Dut anavatanı Uzak doğu ve Çin olan dut dutgiller ailesinden Morus isimli bir ağaç cinsidir. Özellikle sıcak iklimi olan bölgelerde yetişmektedir.
Oldukça hızlı büyüyen dut ağacının kökleri etli bir yapıya sahiptir.
Fakat ağaç büyüdükçe kuvvetli olan yan kökler geliştirmektedir.
Bu nedenle de rüzgara karşı oldukça dayanıklıdır.
Dut ağacının gövdesinden, yapraklarına, dallarına ve meyvesine kadar her alanda fayda sağlanmaktadır.
Örnek vermek gerekirse;
Ağacın yaprakları hayvan besiciliğinde küçük ve büyük hayvanlar için yem olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca, kurutularak ya da taze şekilde de değerlendirilir.
Sırık şeklinde olan dalları kuvvetli ve dayanıklı olduğu için aşı, çelik ve fidan bağlama işlerinde kullanılmaktadır.
Hatta kağıt ve çuval, mobilya, sandık, ahşap araba tekerleklerinde ve bazı müzik aletlerin yapımında dut ağacından yararlanılmaktadır.
Dut ağacının meyveleri ise gıda sektöründe oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yaklaşık 4-5 metre kadar büyüyen dut ağacının meyvesi taze olarak tüketildiği gibi kurusu daha çok tercih edilmektedir.
Dut Yemenin Faydası Nedir?
Dut hem lezzetli hem de tam bir sağlık deposu olması nedeni ile günde bir avuç tüketildiğinde günlük demir ihtiyacınızın yüzde 30’unu, günlük lif ihtiyacınızın ise yüzde 20’sini karşılayacaktır.
Ayrıca, içeriğindeki C, A ve K vitaminleri, beta karoten, alfa karoten, lif, magnezyum, kalsiyum, potasyum ve yüksek antioksidanlar sayesinde kanserden kalp hastalığına, kansızlıktan enfeksiyona kadar sayısız hastalığa iyi geldiği bilinmektedir.
Dut, kan dolaşımının düzenlenmesine, bağışıklık sisteminin güçlenmesine, kalp hastalıklarının ve iltihaplanmanın önlenmesine yardımcıdır.
Her şeyden önce faydalarını sıralayacak olursak:
Kansızlığa iyi gelmekte,
Hazmı kolaylaştırmakta,
Vücuda kuvvet ve enerji vermekte,
Karaciğeri kuvvetlendirmekte,
Bağırsak kurtlarını düşürmeye yardımcı olabilmektedir.
Ayrıca, dut kişinin kilo almasını sağlar ve iştahını da açmaktadır.
Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olmakta,
Tüm bunların yanında barındırdığı vitamin ve minerallerin yanında mikrop öldürücü özelliğe de sahiptir.
Kendi çocukluğumun geçtiği İskenderun bölgesinde ağız, bademcik ve boğaz iltihabı, diş eti hastalıkları ve öksürüğe karşı da kullanılmaktadır.
Çünkü dutun yapraklarında kendine özgü doğal antibiyotik ve antiseptik özelliği olan etkin maddeler bulunmaktadır.
Ancak miktarı fazla kaçırıldığında özellikle karın bölgesinde yağlanma problemi yaratabilmektedir.
Fakat böbrek hastaları da özellikle kuru dutu potasyum içeriğinden ötürü kontrollü tüketmelidir.
Demir içeriği diğer meyvelere oranla oldukça yüksek olan dut, ağrıları dindirmekte, yaşlanma etkilerine meydan okumaktadır.
Konuyla ilgili olarak da Demir Eksikliği ve Yaşlanma Karşıtı Önerilerimiz yazılarımızı da okumanızı öneririz.
Dut meyvesi çok yüksek oranda C vitamini kaynağıdır.
Ayrıca, C vitamini bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek ve hasarlı dokuları onarmak için çok önemli olduğu da bilinmektedir.
Özelikle kuru dut demir açısından günlük değerin yüzde 30’unu içermektedir.
Bu sayede kansızlık yaşayanlar için harika bir kaynaktır.
Çeşitleri ve Vücudumuza faydası
Beyaz dut; kırmızı ve karaduttan meyve olarak farklıdır.
Yaprakları, tomurcuğu ve hatta lezzetleri de farklılık göstermektedir.
Ancak meyvesinin 20 ‘ye yakın türü vardır.
Fakat en bilinenleri, kırmızı ve beyaz duttur.
Besin değeri açısından benzer olmakla birlikte içeriklerindeki etkin maddeler farklılık gösterebilmektedir.
Özellikle beyaz dutun kanda yüksek mikrop oranının düşürülmesine yardımcı olduğu bilinmektedir.
Ancak kırmızı dutun ise yorgunluğa iyi gelen özelliği öne çıkmaktadır.
Fakat dut seçerken ezilmiş ve çürümüş olanlar tercih edilmemelidir.
Mutlaka lezzetine bakıp, aşırı yumuşamamış olan dutlar seçilmelidir.
Tazesinin dışında derin dondurucuda da saklayabilirsiniz.
Ayrıca, kurutarak kışın da tüketebilirsiniz.
Fakat çok narin bir meyve olduğu için ezilmesini engellemek amacıyla sert bir saklama kabında muhafaza edilmelidir.
Taze meyvesi yıkanmadan, buzdolabında 1 veya 2 gün bekletilebilmektedir.
Daha uzun süreli saklamak için derin dondurucu tercih edilmelidir.
Fakat çözünmesi için yemeden 4 veya 5 saat önce dondurucudan çıkarmak gerekmektedir.
Her şeyden önce bu meyvenin glisemik indeksi yüksektir. Yani kan şekerini hızlı yükseltici etkisi vardır.
Bu nedenle özellikle şeker hastalarının kontrollü tüketmesi gerekmektedir.
Ayrıca, böbrek hastaları da özellikle kuru dutu potasyum içeriğinden ötürü kontrollü tüketmelidir.
Ancak meyve haliyle ya da yoğurda karıştırıp tatlı ihtiyacı karşılanabilmektedir.
Tüketirken de en sevilen şekli ile de karadut suyu da tatlı ihtiyacını kesecek doğal, şifa deposu bir içecektir.
Ama bunu nasıl yapacağınızı öğrenmek isterseniz de https://migrostv.migros.com.tr web sayfasındaki tarife bakmanızı öneririm.
