Kelimelerin Gücü Ve Dilimizin Söylediği!

297

Seçtiğimiz kelimelerimiz beynimizin yapısını değiştiriyor. Bu derece kelimelerin gücü! Dilimizin söylediği, bedenimize nasıl etki ediyor?

Kelimelerin Gücü

Kelimelerin Gücü

Bu yazının konuları bunlar.

Merhabalar güzel gönüldaş… Kırkından Sonra‘ya hoş geldin.

Biraz sohbet edelim mi? Gerçi sadece ben anlatacağım, sen dinleyeceksin (okuyacaksın) ama olsun. Sen de bir şey demek istersen çekinme, yaz yorumunu. Ben de seni dinlerim.

Burada birlikte harika vakit geçireceğiz. Kâh gülümseyeceğiz, kâh dertleneceğiz ama illâki kendimizden bir parça bulup, yalnız olmadığımızı göreceğiz.

Haydi başlayalım…

Her şeyden önce kelimelerin gücü ve dilimizin söylediği şeyler konusuna “Seçtiğimiz kelimeler beynimizin yapısını değiştiriyor.” başlığıyla giriş yapalım.

Ayrıca Beyin Temizliği Nedir? yazımızı da okumanızı öneririz.

Bugün ortaya karışık görünen ama aslında birbiriyle bağlantılı konular var mönümüzde. E, okunası öğrenilesi ve öğretilesi bilgiler de var önümüzde. Niçin başlamıyoruz o halde? (Kafiye seviyorum ツ )

Birçok kez denk gelmiştir karşına bir yerlerde; kelimelerin gücüyle ilgili söylenenler.

Özellikle son zamanlarda kişisel gelişim ya da ‘falanca eğitim’ sayfalarında görmüşsünüzdür olumlu kelime kullanmanın öneminden bahsedenleri. Ki ben gerçekten böyle olduğunu düşünüyor, gözlemliyor ve hayatımda uyguluyorum.

Konuya ‘iş’, danışanlara ‘müşteri’ olarak bakanlar hariç çok da güzel bilgiler veren ve kendi güzel olduğu gibi etrafını da güzelleştirmeye çalışan kişiler var bunları anlatan. İyi ki varlar.

Bilemeyene göremeyene göz, duyamayana anlatamayana kulak oluyorlar.

Ben kitap okumayı çok severim. Teknolojiyi kullanarak dijitaline de ‘eyvallah’ diyorum, gözlerim biraz zorlansa da.

Youtube gibi kanallarda da çok faydalı bilgiler bulunabiliyor, takip ediyorum.

Ama bu zamana kadar hiç ‘kişisel gelişim’ veya ‘şöyle yapın, böyle olun’ tarzı şeyler tercih etmedim okumak, bakmak için.

Tabii adı üstünde bu benim tercihim.

Biri; “Şu kitabı okudum hayatım değişti.” diyebilmektedir. Olabilir de, çok normaldir.

Kelimelerin Gücü ve Gözlem

İlk Olarak Gözlem yapmak gerekir.

Kelimelerin Gücü ve Gözlem Yapmak
Kelimelerin Gücü ve Gözlem Yapmak

Kelimelerin Gücü ve Gözlem Yapmak

Ben küçüklüğümden beri kendimi nasıl geliştirebileceğimi düşünüp, çabaladım. Babaannemin yüce öğretilerini dinledim ve uyguladım.

Gözlemledim, inceledim, araştırdım ve bunların hepsini harmanlayıp kendi yöntemlerimi oluşturdum.

Çünkü herkesin farklı öğrenme tarzı vardır. Biri ezberler, diğeri harmanlar, öbürü geliştirir, beriki eleştirir. 

Sonuçta, bir sade düşünürün pek güzel dediği ve benim de hep kullandığım gibi; ‘Herkesin hayatına kimse karışamaz!’ ツ

Ama gördüğüm şu ki anlatılan, öğretilmeye çalışılan, yıllar içinde değişmeyen ancak farklı isimler alan her öğretiden bir parçayı zaten çoktan benimsemişim ve biriktirmişim bünyemde. O yüzden bir yerlerde karşıma çıkan her ‘moda’ söz/kelime beni etkilemiyor kolay kolay.

Lakin her daim ‘öğrenci’ kabul ettiğim için kendimi, hiçbir zaman ‘oldum’ gözüyle bakmadığım için kendime ve gelişime dönüşüme hep açık olduğum için daha neler katabilirim bünyeme diye düşünürüm.

