Bilge her şeyi bildiği gibi, bildiği şeyleri de iyi ve sağlam bilen, bilgisini kendisi ve başkaları için

en yararlı bir biçimde kullanabilen, iyi ahlaklı, olgun kimse olarak tanımlanmaktadır.

Bilge Yaş Dönemi
Bilge Yaş Dönemi

Her şeyden önce hepimiz doğar, gelişir, büyür ve yaş alarak da yaşlanmaktayız. Bu evreye de yaş dönemimiz olarak adlandırırız.

Buradan yola çıkarak da ileri yaş dönemine kadar birçok olay yaşayarak tecrübe edinmekteyizdir.

Fakat çocuk yaştan itibaren okur, araştırır ve kendimizi geliştirirsek de ileri yaş dönemimizde

bilge yaş dönemini biz de yaşayabiliriz.

Ancak unutmayalım ki öğrenme süreci tüm yaşamımız boyunca devam edecektir.

Hiçbir zaman her şeyi bilen bir duruma erişemeyeceğizdir.

Fakat toplumda yaşlı denilince; bakıma muhtaç, yürüme güçlükleri olan, değişime kapalı,

mutsuz, yalnız ve sosyal ilişkileri zayıflamış bir birey akla gelmektedir.

Oysa bilgi, beceri ve deneyimler temelinde düşünüldüğünde bazı yaşlılar için yaşlılık dönemi bilgelik yılları olarak nitelendirilebilir.

Bu anlamda bilgi ve deneyimlerinden gençlerin yararlanmalarını olanaklı kılmak açısından

bilge yaşlıların önemli bir potansiyele sahip olduklarını söylemek mümkündür.

Bilge Doğu ve Batı kültürlerinde farklı algılanmaktadır.

Doğu toplumlarında bilge olmak; yaşamı anlama, sezgi ve farkındalığın gelişmesi ile sevecen olmak gibi özellikler ile ilişkilendirilmektedir.

Antik Yunan’da bilgelik, doğru ve güzel olanla iç içe geçmiş olan entelektüel, ahlaki ve pratik

yaşam sanatı olarak ifade edilirken; Hıristiyanlık, bilgeliği gerçekliğin doğasını anlamak

ile ilişkilendirmekte, kutsal olanın ve mutlak doğrunun peşinde geçirilen bir yaşam olarak açıklamaktadır. https://www.psikolog.org.tr/tr

Batı toplumlarında bilgeliğe, bilginin çeşitli türlerine “sahip olmak” olarak açıklanmaktadır.

Aynı zamanda bilgeliğin her insanda var olan bir potansiyel olduğuna inanmaktadır.

Bilgelik; Yaşama ilişkin daha derin bir anlayışa sahip olmak, gerçeği olduğu gibi algılamakla mümkündür.

Bu nedenle olaylara ve durumlara farklı bakış açılarından bakmak yansıtıcı boyutu içermektedir.

Ayrıca önyargıları aşmak için çaba göstermeyi ve mevcut durum için başka insanları ya da koşulları suçlamamayı ifade etmektedir.

Bilge Yaşlılık

Bilge Yaşlı ile Gençler Bir arada olmalı
Bilge Yaşlı ile Gençler Bir arada olmalı

Yaşlıların deneyimleri ile özellikle teorik, pratik ve gündelik yaşamda bilgeliklerini

kullanmaları yanında, var olan bilgilerini başkalarının yararı için kullanmaları yaşam bilgisi

açısından değerlendirildiğinde yaşlılık dönemi, bir hazine niteliği taşımaktadır.

Ayrıca, Sosyal, ekonomik, psikolojik, biyolojik ve fizyolojik boyutları ile düşünüldüğünde

bilgece yaş alma bireylerin farklı yaşam dönemlerinde zorluklarla başa çıkabilmek için

strateji geliştirmeleri, analitik düşünmeleri, edindikleri bilgi, beceri ve deneyimlerden yaşam dersi çıkarmaları açısından önemlidir.

Aynı zamanda bilgece yaş almanın özellikle sağlıklı ve başarılı yaşlanma ile olumlu yönde ilişkisi olduğu da bilinmektedir.

Bu konu hakkında Yaşlılık Algıları, Yaşlılık Raporu ve Sınavsız Üniversite Okuyabileceğinizi Biliyor muydunuz? yazılarımızı da okumanızı öneririz.

