Kazanan Olmak İstiyorum

“Kazanan Olmak” İstiyorum!’’

“Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi.”

“İyi bir savaş, kötü bir barış hiç olmamıştır” der Benjamin Franklin.

Ne var ki uluslar hep kendi bağımsızlık mücadelesini kazandıkları savaşlarla övünürler.

Çünkü bağımsızlığa giden yol bedel ödemek­ten geçer. Kitap Tanıtımı.

kazanan olmaz
Kazanan Olmaz

Savaş, sadece bir kelimedir.

İnsanların o kelimeye yüklediği anlam ise gerçek olgudur.

Barış da böyledir. Savaşa savaş, barışa barış demek sadece kavramlarla alakalıdır.

Savaşa asıl anlamını yükle­yen zaman geçtikten sonra akılda bıraktıklarıdır.

Ancak günümüzde savaşlar normalliğin ötesine geçerek “Savaş mı? Barış mı?” değil; “Zalim mi? Mazlum mu?” taraflarını yansıtmaktadır diyebiliriz.

Birileri, “Savaşı desteklememekle beraber kesinlikle gerekli oldu­ğunu düşünüyorum.

Bugüne kadar gereksiz diye adlandırılabilece­ğimiz savaşlar olmakla beraber kendi milletim ve dinim adına rahat bir şekilde diyebiliriz ki iyi ki savaşmışız.

Savaşmak Zorunda mıyız?
Savaşmak Zorunda mıyız?

Savaşmamış, boyun eğmiş olsak neler olurdu?

 Savaş olmadan galibiyet de olmaz.

Galibiyetler için savaşları göze almak gerekir.” düşüncesinde olabilirler.

Bence hiçbirimiz “vicdan”ımızla savaşmadıkça gerçek savaşı kazanama­yız.

Barışı bulmaya çalışmadıkça vicdani savaşı hiç kazanamayız.

Barışı elde edemeyiz. https://canyayinlari.com/yazidetay

Savaş ve barış zıt anlamlı değil eş anlamlıdır.

Her savaş sonrasında bir barış her barış öncesinde bir savaş vardır.

Yani bu bir süreçtir. Günümüzde savaş=barış kazanmak stratejiy­le, fikirle, ilimle olmalıdır.

Hiçbir mücadele durduk yerde kazanılmıyor.

Mustafa Kemal “Ulu­sun yaşamı tehlike ile karşı karşıya kalmadıkça, savaş bir cinayet­tir.” derken aslında esas misyonunun “Yurtta sulh, cihanda sulh” olduğunu anlatmak ister dünya milletlerine.

Aslında gelişmiş(!) ülkelerin silah(sız)lanma girişimleri bir teknolojik gereksinimden değil, bir tedirginlik ve güvensizlik sorunundan kaynaklanmaktadır.

Kendini korumak için yaratılan terör algısı sanal ve gerçek arasın­da sanrılar gören şizofren bir psikolojiden başka bir şey değildir.

En Kötü Barış Savaştan İyidir

Bir de buna dost arama yerine “düşman üretme” algısı da eklendi mi varın siz düşünün içinde yaşadığınız hayatı.

Edmund Burke’nin haykırmak istediğini duyan hiç olmayacak mı?

“Savaş; yüreklilik de­ğil, korkaklıktır.”

Özgürleştirilmiş(!) ülkeler, bombaların gölgesinde yaşamlar, ana-babasız çocuklar, Aylan bebekler, göçler, mülteci sorunları, ambargolar, salgın hastalıklar, garip hayatlar…

Filistin, Irak, Afganistan, Bosna, Mısır, Suriye… diğer tarafta kandan para kazananlar…

Ancak resim çok acı.

Fakat Yunan tarihçi Herodot MÖ 5. yüzyılda bu günün resmini yüzyıllar öncesi çizmiş, anlayan var mı?

“Barışta evlatlar babalarını, savaşta babalar evlatlarını toprağa verirler.”

Ayrıca Jean Paul Sartre de bu resmi tekrar boyamış:

“Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür” demiş.

Savaş her zaman kötüdür.

Kötü bir şeyi, bir amaç uğruna yapmak, onu haklı kılar mı?

Sonuçta barış ise her za­man iyidir.

Ancak barış, büyük toplumların ve korkularını yenmiş ulusların becerisidir.

İnsanlar ruhundaki kaos ve cehennemi, din ve inanç, dil, ırk ve ideoloji arası savaşlara dönüştürerek dünyaya taşıyorlar.

Aslında tüm savaşlar bir iç savaştır, çünkü tüm insanlar kardeştir.

Sonuç olarak barış yaşanılası gerçek bir hayattır.

Her şeyden önce antik çağ tiyatro yazarı Aeschy­lus “Savaşta verilen ilk kayıp, gerçektir.” demiştir.

“Kazanan Olmak” istiyorum diyorsan kazanan taraf ol.

 Barış içinde yaşamak, toplumu güçlendirdiği gibi, hayatı da kolaylaştırır.

Savaş yerine barışı seçmek hayatı ve güzellikleri seçmektir.

Savaşta ka­zanan taraf yoktur.

Gerçek başarılar barış ortamında yeşerir, güç­lenir.

Barış içinde yaşamak son derece önemli bir ihtiyaçtır.

İnsan­lar barış ortamında daima huzurlu ve mutlu olur.

Savaş ise insanı huzursuz ve mutsuz eder.

Avusturyalı romancı Stefan Zweig gibi haykırsak karanlık bulutlara bakarak!

“Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi.”

Halim SELVİ

Felsefe Öğretmeni

Bir İskenderun’ lu olarak, dün Hatay, İskenderun’da yaşanan olay bana geçmişte yaşadığımız ve hala kalıntılarının temizlenmeye çalışıldığı terör olaylarını hatırlattı.

Sıcak savaşlar bitse dahi, ülkeler arasındaki birçok yönlü savaşlar devam ediyor.

Mehmet Ali Tekinsoy

35 yıllık çalışma hayatım sonrasında 2018 yılında emekli oldum. Bu 35 yılın bir bölümünde BAĞKUR' lu olarak kendi işlerimi yaptım, bir bölümünde de SGK' lı olarak özel şirketlerde yönetim kademelerinde yer aldım. Bu süre içerisinde edindiğim çalışma hayatındaki deneyimlerim, emekli olma kararım sonrası tecrübelerim ile emekli olduktan sonra geriye doğru baktığımda yaşadıklarımdan yola çıkarak, nelerin sizlere yararlı olacağını düşünerek bu blog da sizlerle paylaşacağım yazıların esasını oluşturdular. Zaman zaman güncel bilgiler, kişilerin yaşamlarından kesitleri de paylaşacağım. Hepsi insan yaşamından kareler içerecek.

Related Posts

Dijital Çağ ve 60 Yaş Üstü Olmak: Teknolojiyle Barışmak

Her şeyden önce dijital çağ, hayatın her alanına nüfuz etti. Artık market alışverişinden, bankacılığa, sağlık hizmetlerinden sosyal ilişkilere kadar her şey teknolojiyle iç içe. Ancak 60 yaş üstü bireyler için…

Sabit Gelirle Yaşamak: Emeklilikte Bütçe Disiplini Sağlamanın 10 Altın Kuralı

Her şeyden önce sabit gelirle yaşamak için bazı kurallarınız ve öz denetiminiz olmalıdır. Ancak emeklilik, çoğu insan için özgürlük ve dinginlik dönemidir. http://OECD. Pensions at a Glance 2023: Retirement Income…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.