Her şeyden önce ağız sağlığımız dişlerimiz, diş etlerimiz ve bunların bütünüdür.
Ayrıca diş çürümesi ve diş eti hastalıkları gibi sorunları önlemek ve ağzımızın genel sağlığını korumaktır.
Ağız sağlığımız doğumdan kısa bir süre sonra başlar ve hayatımız boyunca devam eder.
Şayet sabit ve tutarlı ağız sağlığı alışkanlıkları edinip ve bir ebeveyn olarak çocuklarımızı da buna yönlendirirsek başarılı bir ağız sağlığımız olacaktır.
İlk dişler çocuk doğduktan sonra 6.aydan itibaren çıkmaya başlar.
Bunu takiben 30-36. aylarda çıkması tamamlanan dişlere süt dişi veya bebeklik dişleri denir.
Ama 5-6 yaşından itibaren 1. büyük azı dişi ile başlayıp 20 yaşına kadar çıkan ve ömür boyu ağzımızda kalacak dişlere kalıcı diş denir.
Sonuç olarak bir yetişkinin ağzında 32 dişi vardır.
Çekilmedikleri takdirde ağızda, diş kaynaklı kist ve tümörler meydana gelir.
Her şeyden önce genel sağlığımız ve diş sağlığımız birbiriyle bağlantılıdır.
Sonuç olarak ağzımızın içinde olanlar vücudumuzun diğer kısımlarını etkiler.
Ayrıca kötü bir ağız sağlığımızın olması hastalık riskimizi arttıracaktır.
Bu nedenle, iyi diş sağlığı alışkanlıkları genel sağlığımız açısından önemlidir.
Aynı zamanda bazı hastalıklar veya buna bağlı durumlar ağzımızı etkileyecektir.
Ağzınızda pek çok bakteri türü bulunmaktadır.
Bunlardan bazıları zararsızken, bazıları da ağzımızda veya vücudumuzun başka kısımlarında sorunlara neden olabilirler.
Aynı zamanda kötü diş sağlığı alışkanlıkları, zararlı bakterilerin diş etlerimize ve dişlerimize saldırmasına, diş eti hastalıkları ve diş çürümesine yol açarlar.
Sonuç olarak iyi diş sağlığı alışkanlıkları, çoğu zararlı bakterinin ağzınızda ve vücudunuzun diğer kısımlarında sorunlara neden olmasını önler.
20 Yaş Dişlerimiz
6 ay ile 1 sene gibi zaman aralığında sürekli tekrarlayan diş eti ve çene iltihaplanmaları var ise, ileri derecede çürüme oluşmuşsa ve üst çenedeki 20 yaş dişlerinin çıkıp, alttaki 20 yaş dişlerinin çıkmaması durumuna bağlı dişlerde meydana gelen uzamalar olmuşsa dişin çekilmesinde fayda vardır.
Çekilmedikleri takdirde ağızda, 20 yaş dişten kaynaklanan kist ve tümörler meydana gelebilir.
Mevcut Rahatsızlığımız Nasıl Etkilenir?
Diyabet hastaları, potansiyel olarak önemli diş eti enfeksiyonuna bağlı diş kayıpları açısından büyük risk altındandır.
Ayrıca araştırmacılar, kötü diş sağlığı ve kardiyovasküler hastalıklar arasında bir bağlantı olduğununu düşünüyorlar.
Kalp sağlığımız ile ilgili olarak Tansiyon Hakkında Bilmemiz Gerekenler yazımızı okumanızı öneririz.
Bağışıklık sistemi zayıflamış olanlarda,vücudun diğer kısımlarına yayılan ağız enfeksiyonlarına rastlanabilir.
Örneğin, HIV/AIDS hastalarında ağızda ağrılı yaralar oluşur.
Osteoporoz (kemik erimesi), kemiklerin kırılganlaştığı ve kırıklara daha yatkın hale geldiği bir durumdur.
İlerleyen yıllarda sıklıkla meydana gelen bu durum, diş kayıpları ve çene kemiği kaybı ile bağlantılıdır.