Bilgeliğin Gelişimi

İnsanın bilgelik, gelişim basamakları açısından doruk noktası olarak düşünülmesine rağmen, kendiliğinden kazanılmamaktadır.

Ancak 20 yaş civarında en yüksek düzeyine ulaştığı ve bu düzeyin 30’lu yaşlar süresince

korunduğu; 30 yaştan sonra akıcı zekanın düşmeye başladığı ve 60’lı yaşlarda en düşük düzeye geldiği bilinmektedir.

Ayrıca, öğrenme sürecinde edinilen deneyimlere bağlı olarak bilgeliğin,

yaşamın erken dönemlerinde artmaya başladığı ve gelişimini olumsuz etkileyebilecek

hastalık vb. olumsuzluk yaşanmadıkça yaşlılık döneminde de artmaya devam ettiği düşünülmektedir.

Yaşlılıkta Bilgelik Kuşaklararasına Nasıl Aktarılabilir?

Küreselleşme, kentleşme ve çağdaşlaşma aile içindeki ilişkilere yansıyarak bir anlamda yaşlılara bakış açısını da etkilemektedir.

Bu bağlamda genellikle tarım toplumlarında ataerkil değerlere dayalı olarak birey ile aile ilişkilerinde karşılıklı bağımlılık daha fazla hissedilmektedir.

Kentleşme ve endüstrileşmenin etkisi ve çağdaşlaşmayla birlikte, özellikle çağdaş

kentsel endüstri toplumlarında iş, eğitim vb. gibi nedenlerle birey, aileden kopmaya başlamaktadır.

Böylece aile bireyleri arasındaki etkileşim bazen azalmakta, bazen de sona erebilmektedir.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu gerek bazı gelişmiş endüstri ülkelerinde, gerekse gelişmekte olan bazı ülkelerde geçerli olan üçüncü bir modelin olduğunu bilmekteyiz.

Yaşlı ile Genç bir arada zaman Geçirmeli
Yaşlı ile Genç bir arada zaman Geçirmeli

Bunun adı “karşılıklı duygusal bağlılık” olarak ifade edilen bu modele göre birey ile aile,

mekan olarak birbirlerinden bağımsızlaşsa da duygusal bağlılıkları devam etmektedir.

Karşılıklı duygusal bağlılığı destekleyen yaşlılara saygı ve genç kuşağa destek olma gibi

değerlerin önemli olduğu; tarihsel ve kültürel geleneğe bağlı olarak yaşlıların toplumda

saygın kabul edildiği Türkiye’de, bu değerlerin yitirilmemesi önemlidir.

Doğu toplumlarına kıyasla özellikle Batı’da yaşlanmaya ilişkin olumsuz kalıp yargılar, yaşlılara olumsuz tutum geliştirilmesinde etkili olmaktadır.

Bu nedenle özellikle Batı’da genç ve yaşlı kuşağı biraraya getiren okul ve toplum temelli programlar artırılmaktadır.

Nitekim özellikle yaşlıların, kendi yaşam deneyimlerini gençlerle paylaşmalarını sağlayarak kuşaklararası ilişkileri güçlendirdiği öne sürülen bu programların;

hem yaşlılar hem de gençler açısından önemli olduğunu unutmamalıyız.

Örneğin Prof. Dr. Linda Fried ve Marc Freedman tarafından geliştirilen okul ve toplum temelli

bir program olan “Deneyim Birliği”, emeklilik döneminden başlayarak yaşlıları

(55 yaşından itibaren) ve ilkokul öğrencilerini okul ortamında bir araya getiren bir programdır.

Kuşaklararası sosyal etkileşim ve ortak gelişim fırsatlarının sağlanması, her toplumun

bilge kuşaklar yetiştirmesi açısından önemli bir ihtiyaçtır.

Yaş sınırlarını kaldırmak ve kuşaklararasındaki etkileşimi artırmak, yaş gruplarının birbirleri ile bütünleştiği toplumda yaşamaya katkı sağlamaktadır.

Bu nedenle her toplumun kültürel değerleri, toplum yapısı ve özellikle okullarda

yaşlılara ihtiyaç duyulan sorunlu alanları dikkate alınarak yaşlı ve genç kuşağı bir araya

getiren programlar planlanmalı ve ülke çapında yaygınlaştırılmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !