Her şeyden önce Kolesterol, özellikle hayvansal gıdalarda bulunur ama vücuttaki kolesterolün ancak ufak bir kısmı gıda kaynaklıdır; çoğu vücut tarafından sentezlenmektedir.
Kolesterol kanda normalden fazla bulunması halinde damarlarda birikerek damar sertleşmesine (Ateroskleroz) yol açmaktadır.
Bazen de safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynamaktadır..
Ancak, kandaki düzeyi ile kalp hastalıkları arasındaki bağlantı bilinmektedir.
Fakat vücut, kolesterolü kullanarak, hormonlar D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretmektedir.
Konu hakkındaki Magnezyum Desteğine İhtiyacınız Var mı? , Kalsiyum Eksikliği yazılarımızı da okumanızı öneririm.
Ama bu işlem için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir.
Eğer kanda fazla miktarda bulunursa, kan damarlarında birikerek sertleşmeye ve daralmaya (ateroskleroz veya arteriyoskleroz) yol açmaktadır.
Damar duvarında biriken tek madde bu değildir;
Akyuvarlar, kan pıhtısı, kalsiyum gibi maddeler de birikmektedir.
Ateroskleroza halk arasında damar sertliği, damar kireçlenmesi de denilmektedir.
Ancak, yüksek kolesterol için söz konusu olan “Kötü kolesterol“,
Yani düşük yoğunluklu lipoprotein (İngilizce low density lipoproteins LDL) tarafından taşınan kolesterol düzeyidir.
Yüksek yoğunluklu lipoprotein (İngilizce high density lipoproteins HDL) tarafından taşınan kolesterole “iyi kolesterol” denir.
Hücre zarlarının (membranlarının) inşası ve bakımı için gereklidir.
Her şeyden önce Kolesterol içeren membranlar daha geniş sıcaklık aralığında akışkanlıklarını korurlar.
Nedeni
Fakat yağların sindirimine yarayan safranın sentezlenmesinde kullanılmaktadır.
Ayrıca aralarında yağda çözünen vitaminlerin (A,D, E ve K vitaminleri gibi) metabolizmasında rolü önemlidir.
Günlük üretimin %20-25’i karaciğerde gerçekleşmektedir.
Konu hakkındaki Karaciğerimiz ve Hepatit yazımızı da okumanızı öneririm.
Ayrıca, ince bağırsak, adrenal bezleri ve üreme organlarındaki sentezlenme miktarı diğer dokulara kıyasla daha yüksektir.
Yaklaşık 70 kg ağırlığındaki bir kişinin vücudunda toplam 35 gr. kolesterol vardır.
Günlük dahili üretim miktarı 1 gr. dır.
Besinler yoluyla alınan miktar ise 200–300 mgr’ dır.
Bağırsaklara (safra ve besin yoluyla) giren 1.200-1.300 mgr’ ın ancak yarısı kana geçmektedir.
Kanda aşırı miktarda olması halinde bu durumda damarların çeperlerini oluşturan hücrelerde birikmektedir.
Bu birikmeyle başlayan ateroskleroz sonucunda damar tıkanabilir ve tıkanan damarın bulunduğu organa bağlı olarak, kalp krizi veya inme meydana gelebilmektedir.
Konu ile ilgili https://www.medicalpark.com.tr web sitesini de incelemenizi öneririm.
Kolesterol ve Diyet
Kalp hastası olmayan bir kişide yüksek düzeyde bulunduğu zaman doktorlar hastayı genelde Amerikan Kardiyoloji Derneği’nin önerdiği “Birinci Adım” diyetine başlatmaktadır.
Bu programda hasta günlük kalori gereksiniminin % 8-10’unu doymuş yağlardan, %30’dan azını yağlardan almalıdır.
Ancak, besin yoluyla günde 300 mgr.’ dan fazla alınmamalıdır.
Fakat sağlıklı bir kiloda kalmasına yetecek kaloriden fazlasını da almamalıdır.
Eğer bu diyet programı kolesterol düzeylerinin inmesini sağlamaması durumunda;
Doktorlar “İkinci Adım” rejimi uygularlar.
Bu diyet türünde ise; Doymuş yağ miktarı toplam kalorinin %7’sinin altına, kolesterol de 200 mgr.’ ın altına indirilmelidir.
Ayrıca, “İkinci Adım” diyeti kalp hastalarına da uygulanmaktadır.
Fakat düşürücü diyete başladıktan birkaç hafta sonra da seviyesinin düşmesi gerekmektedir.
Sonuçta diyet yoluyla zaman içinde toplam miktarı10–50 mgr./ dL kadar düşebilmektedir.
Bazı Besinlerdeki Kolesterole Örnekler
Ürün Kolesterol Miktarı Mg/100 gr
Tereyağı 215
Kaymak 164
Tavuk(Göğüs) 58
Beyaz Peynir 89
Dana Eti 82
Sığır Eti 62
Balık 45-75
Yumurta sarısı 1234
Dana Ciğeri 334
Ne Yapılmalıyız?
Düzenli fiziksel faaliyet (Haftada 5 gün, 30 dakika) HDL’ yi yükselterek, LDL’ yi azaltacaktır.
Fakat diyet, egzersiz ve kilo vermenin fayda etmediği durumlarda ise;
Yüksek düzeyinin kontrolü için lipit düşürücü ilaç tedavisine başvurulabilir.
Ancak, Statin grubundan ilaçlar, safra asidi ayırıcıları, nikotinik asit, fibratlar ve kolesterolün bağırsaklardan emilmesini engelleyen ilaçlar, bunun kontrolünde kullanılmaktadır.
Statin grubu ilaçlar özellikle çok etkili olmaktadır.
Diğer ilaçlar da bazen statinlerle beraber, bazen tek başlarına etkili olururlar.
Ayrıca, Balıklarda bulunan omega-3 yağ asitleri yağları da bunun kontrolünde kullanılmaktadır.
Benzer şekilde Keten tohumunun içerdiği doymamış yağ asitleri de kontrolünde kullanılır.