Bu yüzden de her yeni fikri ve her yeni öğretiyi dinlerim. ‘Bilmiyorum’ demekten çekinmem. Tasvip ettiğim, etmediğim herkesi ve her konuyu öğrenmeye, anlamaya çalışırım. Böylece gelişilebileceğine inanırım.

Pekii… Bunları niye anlattım? Ne bileyim ben! Şaka şaka, biliyorum. ツKendimi övmek için tabii ki. Ay, esas bu şaka. Olur mu öyle şey? Konuyu dağıtmadan kendimi ciddiyete davet edip, anlatmak istediğim şeye bağlayayım…

Bahsettiğim şekilde bir gelişim gösterdiğim için, zaten hep pozitif bir kişiliktim.

Kötü, olumsuz olduğu düşünülen bir olay ya da kişiye bile iyi ve güzel bir yanını görebilmek üzere bakardım. Hala da öyle yapıyorum tabii.

Özellikle sevdiceklerime ve başka diğer ‘güzel’ insanlara da tavsiye ediyorum böyle olmayı. Sana da ediyorum canım gönüldaşım.

Kafan o kadar rahat olacak ki inanamayacaksın kendinin ve çevrendekilerin değişimine.

Olaylara bakış açın acık yamulacak, eğrilecek, bükülecek ve belki gönlün boyun eğecek ama inan hepsine değecek. (Kafiye seviyorum demiştim. ツ )

Bir garip İklim söyleyince inanmazsın, dikkate almazsın ya belki?!.

Bilim ve ilim insanlarının söylediklerini aktaracağım birazdan, onlara inanır güvenirsin illaki. ツ

Kelime Seçimi Hakkında Araştırmalar Ne Diyor?

Bak, Thomas Jefferson Üniversitesi Hastanesi’ndeki nörologlar diyor ki;

“Düşünürken ve konuşurken seçtiğiniz ‘Yapamam’, ‘Olmayacak’ ve ‘Çok zor’ gibi kelimeler fazla kullanıldıklarında beynin yapısını değiştiriyor.

Bu kelimelerin etkileri tahmin ettiğinizden çok daha fazla…”

Haydi şimdi; ‘Olmaz!’ de de göreyim! Kıyamam, deme sen yine de… ツ

Pozitif Kelimeler Kullanmak Beynin Ön Lobunu Kuvvetlendiriyor

“Kelimeler Beyninizi Değiştirebilir / Words Can Change Your Brain  kitabının yazarları Dr. Andrew Newberg ve Mark Robert Waldmen, kullanılan kelimelerin fiziksel ve duygusal stresten sorumlu genlerimizin ekspresyonunu* baskılama veya kuvvetlendirme gücüne sahip olduğunu söylüyorlar.

Sonuçta günlük hayatımızda daha pozitif ifadeler kullanarak beynimizin ön lobunu kuvvetlendirebilir ve daha etkili kullanabiliriz.

Aktivitesini artırarak doğru karar verme ve karmaşık problemleri çözme yeteneklerini geliştirmek mümkün.

Zaten böylece hayatta karşımıza çıkan konularda kendimiz için daha doğru olacağını hissettiğimiz şekilde karar verebiliyoruz.

“Tek bir kelimenin, fiziksel ve duygysal stresi düzenleyen genlerin ifadesini etkileme gücü vardır.”

Negatif Kelimeler Stres Hormonu Seviyesini Artırıyor

Negatif kelimeler kullanmak beyindeki Amigdala bölgesini uyararak stres hormonu miktarının artmasına sebep oluyor ve fark edemesek de gün boyu kendimizi daha gergin hissetmemize sebep oluyor.

Her şeyin az’ı karar çoğu zarar, biliyorsun cancağızım.

Az miktarda stresin vücut için iyi olduğu düşünülse de fazlasının mental ve fiziksel olarak problemlere yol açtığı bilinen bir gerçektir. http://www.profdrsaitgonen.com

Sonuçta Newberg ve Waldmen’in araştırmalarına göre pozitif kelimeler kullanmak kendimize ve başkalarına karşı bakış açısını yöneten, beynin parietal bölgesini aktive ediyor.

Pozitif bakış açısıyla birlikte sosyal ilişkiler gelişiyor ve ifade biçimi pozitif kelimelerden seçiliyor.

Negatif bir iletişim dili kullanmak ise kişiyi şüpheci ve gergin bir ruh haline sürüklerken, aynı zamanda da sosyal ilişkileri olumsuz olarak etkiliyor.

NOT

*Gen ekspresyonu:

DNA dizisi olan genlerin fonksiyonel protein yapılarına dönüşmesi süreci.

