Nasılsın güzel gönüldaşım?
Merhabalar güzel gönüldaş… Kırkından Sonra‘ya hoş geldin.
Biraz sohbet edelim mi? Gerçi sadece ben anlatacağım, sen okuyacaksın ama olsun.
Sen de bir şey demek istersen çekinme, yaz yorumunu. Ben de seni dinlerim.
Burada birlikte harika vakit geçireceğiz. Kâh gülümseyeceğiz, kâh dertleneceğiz ama illâki kendimizden bir parça bulup, yalnız olmadığımızı göreceğiz.
Haydi başlayalım…
Belki halini hatırını pek soran olmuyordur diye, sorayım istedim ‘güzel’ okur, ‘güzel’ insan, ‘güzel‘ gönüldaşım.https://tr.wiktionary.org
Mutluluklar Dilemek yazımızı da okumanızı öneririz.
Nasılsın?
Belki halini hatırını pek soran olmuyordur;
Sen herkesi ayrı ayrı düşündüğün halde?..
Herkesle ayrı ayrı ilgilendiğin halde?..
Herkese yetmeye ve mutlu etmeye çalıştığın halde?
Halini hatırını pek soran olmuyordur belki;
Kendinden fazlasıyla ödün verdiğin halde?
Seni sevenlerin ve sevdiklerin çokça olduğu halde?
Çalışıp çabaladığın yetmiyormuş gibi, hala tırmaladığın halde?
Sen mutluluğu mutlu ederek bulduğun ve bunu hep yaptığın halde?
Belki halini hatırını pek soran olmuyordur;
İçine atıp umursamıyor ya da önemsemiyor gibi yaptığın için?
Sen aslında hatırlanmak, ağırlanmak, pohpohlanmak istediğini hiç söylemediğin için?
Ancak sen herkesi dinlediğin ama aslında biraz da anlatmak ve dinlenilmek istediğini belirtmediğin için?
Sen ‘sen’ olmaktan, kendini sevip saygı duymaktan vazgeçtiğin ve sınırlarını çizmekten korktuğun için?
Ama sen hep verip, almaktan imtina ettiğin ve insanları buna alıştırdığın için?
Fakat sen hep “iyilik yap denize at” derken, kendin o denize düşüp boğulmaya başlayıp, nefes alamadığın için?
Belki halini hatırını pek soran olmuyordur diye, sorayım istedim ‘güzel’ okur, ‘güzel’ insan, ‘güzel‘ gönüldaşım;
Soruyorum
İyi Misin, Hoş Musun, Mutlu musun?
Lakin üzülme, mutluluk bir zorunluluk değildir.
Mutsuzluğun da mutluluk ile birlikte var olduğunu bilip, kabul edip huzursuzluğuna son vermelisin.
Hayat elbet güllük gülistanlık değil her an.
Sorunları da güler bir yüzle kabullenip, üstesinden gelmeye karar ver.
Çünkü karşına çıkan her olumlu ya da olumsuz şeyin, insanın bir görevi var seninle ilgili.
Sen sadece onları karşılamayı bil, yeter…
Bunların hepsini sen de biliyorsun aslında ve fakat kendine, yüreğine fısıldamıyorsun…
Yüreğinle bak hayata, belki gözlerin görmeyi bilmiyordur.
Çünkü ‘bakmak’ ve ‘görmek’ aynı şeyler değildir!
Gözlerin kör olabilir, lakin yüreğini köreltme…
Güzel bakarsan, güzel görürsün.
Sonuca değil, sürece odaklan. Yaşadığın an’ı özümse ve hisset.
Orada kal ve başka bir şey düşünme o an…
Önce kendini ve yaşadığın hayatı her şeye ve herkese rağmen sevmeyi bilmelisin. Sen kendini sevmezsen, başkalarından da seni sevmelerini bekleyemezsin.
Hayat Devam Ediyor
Hayat devam ediyor, etmek zorunda ve her bir insan hayatın getirdiklerini farklı farklı yaşıyor, değil mi?.
Kiminin cenazesi, kiminin hastalığı, birinin borcu harcı, öbürünün çoluğu çocuğu ve bir yığın derdi var.
Ama kimi saçını başını yaptırıyor, kimi saçını başını yoluyor…
Kimi sofrasını donatıyor, kimi o sofraya bir tanecik ekmek koyamıyor…
Ama kimi ülke / şehir geziyor, kimi doktor doktor geziyor…
Kimi sefasını arıyor, kimi şifasını arıyor…
Kimi görüntüsüyle ateş ediyor, kiminin ocağına ateş düşüyor…
Fakat
Ateş sadece ve illaki düştüğü yeri yakıyor.
Çoğu kimse diğerinin halinden anlamıyor, anlayamıyor.
Empati yapamıyor.
Gerçi empati yapabilenin de elinden bir şey gelmiyor ama en azından kusmuyor, efendice susuyor!
Etrafımızda kimler olursa olsun, bu hayatta yalnızız anacım.
Derdimizi tasamızı da, gönlümüzdeki yasımızı da bir başımıza yaşıyoruz. Kendi dört duvarımızda, sessiz odamızda, tuzlu gözyaşımızda yaşıyoruz kendi adımıza.
En yakınımızdaki de, en uzağımızdaki de bir yere kadar ortak olabiliyor acımıza, sevincimize.
Bu yüzden kimseden bir şey beklemeden, derdimize dert eklemeden yaşamalıyız her bir şeyi.
Böylece daha az incinir, kırılırız.
Velhasıl, hayat zor. Gittikçe daha da zorlaşıyor.
Ve herkes daha bir yalnızlaşıp, mutsuzlaşıyor.
Hal böyle olunca, insanlar da kendilerine onları mutlu edecek, huzurlu hissettirecek şeyler bulmaya çalışıyorlar.
Hele ki şu dönemde bunu yapmak hiç kolay olmasa da, hayatımıza devam edebilmek için beden ve ruh sağlığımızı koruyabilmek adına kendimize pozitif anlamda uğraşlar bulmalıyız.
Hiçbir şey yapamıyorsak, en azından negatif/olumsuz bir şeyler yapmamak için uğraşmalıyız.
Yani sonuç olarak; sakın moralini bozma cancağızım.
Fakat ruhunun ve bedeninin dostu da düşmanı da sadece sensin. Zihnini ferah tutmayı öğren artık.
Sonuçta her devir hem iyi hem kötü şeyler barındırıyor illaki. Sen kendini ve sevdiklerini iyi tutmaya çalış. Kendine uyanı araştır, bul.
Ama yapabilirsin. Sana güveniyorum.
Güzelleş istiyorum güzel okur. Ruhen ve bedenen güzelleş.
Ancak kendine, seni iyileştirecek şeyler bul ve ertelemeden yap.
Ölümsüz ruhlarımızın huzurla dolması temennisiyle…
Doğala özdeş aromalı, katkısız, saf, temiz, berrak zihinli, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim güzel gönüldaş.