Yaşam ve İlişkiler Koçu; Psikoloji temelli uluslararası akredite Yaşam ve İlişkiler Koçuyum.
Yurtiçinden ve yurtdışından aldığım,
Transaksiyonel Analiz eğitimleri sonucu bu sistemi;
Hem danışanlarımın sorunlarının çözümünde bir anahtar olarak kullanıyorum.
Hem de bu sistem üzerinde eğitimler vererek kişisel farkındalık çalışmaları yapıyorum.
Bu eğitim;Haftada bir gün iki saatlik bir çalışmayla 12 hafta sürüyor.
Bu konuda bazı kısa bilgiler aktarmak isterim.
Koçluk Nedir?
Öncelikle yaşam koçu nedir, hatta koç kime denir diye başlayalım.
Coach kelimesi Fransızca “Cocher” kelimesinin İngilizceye geçmiş şeklidir.
At arabacısı demektir yani kişiyi bir yerden alıp gitmek istediği yere götüren kişi.
1900 lerin başlarında İngiltere’de üniversite öğrencilerine sınav veya yıl bazında destek veren kişilere verilmiştir.
olan bu sıfat, Yüzyılın ortalarında spor alanında ekiplere destek veren kişilere de verilmiştir.
Yüzyılın sonlarında bireysel anlamda kullanılmaya başlanan koçluk, 2000 li yılların başında ülkemizde de yaygınlaşmıştır.
Yaşam ve İlişkiler Koçu Kimdir?
Her şeyden önce kelime anlamına uygun olarak kişinin aşamayacağını düşündüğü bir engeli aşmasına yardımcı olacaktır.
Ayrıca ona destek verecek, bir anlamda onunla el ele yürüyecek kişidir.
Ancak kişilerin sahip oldukları başarma potansiyeli ile kendisi arasındaki engeli kaldıran kişidir. ,
Benzer şekilde Empati Nedir? yazımızı da okumanızı öneririm.
Ayrıca yaşam koçu kişinin yapmayı düşündüğü ile gerçekten yapmak istediği arasındaki boşluğu kapatır.
Mesela danışanın aşmayı istemesine rağmen aşmakta zorlandığı veya denemeye dahi çekindiği konularda müdahil olur.
Yani örnek olarak ben kendimi özellikle bazı konularda yeterli görmüyorsam,
bir yaşam koçunun desteğine ihtiyaç duyarım.
Her şeyden önce yaşam koçu yaptığımız görüşmelerde bana doğru sıralamayla doğru sorular sorarak ve
benim cevaplarımı hem analitik hem de sezgisel olarak dinleyerek sorunumun kaynağına ulaşır.
Ancak kaynağın tipine göre bir yaklaşımla devam eden görüşmelerde
beni bu kaynakla yüzleştirerek çözümü bulmamı sağlar.
Koçluk Mesleğinin Bazı Ayrıntıları
Bu meslek dalında gözden kaçan bazı ayrıntılara da değinmek isterim.
Her şeyden önce yaşam koçu en azından temel psikoloji bilgilerine sahip olmalıdır.
Öncelikle danışanına nasıl yaklaşması, nasıl bir üslupla konuşması gerektiğini saptaması açısından ve danışanda
var olabilecek daha derin bir sorun durumunda onu bir klinik psikoloğa yönlendirebilmesi açısından bu bilgi çok
büyük önem taşımaktadır.
Ancak yaşam koçunun danışanına kendi hatalı bakış açısını aktarmaması için kendisi de
psikolojik anlamda bir incelemeden geçmiş olması gerekecektir.
Ayrıca kendi yaşamışlığı, yaşam deneyimi olması çoğu zaman büyük önem arz etmektedir.
Danışanlar kendilerinden daha genç yaşam koçlarının önerilerini ciddiye almama eğilimi göstermektedirler.
Transaksiyonel analiz hakkında kısa bilgiler
Transaksiyonel;Analiz psikanalizden doğmuş bilimsel bir yöntemdir.
Kanadalı bir psikiyatr olan Eric Berne tarafından ortaya koyulmuştur.
İkinci Dünya savaşı sırasında Amerikan ordusunda görev alan Berne hem savaş sırasında hem de savaştan sonra
gerek ordu mensuplarının gerekse sivil halkın yaşadığı ve savaştan sonra travmalarından oluşan
büyük birikimi eritebilmek için psikanalizden daha hızlı sonuç verebilecek olan
bu yöntemi uygulamaya koymuştur.
Transaksiyonel Analiz;
Kişinin kendini tanıması, anlaması ve sınırlarından kurtulabilmesi esasına dayanır.
Hepimizin kendimizle ilgili bazı “Temel Düşüncelerimiz” vardır.
Çocukluğumuzda henüz mantığımız gelişmemişken duygusal düzeyde çevremizdeki olayları bir anlamda
çarpıtarak oluşturduğumuz, kurgu kararlarımızın yarattığı bir “Referans Çerçevemiz” vardır.
Yetişkinlik dönemimizde çevremizdeki olayları bu çerçeveye uydurabilmek için yine çarpıtır.
Bu çerçeveden geçebilecek duruma getiririz.
Böylece kurgu kararımızın tekrar tekrar onaylanmasını sağlarız.
Bu kurgu kararları da “Temel düşüncemizi” besleyerek daha büyümesini, sağlamlaşmasını ve kalıcı olmasını sağlar.
Yani bir tür kısır döngü yaratmış oluruz.
Örnek olarak biz kendimiz için “Ben beceriksizim, başarısızım, çirkinim, sevilmeye layık değilim” gibi bir kurgu kararı almışsak ve bu yönde bir referans çerçevesi geliştirmiş ve
bir “Temel Düşünce” oluşturmuşsak artık aldığımız övgülerin altında farklı sebepler aramaya başlarız.
Çünkü bu övgü veya destek sözcükleri bizim çerçevemizden geçmeyecektir.
Geçebilecek olanlar sadece kararımızı onaylayacak olumsuz sözcüklerdir.
Bunların sonucunda da olumsuz “Temel Düşüncemiz” giderek beslenecektir.
Bu sarmalı bir yerinden kırabilirsek, döngüyü tersine çevirmemiz ve olumsuz
“Temel Düşünceyi” giderek zayıflatıcı yönde bir sarmal oluşturmamız mümkün olacaktır.
İşte Transaksiyonel Analizin işleme sistemi en basite indirilmiş şekliyle budur.