❤  ❤  ❤  

Dil Ve Beyin Fonksiyonu İlişkisi

İletişim dilinden bahsetmişken, ‘dil’ kelimesini bir çırpıda gerçek manasına büründürelim diyorum.

Bir dostum, okuduğu ve uyguladığı egzersizi paylaşmıştı benimle.

Kaynağını tam hatırlayamadığı için ben de tam bilgi veremeyeceğim, lakin uygulamanın bir zararı yok diye düşünüyorum. Onun için anlatacağım… 

Tıbbi araştırmalar gösteriyor ki; dil ve beyin fonksiyonlarının doğrudan bir bağlantısı var. Zaman içinde bedenimiz yaş alıp zayıfladıkça da ortaya çıkan şeylerin başında, dilimizin sertleşmesi geliyor.

Durum böyle olunca, kendimizi ısırmaya meylimiz artıyor istemsizce.

Ancak çeşitli egzersizlerle, dilimizin fonksiyonunun azalmasını yavaşlatabiliriz.

Dilimizle sık sık egzersiz yapmak beynimizi uyarır aynı zamanda.

Hareket tüm bedenimiz ve uzuvlarımız için candır.

Hele ki belli bir yaştan sonra, ekstra özen gerektirir vücudumuz.  En önemli şeylerden biridir hareket.

İyi uyumak, iyi beslenmek, stresten uzak durmaya çalışmak, bol bol gülümsemek, pozitif düşünüp olumlu cümleler kurmak ve bol bol yürümek en dikkat etmemiz gereken şeylerdir.

Aman dikkate alın şekerim.

Biraz önce bahsettim olumlu düşünmenin ve kelimelerin faydalarından.

“Bu devirde nasıl stresten uzak kalacağız? Nasıl gülümseyeceğiz?” dediğinizi duyuyorum. Demeyin! Herkesin kendine göre bir formülü vardır elbet mutlu olabilme adına.

Yoksa da bir an evvel bul canım gönüldaşım. Yoksa hayat öyle sinir stresle geçmez.

Dil egzersizine dönersek; hareketler çok basit, kolay uygulanabilir. Hatta eğlenceli.

Dil Egzersizi Nasıl Yapılır?

✔ Her şeyden önce, sabah yüzünü yıkamak için lavaboya gittiğinde, karşındaki aynaya bak ve kendine kocaman gülümseyerek içten bir ‘günaydın’ de.

Aynaya Bak Kendine gülümse

Aynaya Bak Kendine gülümse

✔ Ne kadar sağlıklı, güzel/yakışıklı, ve harika olduğunu söyleyip kendine güzel bir gün dile.

Kendine Ne Kadar Güzel Olduğunu Söyle

Kendine Ne Kadar Güzel Olduğunu Söyle

✔ Sonra da kendine dil çıkar!

(Aynı anda ellerini iki yana kulaklarına götürüp ‘böö’ demeyi de ihmal etme. Bu şakalı bölüm, isteğe bağlı tabii, kahkalar eşliğinde istersen yaparsın, kim karışır?)

✔ Şimdi uzattığın dilini 10 kez sağa ve sonra 10 kez sola doğru hareket ettir.

İşte bu kadar!

Bilgiyi veren ve uygulayan dostum, bu egzersizin sindirimine ve bağışıklığına da olumlu etkiler yaptığını düşünüyorum.

 Denemekten zarar gelmez, üstelik gülümsetir de. Sen ne dersin cancağızım?

Yaşın kaç olursa olsun, kendini geliştirmeye çabala canım gönüldaşım.

Bilgiler derya deniz, öğren öğren bitmez. Önemli olan bilmeye doymamak.

Çünkü o zaman gerçekleri daha iyi görebiliriz.

Ne kadar iyi, güzel ve vicdanlı insanlar olursak; dünyamız o kadar daha güzelleşecek, iyileşecek.

Kalbimizi ne kadar çok sevgiyle doldurursak, o kadar çok ekebiliriz başka gönüllere de o sevgiden.

Her an mutlu olamayabiliriz.

Ama

Her an olumlu düşünmeye çalışabiliriz.

Böylece bir alışkanlık haline gelecek olan gülümsememiz, evrenin cömertliği sayesinde bize maddi ve manevi kazançlar olarak geri dönecektir.

Dene bak, göreceksin!

❤  

Gerçeği ancak kalbin gözü görebilir.Küçük Prens

❤  

Ölümsüz ruhlarımızın huzurla dolması temennisiyle…

Doğala özdeş aromalı, katkısız, saf, temiz, berrak zihinli, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim güzel gönüldaş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !