Her şeyden önce deprem;
hepimizin bildiği gibi fay hatları üzerinde olan ülkemizde kaçınılamaz.
Sonuç olarak önlem alınabilir.
Tedbirli olunması gereken bir durumdur.
Ancak deprem bir doğa olayıdır ve yer küre derinliklerindeki enerjinin yüzeye yansıması ile birlikte yüzeyde dalga etkisi de yatay hareket oluşmasıdır.
Dünyamızın oluşumundan bu yana depremler olmaktadır.
Sonuç olarak bu hareketlilik yer kürenin kırılarak ve yer değiştirerek şekillenmesine neden olmaktadır.
İzmir Depremi.
Bugün 30.10 2020 saat 14.02 de;
7 civarında Ege denizinde ve yüzeye 15 Km. derinlikte bir deprem meydana geldi.
20 civarında bina yıkıldı.
Yunanistan’ın Samos adası açıklarında olması ve burayı da çok etkilediği bildirildi.
Sonuç olarak depremler değil binalar öldürür gerçeğini bir kez daha yaşadık.
Ancak yıkılan binaların yapıldığı zeminin de sorunlu olduğu ve inşaatların buna uygun yapılmadığı söylenmektedir.
İzmir’in Seferihisar ilçesinde sahil kesiminde depremin etkisi ile deniz şehre doğru ilerledi ve şehri deniz suları bastı.
Sonuç olarak bir müddet sonra çekildiyse de çok hasar verdiği belirtiliyor.
Ayrıca denizdeki 100 kadar tekne denize sürüklenerek sahipsiz dolaşmaya başlamış. Bir çok teknede de hasar meydana gelmiş.
Covit19 Sonrası Deprem
Ancak Covit19 artış gösterdiği bu dönemde kurtarma ve arama esnasında çok dikkatli olunması gerektiği ve bu depremin artçılarının 2 haftaya yakın sürebileceği belirtiliyor.
sonuç olarak deprem sigortasının önemi bir kez daha hissedilmiş oluyor.
Ancak prof. Naci Görür’ ün yaptığı en son açıklama ile deprem olasılığının İstanbul için %65 e çıktığını ve Özellikle Avrupa yakasında olacağını belirtmiştir.
Sonuç olarak Marmara denizinden Haliç ‘e kadar gelen fay hattı buradan kıyı şeridi boyunca ilerleyip Zeytinburnu’ndan sonra içeri girerek ilerleyen bir hat olduğunu belirtmiştir.
Ancak 29.01.2021 Cuma günü Kandilli Rasathanesinden yapılan açıklamada bu fayda çok fazla hareketlilik tespit edildiği yönünde olmuştur.
Bu nedenle de fayın yakında deprem yaratma potansiyelinin olduğu bildirildi.
Sonuç olarak deprem gerçeği ile yaşamak zorundayız ve sevdiklerimizi korumak için de medeni ülkelerdeki gibi sonradan daha az üzülmek için ev ve iş yerlerimizi deprem yönetmeliğine uygun inşa ederek işe başlamalıyız.
Hatta Devlet ve yerel yönetimlerin fay hatlarını göz önünde bulundurarak yerleşim yeri seçimi ile işe başlaması gerekmektedir.
Bu tedbirleri aldıktan sonra da deprem sigortamızı, ev ve iş yeri sigortamızı, ferdi kaza,kasko vs sigortalarımızı bilinçli olarak satın almalıyız.
Her şeyden önce Türkiye sınırları içerisinde Kuzey Fay hattı, Doğu Anadolu Fay hattı, Batı Anadolu fay hatları mevcuttur.
Ayrıca İstanbul ilimizden de geçen Kuzey Fay hattı en hızlı ve hareketli Fay hattıdır.
Fay Nedir?
Yer kabuğundaki çeşitli boyuttaki kayma yüzeylerinin yani üzerinde deprem olan ve hareket eden iki levhanın arasındaki yüze Fay denir.
Ülkemizde bulunan başlıca fay hatları şunlardır;
Kuzey Anadolu Fay Hattı.
Van Gölünün kuzeyinden başlayarak Adapazarı, Sapanca Gölünden Marmara denizi içerisinden Saros Körfezine kadar uzanan hattadır.
Doğu Anadolu Fay Hattı.
Nil vadisinden başlayıp Hatay ilimizde sınırlarımızdan giriş yaparak, Kahramanmaraş, Adıyaman üzerinden devam ederek Malatya, Elazığ’dan geçerek Bingöl civarında Kuzey Marmara Fay hattı ile buluşarak Erzincan, Erzurum üzerinden sınırımızı terk eder.
