Kolajen temel görevi bağ dokusunu güçlendirmek ve vücut bütünlüğünü korumaktır.
Her şeyden önce vücudumuzda kolajen olmadan vücut parçalarımız bir arada kalamaz.
Ancak vücut bağ dokusunun %80 gibi büyük bir bölümünü oluşturan kolajenin temel görevi,
cilde güç, esneklik ve sağlamlık vererek, cilt yapısını oluşturan bir ağ oluşturmaktır.
Ayrıca, vücudumuzun üretimini yaşam biçimimiz, yaşadığımız iklim ve beslenme alışkanlıklarımızın etkilediği gibi doğal bir süreç olan yaş almak da bunun üretiminin azalmasına sebep olmaktadır.
Ortalama bir insan vücudunda 25 yaş sonrası her yıl %1 ile 2 aralığında bir üretim düşüşü gözlenmektedir.
Fakat 40 yaşına ulaşıldığında, 30 yaş öncesine kıyasla vücudumuzdaki kolajenin yüzde 10 ile
20 aralığında bir kaybı söz konusudur.
Ama bu kayıplar, insan doğası gereği yaşadığımız süreçlerin birer parçasıdır.
Yaşımız ilerledikçe cilt elastikiyetinde azalma, ciltte kuruma, incelme, sarkma, kırışıklıklar,
güneş lekeleri, saç kalitesinde bozulma ve kırılgan tırnaklar ortaya çıkmaktadır. https://blog.sephora.com.tr
Ancak yaşlanma belirtilerini hafifleterek, kişinin daha parlak ve canlı bir cilde sahip olmasına
ve daha genç görünmesine yardımcı olmaktadır.
Özellikle 40 yaş ve menopoz sonrası vücudun artık bunu üretme kabiliyetinin zayıflaması sonucunda kaybedilen kolajenlerin geri konulması ancak bunun için özel olarak geliştirilmiş takviyelerle mümkün olmaktadır.
Kolajenlerin takviyeleri ciltte bunun üretimini tetiklemeleri sayesinde cildin daha nemli ve gergin olmasını sağlayarak yaşlanma izlerini azaltmak amacıyla kullanılmaktadır.
Bu nedenle ürünleri kullanan kişilerde aylar içinde olumlu sonucun görülmeye başladığı,
cildin daha parlak, saç ve tırnakların daha sağlam olduğu yönündedir.
Bilimsel araştırmalara göre takviyelerinin içerisinde bulunan kolajen peptitleri cilt kuruluğunu ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olmaktadır.
Düzenli bunun takviyesi ile cilt, eklem ve kaslardaki miktarı korunarak, cilt yaşlanması yavaşlatılmaktadır.
Ayrıca, yaşla ortaya çıkan görme problemleri ve eklem rahatsızlıkları da azalmaktadır.
Hangi Kolajen
En bilinen kolajen takviyelerinin tablet, kapsül, toz ve sıvı formları mevcuttur.
Ancak dışardan takviye olarak alındığında öncelikle sindirim sisteminde yapıtaşı olan
aminoasitlere parçalanarak ve aminoasit olarak kana karışmaktadır.
Fakat farklı formlarda üretilen takviye ürünleri arasında likit şekilde tüketilecek kolajen takviyesi,
vücudun adaptasyon ve hızlı reaksiyonu açısından en faydalı yöntem olanlarıdır.
Ama bu ürününün daha çok emilebilmesi için biraz daha parçalanmış daha etkili hali olan hidrolize peptid kolajen içeren takviyeleri tercih edilmelidir.
Toz ve tablet ürünlerin kullanımı zordur.
Her şeyden önce sıvı ürünleri, kullanım kolaylığı ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle tercih edilmelidir.
Kolajen sentezine destek olması için ürünlerde bakır, çinko, C vitamini ve glutatyon, koenzim ve
alfa lipoik asit gibi antiaoksidanların bulunması etkinliğini artırabilmektedir.
Konu ile ilgili olarak Gümüş ve Vücudumuza Faydaları yazımızı da okumanızı öneririz.