Ölüm hayatın sona ermesidir.

Her şeyden önce canlı varlıkların dokularının canlılığını kaybetmesi de ölümle sonuçlanmaktadır.

Ölüm ve Ölmek Üzerine
Ölüm ve Ölmek Üzerine

Canlının ölümünden bahsedebilmek için, hayati faaliyetlerin bir daha geri gelmemek üzere

sona ermesi şartı bulunmaktadır.

Her şeyden önce hücrelerimizi kullanılıp tükettikçe, tamir işlemleri de zorlaşmaktadır.

Sonuçta da bir nevi kayaya dönüşüyoruz. Aşındıkça aşınıyoruz ve zayıflıyoruz.

Buna bağlı olarak da vücudumuzu yemeye hazır, hastalık yapıcı bakteriler, mantarlar, vb. vücudumuzu işgal etmeye başlıyor, bizi hasta ediyor ve nihayetinde öldürüyorlar.

Ölüm ve Bakteriler
Ölüm ve Bakteriler

Ancak “Doğal nedenlerle öldü ” ya da ” Yaşlılıktan öldü ” dediğimizde aslında kastettiğimiz, ilerleyen yaştan ötürü yeterince bozulmuş bir sistemin organlarından bir veya birkaçını,

bakteriler veya mantarlar gibi patojenlerin istilası sonucu iflas etmesidir.

Sonrasında tüm sistemin çökmesidir.

Bu organ kalp, karaciğer, böbrekler, vs. olabilmektedir.

Ancak durup dururken ölmek diye bir şey yoktur;

Mutlaka iflas eden bir organ ve o organı iflas ettiren bir organizma veya süreç bulunmaktadır.

Ölümün gerçekleşmesinden 24 saat sonra vücut çürümeye başlamaktadır.

Ancak solunumun durması bakteriler için işarettir ve işlerine koyulurlar.

Bununla birlikte de ilk çürüyen organlar göz, beyin, mide ve bağırsaklardır.

En geç çürüyen kısımlar ise kalp, mesane, böbrek ve rahim olmaktadır.

Şunu unutmamalıyız ki doğum ve yaşam kadar ölüm de hayatımızın bir parçasıdır. https://evrimagaci.org

Ölüm Sonrası Gerçekleşen Aşamalar

Ölüm sonrasında solunumun durması, kalp atışının olmaması, kanın, vücudun alt bölgelerinde toplanması sonucu vücudun renginin solması, vücut ısısının geri dönüşü olmayacak şekilde düşmesi gibi belirtiler ile tıbbi olaraktan ölümün gerçekleştiği sonucuna varılmaktadır.

Her şeyden önce sistemsel olarak vücut fonksiyonları geri dönülmeyecek şekilde ahenksizleşmektedir.

Ölümden sonra bütün kaslarda gevşeme olmaktadır.

Fakat göz kapakları kasları gevşediğinden dolayı kapakların arası açık, yarı açık veya kapalı olabilmektedir.

Bazen bu açıklık devamlı kalır, bazen açık olan göz kapaklarının arası birkaç saat sonra daralmaktadır.

Ölümden hemen sonra ağız açılır, çene aşağıya düşer, ölü katılığı denilen durum oluştuğunda ise ağız bir santimetre kadar kapanmaktadır.

Ancak ölümden sonra kaslarda sertleşme olmaktadır ve buna ölü katılığı ismi verilmektedir. Ölü katılığı halk arasında iyi bilindiğinden dolayı cesedin çenesi ve iki ayağı biçimsiz şekil almasın diye bağlanmaktadır.

Ölü katılığı bazen hafif ve kısa zamanda geçse de her ölümde meydana gelmektedir.

Konuyla ilgili olarak da Yaşamak Nedir? ve   Uzun ve Sağlıklı Yaşamak yazılarımızı da okumanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !