Korkularımız hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz?
Denizcilik sohbetimizden çıkan konulardan bir yenisine daha geçiyoruz.
Bu hafta sohbet konumuz korkularımızdan kurtulmaktır.
özgüvenimizi tazelemek olacak.
Bu konuya benzer Neden Gelişmiyoruz yazımız ilginizi çekecektir.
Denizin ortası kişinin kendi boyutlarıyla yüzleştiği bir yerdir.
Kişi orada deniz ve gökyüzü ile ve içinde bulunduğu tekneyle baş başa kalmıştır.
O anda deniz ve gökyüzünün boyutlarıyla kendi bedeninin,
teknesinin boyutlarını bilinçsiz olarak kıyaslar.
Bu alemde aslında ne kadar yer kapladığı gerçeğini belki de ilk defa görür.
Bu orantısız boyutları fark etmesi içindeki ilk ürpertiyi ortaya çıkarır.
Bu noktada ortaya çıkan ürpertinin sebeplerini,
nasıl giderileceğini doğru saptayamazsak büyüyerek korkuya dönüştüğünü ve bizi esir aldığını görürüz.
Burada her ne kadar deniz ve gökyüzünün boyutları ile bizim bedenimizin boyutları bu kadar farklı olsa bile
henüz ne deniz, ne de gökyüzü bize karşı tehditkar bir tavır takınmış değildir.
Öyleyse bu ürperti nereden kaynaklanmıştır?
Kendinize sormamız gereken ilk sağlıklı soru
“ben daha önce buna benzer bir ürpertiyi ne zaman hissetmiştim” olmalıdır.
Büyük bir ihtimalle 4-5 yaşlarınızda çevrenizi ve kendi boyutlarınızı ilk keşfettiğinizde bedeninizin çevrenizi kuşatan her şey karşısında ne kadar küçük,
güçsüz ve savunmasız olduğunu fark ettiğiniz dönemde cevabını alacaksınız.
Bu örnekte çok net anlaşılıyor ki aslında korkan içinizdeki çocuk.
Bu çocuk o dönemlerde nasıl ki annesini veya babasının elinden tutarak ona güven vermesini istemişti.
Korkularımız ve Nasıl Kurtuluruz
Şimdi de sizin onun elinden tutmanızı ve güven vermenizi istiyor.
İçinizdeki erişkin benlik yeteri derecede özgüvenli ve olgunsa bunu kolaylıkla yapabilecektir.
Korkularımız geçmişte yaşanmışlarla doğrudan ilişkilidir.
Ya erken çocukluk dönemlerimizde yaşanmış bir duygu ile,
ebeveynlerimiz tarafından bir anlamda bize yazdırılmış bir duygu olarak,
içimizde oluşturduğu referans noktası benzer bir uyaranın tetiklemesiyle
yeniden çağrılmış olarak devreye girecektir.
Oluşan korku duygusu beynimizin arka bölümünde oluşan “Retiküler aktivasyon” sayesinde sanal tehlike
sanki başımıza gelmiş ve onu yaşıyormuşuz gibi hissettirir bize.
Peki, çözümü nerde arayalım.
Bence uzun vadede içimizdeki erişkin benliğin olgunlaşması ve öz güvenini yükseltmesi gerekmektedir.
Bunu yapacak olan tabi ki biziz.
Size önerim;
en az üç haftalık bir dönemde günlük periyodlarla
geçmişte başarıyla atlatmış olduğunuz badireleri hafızanızdan çağırarak ne kadar güçlü,
başarılı olduğunuzu hatırlamanız,
kendi kendinize duyacağımız bir sesle,
“bugün dünden daha güçlüyüm daha özgüvenliyim” diye tekrar etmenizdir.
Böylece oluşacak yeni erişkin benliğiniz içinizden gelecek olan
her türlü çocuk veya ebeveyn korku çağrımlarını başarıyla etkisiz hale getirecektir.
Kısa vadede, yani daha bu çalışmayı bitiremeden oluşacak korku,
vücutsal tepkileri de ancak gevşeme (relaxation) uygulamalarıyla atlatmamız mümkün olabilecektir.
Korku veya endişe halleri oluştuğunda vücudumuzda pek çok adalemiz gergin konuma geçer özellikle kaçma
karşı koyma fonksiyonu olan kol, bacak, sırt ve karın adalelerimiz başta olmak üzere
boyun, damak ve kaş adalelerimiz mutlaka gerilecektir.
Bu gerginliği hissedip gevşemeyi başardığınızda endişenizin de ortadan kalktığını görüp şaşıracaksınız.
Hepinize korku ve endişelerden uzak mutlu huzurlu bir yaşam dilerim.
Yeni oluşturduğunuz güçlü erişkin benliğinizi de içten kutlamalarımla selamlıyorum.
İnstagram’ da https://www.instagram.com/ takip edebilirsiniz.