Yaşlılık raporu; KONDA Araştırma Şirketinin 2020 Hayat Tarzları 2018 Raporundan ürettikleri bir araştırmadır.
Sizlerle ara ara bu araştırmanın sonuçlarını paylaşmak isterim.
Her şeyden önce yaşlanmak, yaş almak her canlının geleceği son nokta gibi bakılması beni oldukça düşündürüyor.
Bu yaş evresine gelenlere işi bitmiş, artık tüm üretkenliklerini kaybetmişler,
kenarda son günlerini beklemeliler gözüyle bakılarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Ancak bunu sadece bu yaş gurubuna giren birisi olarak değil,
iyi bir gözlemci olduğumu düşünerek de paylaşmak istedim.
Acaba siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz diye fikrinizi duymaktan büyük keyif alacağım.
Ayrıca bu yaş gurubu için devlet politikamız nedir diyerek de 2 yıldan fazla süredir çeşitli resmi veya gayri resmi kaynakları, kitap ve üniversite çalışmalarının yanında TÜİK istatistiklerini, https://www.tuik.gov.tr
Devlet 10 yıllık kalkınma planlarını da okumaya ve anlamaya çalıştım.
Sonuçta belirli bir politikaya eriştim ve bende bir kanaat oluştu derken Pandemi başladı.
Bu son iki yıldır da gelişmiş ülkeler dahil olmak üzere, yaşlılar için gerçekten bir politika değişikliğine gidildiğini düşündüren yazı ve araştırmalar okumaya başladım.
Bu yazılarda direk ifadeler kullanılmasa da sanki bu yaş guruplarının ülkelere yük teşkil ettikleri,
onlardan vazgeçildiği veya yok sayıldıkları benzeri tutumlarını ifade eden yazılarını okumaya başladım. Ve bu beni daha çok etkiledi.
Pekiyi Türkiye’deki yaşlılar ne durumdalar?
Ayrıca 65 Yaş Üstü yazımızı da okumanızı öneririm.
Yaşlılık Raporu Araştırması Notları
Yaşlılık raporu araştırmasına göre;
Corona virüs ilk Çin’de ortaya çıktığından itibaren 65+ yaş gurubunu en çok etkilendiği,
özellikle yaşlı bakım evlerinde yaşayan bu yaşlıların en çok etkilenen gurup olduğu görülmüştür.
Bununla birlikte de bu yaş gurubu hakkında sıklıkla konuşulmaya başlanmıştır.
Dünyada ve Türkiye’de demografik değişimlerden birisi insanın ortalama ömrünün uzaması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bilim ve teknolojik sıçrama bir yandan ortalama ömrü uzatırken,
öte yandan yaşlıların yaşamla olan ilişkilerini eskisinden daha aktif ve etkin gündelik yaşam pratikleri üzerinden kurabilmeleri için alan açıyor.
Yeni yaşlılarımızın seyahat, tatil, eğlence, sosyalleşme, gastronomi, hobi, sanat ve kültürel aktiviteler gibi bir dizi gündelik yaşam alanında kayda değer değişimler ürettikleri gözlenmektedir.
Kaynak https://konda.com.tr
Bu araştırma raporundan yola çıkarak bir yandan yaşlıların eğitim ve gelirlerinin daha düşük olduğu,
Kamusal hayata daha az temas ettiklerini ve bu tür kırılganlıkların toplumsal cinsiyetin yarattığı farkları daha da belirgin hale getirdiğini gösteriyor.
Diğer yandan sosyal medya kullanımının kısa sürede hızla yaygınlaşması gibi dönüşümleri görmek de mümkün.
Ayrıca bu yaş grubunun 7- 7,5 milyon kişiden oluşması(Bugün itibari ile 13,5 Milyondur) ve 65 yaşında olan birinin ortalama 15 yıl boyunca oy vermeye devam edecek olması,
Bir siyasi parti için yaşlıların seçmen olarak kazanılmasının önemine işaret etmektedir.
Bizi ciddiye almanızı öneririm.