Pekin

Pekin ya da her şeyden önce uçağımız; Çince anlamı ile ‘’Kuzeydeki Başkent’’ e

inişe geçtiğinde içim seyahat etme keyfi ile kıpır kıpır.

Ancak Çin seyahati Uzun ve konforlu uçuşumuz,

keyifli menülerle donatılmış olsa da,

aklım Tianenman yakınlarındaki Quanju bölgesine gitmekte.

Konu ile bağlantılı Emeklilik Ve Turizm yazımızı da okumanızı öneririz.

Her şeyden önce amacım bir zamanlar sadece İmparatorlara sunulan bir ayrıcalık olan pekin ördeğinin tadına bakmak.

Mesela Fasulye filizi, soya sütünden yapılan tofu ve dumbling tatmayı da ihmal etmemeliyim.

Her şeyden önce Pekin’de Yemekler genellikle ‘’Wok’’ adı verilen,

Ayrıca bizim mutfaklarımıza da giren çukur tavalarda pişiriliyor.

Kullanması sabır isteyen çubuklarla yeniliyor.

Her şeyden önce Çinlilerin

‘’Noodle’ın ne kadar uzunsa yaşamın da o kadar uzun olur’’

söylemine takılmadan,

Ancak incecik makarnalarını denemeyi bir sonraki yemeğe bırakıp lokantadan ayrılıyorum.

Her şeyden önce Pekin’de yolum sağlı sollu yeşil çay satan dükkânların arasından geçiyor.

Rahatlatan aroması ile bu lezzet Çinlilerce şifa niyetine de kullanılmakta.

Mesela çay yaprakları toplanıp,

kısa bir süre kurutularak,

içildiğinde vücut için antioksidan vazifesi gördüğü söylense de,

sonuç olarak üç fincanı geçmemeye dikkat ediyorum.

Diğer bir deyişle yıllandırılarak kurutulan çay yaprakları ise,

siyah bir renk alarak bu kez karşımıza ‘Puar’ ismi ile çıkıyor.

Ayrıca sadece çay değil dondurmanın da anavatanı bu ülke.

Geçmişi neredeyse 2000 yıl eski olan,

bu soğuk tatlıyı Çinli aşçılar İmparatorlarını mutlu etmek üzere icat etmiş.

Sonuç olarak bir seyahati esnasında ülkeye uğrayan Marco Polo tarafından da beğenilmiş.

İtalya’ya götürülerek tüm dünyaya yayılmış.

Bir sonraki sabah ise,

güneşin ilk ışıkları eşliğinde,

Pekin’in ortasında,

dünyanın en büyük meydanı Tiananmen ile buluşuyorum.

Ayrıca hemen karşısında 1644 den 1911 yılına dek Qing hanedanına evsahipliği yapmış Yasak Saray bulunmakta.

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen,

her yaştan Çinlinin sokaklarda

Tai-Chi Chuan (yüce nihai yumruk) yaptıklarını görmek mümkün.

Sonuç olarak otobüsüme binmeden evvel ben de onlara katılarak sporun verdiği pozitif enerji ile doluyorum.

Pekin Cennet Tapınağı

Her şeyden önce Çinli filozofların ‘’İnsan ve doğa arasındaki müthiş armoni’’

diye tanımladıkları,

çivisiz inşa edilen tapınağın bahçesine girerken ‘‘Feng Shui’’ kurallarına göre,

Güney kapısını kullanmalıyım.

Kuzey kapısı kötü ruhların içeri girmesini önlemek amacı ile Çinliler tarafından asla kullanılmamakta.

Sonuç olarak Ming ve Çing Hanedanlarından yirmi iki imparatorun taht seremonilerine tanıklık eden alanda,

yapılar ses dalgası yayılma prensiplerine göre inşa edilmiş.

Bakımlı bahçeler içinden İmparatorların Tanrılar ile sohbet ettikleri yere girdiğimde,

kulaklarım inanılmaz bir uğultu ile buluşuyor.

Benzer şekilde tapınağın kullanıldığı zamanlarda;

En önemli dönemi sayılan 20 ve 23 Aralık arasındaki tarihlerde,

imparator oruç tutup meditasyon yapar.

Tanrılardan bereket diledikten sonra tapınak içindeki ‘Yuvarlak Sunak’ta kurban seremonileri düzenletirmiş.

Sonuç olarak Pekin halkı da kapılarını kapatıp saygıyla bu ritüelin bitmesini beklerlermiş.

Hutonglar-Pekin’in 700 yıllık mahalleleri.

Çinli yazar Tie Ning ‘‘Sonsuz ne kadar uzun’’ isimli eserinde,

Pekin’i ağaç yaprağına,

Hutongları da onun damarlarına benzetir.

Bugün genelde Yasak Şehir civarında rastlanmakta olan,

yaşam koşullarının pek de sağlıklı sayılamayacağı evler,

son on yıldır cafe, restoran veya butiklere dönüştürülerek yenilenmekte.

Sonuç olarak kısa bir mola için böyle bir mekânı gözüme kestirerek,

kahve eşliğinde ülkeye özgü şarkılar dinledikten sonra taksi çağırıyorum.

Ancak Çince bilmeseniz bile bunu yapmak hiç zor değil.

Ayrıca internete bağlı bir telefonunuz varsa taksi sadece bir tık ötenizde.