Bakteriler, diş eti hastalığı nedeniyle kan dolaşımına girerler.
Diş Taşı Oluşumu ve Temizlenmesi
Diş taşı, günlük diş bakımına yeterince dikkat edilmediği durumlarda ortaya çıkan bir sağlık sorunudur.
Dişlerinin yeterince temizlenmediği durumlarda dişlerde bakteri plakları oluşur ve bu plaklar diş taşı olarak adlandırılmaktadır.
Diş taşının kendisi ağız kokusu yapmaz ancak neden olduğu rahatsızlıklar çok şiddetli ağız kokusuna neden olurlar.
Şeker ve un içeren gıda, besin ve içecekler diş taşı oluşumunu artırmaktadır.
Diş ağrısını ne keser?
Her şeyden önce gargara yapmak, sirkeli su ve tuzlu suyu karıştırıp gargara yapmak faydalı olacaktır.
Antiseptik özelliğe sahip karanfil yağını ağrıyan dişinize uygulayın ağrısını dindirecektir.
Ayrıca ağrıyan bölgeye buz uygulanması ağrıyı dindirir.
Bazen sıcak suyu ağızda çalkalamak. Faydalı olabilecektir.
Ayrıca sarımsak ezip ağrıyan bölgeye sürmek ağrıyı azaltacaktır.
Ağız Sağlığımız İçin Ne Yapmalıyız?
Her şeyden önce dişler mutlaka günde 2 kez fırçalanmalıdır.
Dişlerin doğru temizlenmesi için diş ipi kullanılmalıdır.
Ayrıca diş hekimi kontrolüne yılda bir gidilmelidir.
Mesela dişler fırçalanırken mutlaka dil de fırçalanmalıdır.
Ancak daha etkin fırçalama için diş fırçası seçimini doktorunuza danışmalısınız.
Ama diş fırçalama süresi 2 dakikadan az olmamalıdır.
Her zaman düzenli aralıklarla diş taşları temizletilmelidir
Sonuç olarak diş fırçası 2-3 ayda bir değiştirilmelidir.
Diş beyazlatıcıları kendiniz kullanmamalısınız.
Ayrıca diş minesine zarar vereceği için diş gıcırdatma, sıkma gibi durumlar olması durumunda doktorunuza sormalısınız.
Her şeyden önemlisi ağız sağlığı için sigara içilmemelidir.
Ayrıca Sigara Tüketimi yazımızı incelemenizi öneririz.
Her zaman Portakal, mandalina, kivi, limon, greyfurt gibi ağız içi tükürük salgısını artıran meyveler tüketilmelidir.
Özellikle her yemekten sonra ağız çalkalanmalıdır.
Her şeyden önce Fındık, Kabuklu Antep Fıstığı gibi sert kuruyemişler asla dişlerle kırılmaya çalışılmamalıdır.
Ayrıca dişlerde temizlik etkisi yaratacağından elma, havuç gibi sert sebze meyveler ısırarak yenmelidir.
Sıklıkla diş çürüklerini önlemek için süt, yoğurt, peynir tüketilmelidir.
Ancak diş fırçalamak için küçük bir parça macun kullanılmalıdır.
Her şeyden önce Kurabiye, pasta gibi nişastalı ve şekerli yiyecekler ağız içi bakteriyel asidi artıracağından az tüketilmelidir
Ayrıca dişler fırçalanırken kan görülürse bu diş eti hastalıklarının habercisi olabileceği düşüncesiyle en kısa sürede diş hekimine başvurulmalıdır.
Her yaştaki diş çarpıklıkları için ortodontist ile çözümü aranmalıdır.
Özellikle çocukların ilk diş hekimi muayenesi ilk dişlerinin çıkması ile başlamalıdır.
Sonuç olarak her 20 yaş dişi çekilmemelidir.
Diş ve ağız temizlik ürünlerini migros veya signal mağazalarından temin edebilirsiniz.
