Bencil Genle Savaş;
Düşünüyorum yıllardan beri, oğluma aktardığım bu kötü miras genlerim ile ilgili mi acaba?

Otizm,Dünya üzerindeki onca bilim insanının sırrını çözemediği bir dert..Bu rahatsızlık ile karşılaşan aileler önce “Neden Biz? ” der ve şanslılar ve sabırlılar ise sorunu çözmek için ömür boyu mücadele ederler..Yoksa kopup gidiverirler hayattan,çocukları ile birlikte..Hepsi kaybeder..Kabullenmek ve mücadele Otizm için önemli koşul..
Yıllar önce Ulusal bir gazetenin ilk sayfasının en alt sağ köşesinde ve henüz nişanlı bile değilken okuduğum “Dünyada 1000 erkek çocuktan 1 tanesi Otizmli doğuyor” haber ile bana vurmaz umarım diye üzerinde bir süre düşündüğüm bir rahatsızlık.Hobi Nedir ?

Nedir Otizm?
#otizmemaviışıkyak
Yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur.

Günümüzde her 110 çocuktan birini etkilediği bilinen ve pek çok ailenin hayatının altüst olmasına yol açan bu bozukluğun yirminci yüzyılın ortalarına kadar bir adı bile yoktu. 1943’te Dr. Leo Kanner 11 çocuk üzerinde yaptığı çalışmalar sonunda literatüre ‘Erken Çocukluk Otizmi’ terimini kazandırdı.

Otizm ve Oğlum.
Oğlum için bugün mücadele edebiliyorum, çok çalışmalıyım..Ama ya çalışamazsam, ya erken ölürsem onun hayatı nasıl olur? sorusuna henüz cevap bulabilmiş değilim.. Sadece çalışıyor ve eğitimini alabilmesi için çabalıyorum..
Çoğu insan Kendi dilinde konuşmaktan hoşlanır.
Bunu kuvvetle tercih eder.
Otizmli bir birey aslında kendi dilinde konuşuyordur biz anlamasak da..

İnsanlar onlara bakarlarsa, sadece kendi dillerinde görüp duyabildikleri için,şunu söylerler;
Bu çocuk tuhaf. Gözlerini kırpıştırıyor, bazen her seferinde bir tanesini.Bazen ikisini birden..Sanki Dünya açılıp kapanıyor,ışığı alan gözlerinde.
Heyecanlandığı ya da bir şey ifade edeceği zaman(konuşma genellikle olmuyor otizmli bireylerde) veya düşündüğü zamanlarda ellerini sallıyor,birbirine vuruyor..

Aslında kendi dilinde bir şeyler anlatmaya çalışıyor..
Sadece parmakları, beklerlerken yerlerinde duramıyor ,sürekli birbirine çarpıyor..Ağa takılmış böcekler gibi..Uçup gitmek ister gibi..Belkide uçup kaçmak istiyor.
Otizmli bireyler, gözlerine bakılmasından hoşlanmazlar,gözlerini kaçırırlar..Eğitim ile bu beceri kazandırıldığında ise ona bakmanız haz vermeye başlar,çünkü kendisini etkin dinlediğinizi düşünürler.
Dokunulmayı sevmezler..Bu da geliştirilebilir bir duyudur..
Otizmli bireyler bence bir ırmaktaki yaprak gibi.Suyun üzerinde gidiyor,tam olarak batmıyor, boğulmuyor da..Duramıyor ve gittiği yöne hakim olamıyor. Suyu hissediyor ama ne yöne gittiğini bilmiyor..
Ben yıllardır neden olduğunu açıklamaya çalışıyorum oğlumda yaşadığım otizmin.

Şunlar olabilir;
DPT aşılarındaki cıva
Değişken bir kromozom
Mutasyona uğramış bir gen
Doğumda oksijensiz kalmak
Yeterince fıstık ezmesi yememek:))
Asit yağmuru
Televizyondan yayılan ışınlar..
Sonunda “O” öyle biri diye kabulleniyorum..
Kabullenmek mücadele ruhunuzu güçlendiriyor..

Topluma daha çok sokmak ,onun bir birey olduğu ve kararları olduğunu kendi dilinde anlattığını insanlara hissettirmek önemli.. İşte bu Arman ile benim hikayem..
Bencil genle savaş sürecek.Otizmi yıllar yettikçe birlikte yenmeye çalışacağız.Ailemizi bölmeden ,güçlenerek..Annenin rolü çok önemli ama birlik hepsinden önemli..İki ırmağın birleştiği ve denize birlikte döküldüğü gibi. https://www.tohumotizm.org.tr/
Sevgiyle kalın..
Hulki Muradi
Merhaba,
Yazımı ve fotoğraflarımı paylaşmanız sebebi ile teşekkür ederim.
Çok güzel olmuş.
sevgiler