Sonuç olarak atılan konum sayesinde onlar sizi bulunduğunuz yerden alıp istediğiniz mekâna bırakıveriyorlar.

Gideceğim yer;

2000 yıllık geleneğin ayrılmaz bir parçası olan Pekin’li akrobatları izleyeceğim.

Chaoyang Tiyatrosu.

Örneğin Bisiklet, ip, trapez cambazları, sopaların üzerinde hızla döndürülen tabaklar muhteşem bir görsel şölen.

İzlence bittikten sonra yürüyerek on beş dakika uzaklıktaki Wangfujing caddesine geçiyorum.

Ayrıca ünlü markaların da bulunduğu dev caddede ilgim sokaktaki yemekçiler.

Bizdeki dürümcü ve köfteciler yerine,

benzer şekilde burada çeşitli deniz ürünü ve böcekleri ızgara ederek,

satışa sunan tezgâhlardan baharat ve duman kokuları yayılıyor.

Caddede turumu tamamladıktan sonra oyalanmadan taksi ile otele dönüyorum.

Her şeyden önce sabah erken kalkmalıyım.

Çin Seddi

Her şeyden önce kadim Çin inanışına göre;

Yardımsever bir ejderhanın bıraktığı izleri takip ederek inşa edilen,

Unesco Dünya Mirası listesine dahil duvarın yapımı,

sonuç olarak sadece bir milyonun üzerinde cana mal olmakla kalmamış,

bugün dahi inşaatlarda kullanılan el arabalarının icat edilmesine de neden olmuştur.

Kalıntıları Po Hay körfezindeki deniz kıyısından başlayarak,

ülkenin Kuzeybatı yönünce uzanan duvar

Altın Nehir ‘Huang Ho’yu ikiye böler.

Güneybatıda Moğolistan’ın Gobi çölü ile buluştuktan sonra batıya saparak devam eder.

Sonuç olarak gezime;

Turistlerin ilgi alanı Ming Hanedanlığı döneminde Badaling Bölgesinde yaptırılıp,

1957 de ziyarete açılan kapıdan devam ediyorum.

Ancak yapımı M.Ö. 221 yılında başlayıp M.S. 608 de Ming Hanedanlığı döneminde sonlanan;

Bugün yıkılmış kısımları da dahil edilirse toplamı 8581,88 km olan duvarın,

günümüzde tanık olunan bölümü 2.500 kilometrelik settir.

Askeri Depo-Bugünün sanat Merkezi Art 798

Dashanzi Bölgesinde;

1950’lerde askeri kullanım amacı ile inşa edilen depo,

bugün Art 798 adı ile anılan sanat severlerin akın ettiği bir merkez.

2006 yılından beri Nisan sonunda başlayıp, Mayıs sonu biten Art 798 Festivali,

her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden gelen sanatçılarla burada kucaklaşıyor.

Art 798 Yaratıcı Festivali ise;

Eylül sonu başlayıp,

Ekim sonuna dek sürmekte.

Sanat galerileri, mağazalar, kafeler, duvar grafitileri, defileler ve sergileri festivalleri renklendiren diğer etkinlikler.

Benim seçimim ise 798 Foto Galeri ve burada sergilenen Chen Guangjun’a ait fotoğraflar.

Gezmekten yorulduğunuzda dünya mutfaklarının sergilendiği kafelerden birini seçerek keyfinize bakabilirsiniz.

Sonraki durağıma geçmeden evvel ben de krep eşliğinde kahve tercih ediyorum.

Lama Temple

1694 yılında Qing Hanedanı tarafından inşasına başlanıp 1722 de Ming Hanedanlığı tarafından tamamlanan Yonghe tapınağı;

Diğer adı ile Lama Temple, Pekin’in Dongcheng bölgesinde yer alır.

Yedi kapılı mekân; İnancınız her ne olursa olsun,

gezdiğinizde içinizi anlatılmaz bir huzur ile dolduruyor.

1949 yılında ibadete kapatılan Lama,

1981 yılında yeniden açılarak insanları ile özlem gidermeye başlamış.

Gerek otobüsler ve gerekse şehrin her yanına hizmet veren metronun Lama Temple’a da seferleri bulunmakta.

Yazlık Saray-Summer Palace

Bir zamanlar imparatorların yazlık evi görevi gören saray üç ana bölümden oluşmakta.  

Kunming Gölü,

Wan Shoushan (Uzun Ömür Dağı) zarif köşkler,

kasırlar ve bahçeleri ile uyumlu bir ahenk içinde. 

Yemyeşil bahçelerin içinden geçip Kunming gölünün ortasındaki adaya uzanan köprü üzerinde yürürken İmparatorun feodalizmini hissediyor,

saray odalarında Çin’in geçmişini gösteren teknolojik objelerle gelişimine tanıklık ediyorum.

Bir zamanlar;

Lüks ve rahat bir yaşamın sürdüğü bu sarayın aynı zamanda,

Çin’de ilk elektrikli lambanın kullanıldığı yer olduğunu hatırlıyorum.

Uçağımız Pekin’den ayrılırken huzurluyum.

Bir zamanlar ticarete direnmiş olsa da,

bugün dünya pazarında önemli bir yeri olan Çin,

turistik güzellikleri, doğal lezzetleri ve saygı dolu insanları ile seyahat anılarımın en güzel yerinde kalacak.