Batı Anadolu Fay Hattı.
Anadolu’nun batısında ve Ege denizinin farklı noktalarından giriş yapan birkaç hattır ve Kuzeyden Güneye doğru aralıklar ile dizilirler.
Anadolu’nun içine doğru ilerler.
Batı Anadolu Fay hatları şunlardır.
1. Fethiye-Burdur Fayı
2. Gökova Fayı
3. Knidos (Cumalı, Yaka köy) Fayı
4. Büyük Menderes Fayı
5. Yavan su fayı
6. Küçük Menderes Fayı
7. Gediz Fayı
8. Simav Fayı
9. Eskişehir Fayı dır.
Bildiğimiz gibi depremin kendisi değil binalar ve yanlış şehirleşme ölümlere sebep olmaktadır.
Japonya’da sık sık 9 şiddetine kadar depremler olmasına rağmen, ölümlere sebep vermemektedir.
Japon halkı da deprem gerçeğine alışmış durumdadır. Tabii alışmanın bir nedeni de bilinçli olmaları ve küçük yaştan eğitim alarak hazırlıklı olmalarındandır.
Neredeyse Türkiye’nin belirli bölgelerinde her yıl bir deprem olmaktadır. Yanlış yapılaşma ve eğitim eksikliğinden Japonya’dan çok daha az şiddetteki depremlerde ölümler ve ağır yaralanmalar olmaktadır.
Her şeyden önce Türkiye’de deprem bölgeleri haritası yayınlanmaktadır ve en son olanı AFAD deprem dairesi başkanlığı tarafından yenilenerek 1 Ocak 2019 da yayınlanmıştır.
1500 ve Sonrası Önemli Depremler.
1500 yılından itibaren Türkiye’nin çeşitli noktalarında 7 ve üzerinde 23 deprem meydana gelmiştir.
Ayrıca 10 Eylül 1509’da 7,2 büyüklüğünde Büyük İstanbul depremi.
23 Şubat 1653’de 7,5 büyüklüğünde Doğu İzmir Depremi,
Ayrıca 17 Ağustos 1668’de 8 büyüklüğünde Anadolu Depremi,
Ayrıca 10 Temmuz 1688’de 7 büyüklüğünde İzmir Depremi,
3 Nisan 1881’de 7,3 büyüklüğünde Sakız Adası Depremi ve
Ayrıca 10 Temmuz 1894’te 7 büyüklüğünde İstanbul Depremi yaşanmıştır.
1900-1939 yılları arasında ise;
9 Ağustos 1912’de 7,3 büyüklüğünde Mürefte Depremi,
18 Kasım 1919’da 7 büyüklüğünde Ayvalık Depremi,
Ayrıca 7 Mayıs 1930’da 7,6 büyüklüğünde Hakkari Depremi meydana gelmiştir.
1939-2018 yılları arasında ise;
1939 Erzincan,1942 Erbaa, 1943 Ladik, 1942 Gerede, 1953 Yenice, 1957 Fethiye, 1957 Abant, 1964 Manyas,1970 Gediz,
1976 Muradiye,1998 Ceyhan/Adana, 1999 Gölcük/İzmit, 1999 Düzce ve 2011 Van depremleri meydana gelmiştir.
Buradan yola çıkak17 Ağustos 1999 tarihinde Kocaeli ve 12 Kasım 1999 tarihinde Düzce’de meydana gelen depremlerden sonra çıkarılan 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 27 Eylül 2000 tarihinden itibaren Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) sistemi uygulamaya konulmuştur.
Bu amaçla da 2000 yılında Doğal Afet Sigortaları Kurumu(DASK) kurulmuştur.
DASK(Doğal Afet Sigorta Kurumu) ve ZDS(Zorunlu Deprem Sigortası Hakkında Bilinmesi gerekenler.
Her şeyden önce Doğal Afet Sigortası Kurumu (DASK) https://www.dask.gov.tr/, Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin;
Deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, Tsunami ve
yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları,
poliçenizde belirtilmiş limitler kapsamında nakit olarak karşılarlar.
Bu konudaki Dask ve Banka Sorumluluğu ve Bazı Özel Sigorta Türleri yazılarımızı da okumanızı öneririz.
Özellikle de banka kredisi kullandıysanız ve hala krediniz devam ediyorsa bu yazımızı daha da dikkatli okumalısınız.
Binanız tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa da teminat altındadır.
Belirtilen bina bölümleri, bir arada ya da ayrı ayrı teminat kapsamındadır.
