Tarım yapmayı daha erken keşfeden toplumlar daha önce yerleşik yaşama geçmişlerdir.
Sonuçta günümüz uygarlıkları oluşmuştur.
Her şeyden önce muhtemelen Neolitik Çağ’da (Cilalı Taş Devri), yaklaşık olarak MÖ 9000 yıllarında başlamıştır.
Neolitik Çağ, cilalı taş aletlerinin geliştirildiği ve son buzul çağının sona erdiği dönemdir.
Daha sonra Hindistan’da M.Ö. 7000’lerde rastlanmaktadır.
Yaklaşık 2000 yıl sonra da diğer Asya ülkelerinde görülmüştür.
Son 45.000 yılın büyük bir kısmında Avrupa avcı toplayıcı toplumlar tarafından istila edilmiştir.
Yaklaşık 8500 yıl önce, günümüz Türkiye’sinden yeni bir geçim ekonomisi modeli olan tarım Avrupa kıtasına yayılmaya başlamıştır.
Bu tarım modeli 7500 yıl önce Orta Avrupa’ya oradan da 6100 yıl önce Britanya’ya yayılmıştır.
Detaylı ‘’Tarım tarihsel gelişimi’’ hakkında okumak için ise https://tr.khanacademy.org web sayfasındaki ilgili yazıyı okumanızı öneririm.
Fakat Organik olarak da bildiğimiz doğal tarımın yapılışı ve gelişimi hakkında da http://traglor.cu.edu.tr web sayfasındaki yazıyı da okumanız gerektiğini düşünmekteyim.
Tarım ve Dünyamız
Dünya nüfusunun artışı ile birlikte insanları beslemek ve yeterli sağlıklı besin elde edecek
tarımsal faaliyetleri organize etmek için öncelikle modern tarıma geçilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk ‘’Köylü efendimizdir’’ söylemi ile de bu konuya dikkatimizi çekmeye çalışmıştır.
İklim krizi, Erezyon ve bunun gibi sebepler ile dünya ekilebilir alanları da her geçen yıl azalmaktadır.
Ayrıca toprağımızın aşırı yağılar veya sulamalar ile tuz dengesi de bozularak
yeterli sağlıklı gıda tarımı yapılması da zorlaşmaktadır.
Hatta bazı bölgelerdeki tam tersi durumda az yağış alması sebebi ile oluşan kuraklık sonucu
yetişen ürünlerin verimliliği düşmektedir.
Bu nedenle susuz tarım ve bitki, ekim yapılacak gıda tohumu seçimi
her sene hem zorlaşmakta hem de imkansızlaşmaya doğru giymektedir.
Ancak tarımsal ekonomiden yeterince gelir elde edemeyen çiftçiler de
ekim işini terk etmeye ve kırsal kesimden şehirlere göç etmektedirler.
Sonuçta tüm dünya ülkeleri gibi bizim ülkemizi de çok ilgilendirmektedir.
Pandemi döneminde ilk aşamada evlere kapanan çiftçilerimiz toprakları ile ilgilenemediği görüldüğünde öncelikle bir panik yaşanmıştır.
Sonrasında durum değişip normalleşse de gelecek için bu sorunun da tarım ekonomisini etkilemesi muhtemeldir.
Her şeyden önce doğru bir tarım politikası ile planlama yaparak yola çıkmak ve
ekim alanlarının betonlaşmaya teslim edilmemesine çalışmak gelecek nesiller açısından da çok önemlidir.
Geçmişte yapılan uzman toplantıları ve çalıştay yapılmasına çok hızlı bir şekilde ihtiyaç vardır.
Sonuçta bu uzman görüşlerine uyulması da gerekmektedir.
Ayrıca İklim Krizi ve Plastik ve Geri Dönüşüm yazılarımızı da okumanızı öneririz.