlama sonrası: Ani darbe ve patlama sesleri 4.000 Hz. alanında işitme duyusu kaybına yol açar.
Hastalık kaynaklı Nedenler: Bazı hastalıklar kulağın farklı bölümlerinde işitme bozukluğuna neden olabilmektedir.
Ani İşitme Kaybı: Bir kaç saat içerisinde ortaya çıkan, çoğunlukla tek tarafta meydana gelen hafif veya şiddetli duyma kaybı.
Çoğunlukla kokleanın belirli bölümleri bundan etkilenmektedir.
Zehirli Maddelere bağlı olarak: Kabakulak, tifüs gibi virüslerin salgıladığı bazı zararlı maddeler veya kullanılan
bazı ilaçlar iç kulağa ve denge organına zarar verebilir.
İşitme Kaybı ve Belirtileri
Son zamanlarda sohbet ederken karşınızdakini anlama güçlüğü mü çekiyorsunuz?
Telefonda konuşurken ahizenin diğer ucundaki kişinin cümlesini sürekli tekrarlatıyor musunuz?
Kapı ya da telefon zili çaldığında kimi zaman duymuyor musunuz ya da az mı duyuyorsunuz?
TV izlerken ya da müzik dinlerken,
çevrenizden sık sık “sesini yine çok açtın” uyarısı mı alıyorsunuz?
İnsanlarla sohbet ederken aklınızdan “Neden mırıldanıyorlar ki?” sorusu geçiyor mu?
Çevrenizdekilerden “Yüksek sesle konuşma!” uyarısı almaya mı başladınız?
Konuşma sırasında ne söylendiğini anlayamadığınızda ya da konuya dahi vakıf olamadığınızda,
konuşulanları istemsiz kabul ediyor ya da anlıyormuş gibi yaptığınız oluyor mu?
Kulağınızda sürekli çınlama, vızıldama ya da benzeri sesler işitme durumu (Tinnitus) oluyor mu?
Üzgünüz ama tüm bu belirtiler sizde baş gösteriyorsa acilen bir uzmana başvurmalısınız.
Çünkü tüm bunlar işitme kaybı belirtileri olabilir.
İşitme kaybı belirtileri her zaman çok belirgin olmadığı için kişiler genelde bu sorunu görmezlikten gelebilir.
Hatta dışarıdan gelen “Duymuyorsun beni artık, bir doktora mı görünsen?”gibi sözleri dikkate almayız.
Bu nedenle de pek çok kişi işitme kaybı ilerlemeden doktora gitmeyi pek düşünmez.
Oysa ki sorun ne kadar önce tespit edilirse ve tedaviye ne kadar önce başlanırsa,
daha ileri derecelere varacak işitme kayıpları o derece engellenebilir ve işitme kaybı belirtileri olan kişiye doğru tedavi başlanabilir.
İşitme Kaybı ve İleri Yaş
Her şeyden önce tiz sesleri algılama gücü 30 yaşına doğru azalmaktadır.
Dolayısıyla yaşa ya da yaşlılığa bağlı olan işitme kayıpları 30’lu yaşların altına kadar inebilir.
İşitme kaybı söz konusu olan kişiler zamanla telefon sesi, kapı zili veya araba kornalarını dahi net olarak
algılamamaya başlarlar.
İşitmenin zayıflama oranı yapısal özellikler, gürültüye maruz kalma, damar sertliği gibi çeşitli etkenlere bağlı
olarak değişir.
Sigara ve diğer damar sertliği de elbette eklememiz gereken etkenlerdendir.
Ani Duyma Kayıpları
Her şeyden önce ani işitme kaybı belirtileri hasta tarafından bazen tek ya da çift taraflı işitme azlığı olarak ortaya çıkabilir.
Ancak ani ortaya çıkan çınlama uğultu şeklinde de belirti verebilir.
Ayrıca baş dönmesi diğer belirtilere eşlik edebilir.
Sonuç olarak kulak burun boğaz hastalıkları uzmanınıza başvurmalısınız.
İşitme Cihazı ve SGK Katkısı
SGK güvencesi kapsamındaysanız, işitme cihazı bedeli üzerinden SGK’ nin verdiği katkı tutarını düşerek işitme
cihazınızı anlaşmalı kurumlardan alabilirsiniz.
Her şeyden önce işitme cihazı bedeline SGK tarafından katkıda bulunulması için;
Kurumla sözleşmeli resmi sağlık kurumlarınca en az 1 Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı tarafından Sağlık
Kurulu Raporu düzenlenmiş olması gerekmektedir.
Ancak raporda yazılı olan tanı hastaya işitme cihazı verilmesine uygun bir tanı olmalıdır.
Ayrıca işitme cihazının hangi kulağa önerildiği, işitme kaybının kalıcı olduğu belirtilmelidir.
Sonuç olarak işitme cihazının nasıl kullanılacağı; Kulak arkası, kulak içi bilgileri de yer almalıdır.
SGK yaş durumuna, emekli veya çalışan olmasına göre katkı yapmaktadır.
Ancak emeklilerin ödemesi gereken %10 katılım payını SGK emekli maaşından düşmektedir.
Ayrıca çalışanlar ise %20 katkı payını cihazı aldıkları anlaşmalı firmaya öderler.
Sonuç olarak işitme cihazı fiyatları 1500 TL’den başlamakta olup, model ve teknolojik özelliklerine bağlı olarak
10.000 TL rakamlarına kadar çıkabilmektedir.
Ancak SGK 5 yılda bir işitme cihazı için katkı ödemesi yapmaktadır.
5 yıl dolduğunda tekrar rapor çıkarttırılarak yeni bir cihaz alınabilmektedir.
Bu kural ve uygulamalar yıllara göre değişiklik gösterebilmektedir.
Bunun içinhttp://www.sgk.gov.tr/ adresinden güncel bilgi edinebilirsiniz.
İşitme cihazı türleri, fiyatları, özellikleri ve detaylar hakkında https://www.etfalisitme.com/ veya https://www.odiomer.com/ adreslerinden bilgi edinebilirsiniz.