- Temeller
- Ana duvarlar
- Bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar
- Bahçe duvarları
- İstinat duvarları
- Tavan ve tabanlar
- Merdivenler
- Asansörler
- Sahanlıklar
- Koridorlar
- Çatılar
- Bacalar
- Yapının yukarıdakilerle benzer nitelikteki tamamlayıcı bölümleri.
Teminat dışında kalan haller ise;
- Enkaz kaldırma masrafları
- Kar kaybı
- İş durması
- Kira mahrumiyeti
- Alternatif ikametgah ve işyeri masrafları
- Mali sorumluluklar ve benzeri başkaca ileri sürülebilecek diğer bütün dolaylı zararlar
- Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri
- Tüm bedeni zararlar ve vefat
- Manevi tazminat talepleri
- Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar
- Depremden bağımsız olarak, binanın kendi kusurlu yapısı nedeniyle zamanla oluşmuş zararlardır.
Zorunlu deprem sigortasına ek olarak alacağınız bazı konut poliçeleri bu teminatları kapsayabilirler.
DASK her yıl inşaat maliyetlerindeki artışa göre belirlediği azami bir tutarda teminat sağlar.
DASK tarafından verilen azami teminat tutarı, 01 Ocak 2020 tarihinden itibaren bütün yapı tiplerinde 240 Bin TL’dir.
Bu miktar 2023 yılında zorunlu deprem sigortasında yapılan değişikliklere göre, bir mesken için verilebilecek olan azami teminat tutarı 640.000 Türk lirasına çıkarılmıştır.
Azami teminat tutarı tespit edilirken, yıkılan meskenin yeniden inşa edilmesinin maliyeti (arsa değeri hariç) dikkate alınır.
Sigortalının teminat tutarı (sigorta bedeli) -azami teminat tutarını geçmemesi koşuluyla meskenin büyüklüğüne ve yapı tarzına göre belirlenir.
Eğer meskenin değeri DASK tarafından verilen azami teminat tutarını aşıyorsa, sigortalı isteğe bağlı olarak, aşan kısım için sigorta şirketlerinden ek teminat alabilir.
Bunun için özel sigorta şirketlerinden konut sigortası olması gereklidir.
Sigorta Kapsamındaki Binalar.
Her şeyden önce Zorunlu Deprem Sigortası genel anlamıyla,
Belediye sınırları içinde kalan meskenler için geliştirilmiş bir sigorta türüdür.
Ancak 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu gereğince, aşağıda tanımlanmış binalar güvence altına alınır:
- Tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar ve
- üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar,
- Ayrıca 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler,
- Bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler,
- Doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler.
Ayrıca Zorunlu Deprem Sigortası aynı koşullara uyan şu durumlarda da geçerlidir;
- Kat irtifakı tesis edilmiş binalar ile;
- Tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı “arsa vs.” olarak görünen binalar,
- Tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri,
Ancak henüz bağımsız tapusu olmayan ve;
2000 öncesi inşa edilmiş meskenler;
Ancak sigorta ettirenin beyanına dayanılarak ve arsa tapusuna ait bilgilerle sigorta yapıla bilirler.
Kapsam Dışında Kalan Binalar.
Zorunlu Deprem Sigortası kapsamı dışında kalan bina türleri ise;
- 9/11/1983 tarih ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununa tâbi olan veya
- kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler,
- Köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve
- civarında ve mezralarda yapılan binalar,
- Tamamı ticari veya sanayi amaçla kullanılan binalar,
- Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar,
- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar,
- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar,
- Yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile
- mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar.”
Ayrıca ZDS kapsamı dışındaki binalara, İhtiyari Deprem Sigortası yaptırabilirsiniz.
Köy yerleşimleri genel olarak gelir düzeyinin düşük olması, binalarda belediye denetiminin bulunmaması ve
sigortanın sunumunun zor olması gibi nedenlerle sigorta kapsamı dışında yer alır.
Ancak, köylerde bulunan yapılar için istendiği takdirde İhtiyari Deprem Sigortası yaptırılması mümkündür.
Ayrıca ticari ve sanayi amaçlar için kullanılan binalar için de;
İhtiyari Deprem Sigortası yaptırılmaktadır.
Ancak poliçesini her yıl yenileyen sigortalılar yenileme döneminde indirimden yararlanırlar.
Ayrıca yürürlükte olan ZDS poliçesine ait bina satışı gerçekleşmesi durumunda,
Ancak menfaat sahibi değişikliği için ilgili sigorta şirketine zeyilname düzenletmek gerekir.
Sonuç olarak ZDS poliçesi primi ve esasları devlet tarafından belirlenmesi sebebi ile
tüm sigorta şirketlerinde fiyat ve şartları aynıdır, farklılık gösteremez.