Arılar ekosistemin önemli bir parçasıdır.
Özellikle tozlaşma ve çiçek tozlarının yayılmasını sağlamaları nedeni ile doğanın döngüsünde çok önemli bir rol üstlenmektedirler.
Her şeyden önce arılar olmasaydı bugünkü doğal yaşam döngüsü olmayacaktı.
“Einstein’ın, Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır, arı olmazsa döllenme işlemi, bitki,
hayvan ve insan olmazdı, sözlerinden de anlaşılmaktadır.
Ama arılar, 130 bin farklı bitki türünün çoğalmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda insanoğlunun da çok
önemli gereksinimlerini karşılamaktadır.
Einstein’ın, dünya üzerinde oldukça yaygın olan ve bitkilerin tozlaşması üzerinde en etkili bu yararlı böcekler
ortadan yok olmaları durumunda, insanoğlunun da çok fazla yaşama şansının kalmayacağını dile getirmesidir.”
Ancak bu sistemin çalışması şöyle gerçekleşir;
Polenler arıların kıllarına yapışır ve aynı cinse ait sonraki bitkiyi ziyaret ettiklerinde yeterli miktarlarda onların
stigmasına aktarılmaktadır.
Mesela erkek polen taneciği, çiçekte çekirdekler oluşturmak üzere dişi yumurta hücresi ile böyle birleşmektedir.
Sonuçta bu temel tozlaşma sürecidir ve bitkinin varlığının devamını garantiler.
Ayrıca polinasyon sürecinde bitkinin sağladığı nektar ve polen, bal arıları tarafından toplanarak koloni gelişimi ve
besin kaynağı olarak kullanılırken bal arısının yaptığı polinasyon sayesinde de bitkilerin tohum ve meyve verimi
gerçekleşmektedir.
Arıların ürettiği bal hakkında da Bal Hakkında Bilinmesi Gerekenler yazımızı okumanızı öneririm.
Arılar Hakkında İlginç Bilgiler
Arıları diğer bazı hayvanlardan üstün kılan özelliklerinden bazıları şöyle:
– Her şeyden önce bir kilo bal için 40 bin arının 6 milyon kez çiçeğe konması gerekmektedir.
– Dünyanın en hızlı bilgisayarlarından biri saniyede 16 milyar aritmetik işlem yapabilmektedir.
Bal arısı ise aynı sürede daha az enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yapma kapasitesine sahiptir.
– Ayrıca 10 mikro Wattan daha az enerji tüketen bal arısının beyni, günümüzde üretilen en verimli bilgisayardan
100 milyon kat daha üstündür.
– Mesela bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını toplayabilir ve 100 bin kilometre
boyunca kanat çırpabilmektedirler.
– Bir koloninin bir kilogram bal üretebilmesi için dünyanın etrafını 6 kez dönmeye eşdeğer bir uçuş yapması, bir
arının dünyanın çevresini dönmesi için yaklaşık 25 kilogram bal tüketmesi gerekmektedir.
– Ancak uçan bir arının her kilometrede, enerji için yarım miligram bala ihtiyacı bulunmaktadır.
Ayrıca bir arı bir litre balla 25 kilometre hızla ve saniyede 200-250 kez kanat çırparak
3 milyon kilometre kat edebilmektedir.
– Kraliçe arının bir günde yumurtladığı yumurta ağırlığı, kendi ağırlığının 20 katına erişebilmektedirler.
– Ancak arı, vücut ağırlığının 330 katı yük çekebilmektedir.
– Her şeyden önce bir petek gözünün derinliği 12 milimetre, duvarlarının kalınlığı ise milimetrenin 20’de biri kadardır.
Buna rağmen bal ile doldurulduğunda petek hiçbir zarar görmez.
Mesela bir işçi arı, 42 günlük hayatı boyunca çay kaşığının 12’de biri kadar bal yapabilmektedirler.
– Bir bal arısı, bir seferlik polen toplama gezisinde 50-100 çiçeği ziyaret etmektedir.
– Arılar, birbirleriyle dans ederek iletişim kurmaktadırlar.
Bal arısı dans ederek diğer bal arısına nektar ve polenin nerede olduğunu işaret etmektedir.
-Mesela arılar mavi rengi ayırt edebilmektedirler.
Ancak kırmızı rengi, koyu gri ve siyah olarak algılamaktadırlar.
– Sonuçta bal arıları dakikada 11 bin 400 kez kanat çırpar, bu da vızıltı sesinin nedenidir.
Ancak bu konuda çok detaylı okumak isterseniz https://www.greenpeace.org/turkey