Dertlerimiz dilimizde pek çok anlama gelmektedir.

Hastalık, üzüntü veya sorun kelimeleri yerine kullanılmaktadır genellikle.

Dertlerimiz ve Dertlilerimiz
Dertlerimiz ve Dertlilerimiz

Yani sıkıntılı, üzüntülü hatta sancılı bir durumu anlatmaya yarayan dertlerimiz kelimesi nedense dilimize fazlasıyla yerleşmiştir. https://tr.wiktionary.org

Her ortamda biraz kulak verirseniz çevremizde ne kadar çok derdinden bahseden kişi olduğunu fark edersiniz.

Hatta kimin daha çok derdi olduğu konusunda bir anlamda traji komik bir yarış olduğunu görerek hayrete düşersiniz.

Evet, maalesef bu bizim kültürümüzde olan bir çarpıklık.

Doğu kültüründe zor durumda olan kişilere yardım edilmesi, öncelik verilmesi,

özen gösterilmesi sonucu bu kültüre bağlı toplumlarda bir yarası veya bir acısı olan kişiler el üstünde tutulmuştur.

Gözle görülen bir yara veya bilinen bir sebepten kaynaklanan bir acısı olmayan kişiler de

bu ayrıcalıktan faydalanabilmek adına gözle görülemeyen dert sahibi olma yönüne gitmeyi tercih etmektedirler.

Benim burada sözünü etmeye çalıştığım dert kavramı, karşısında aciz kaldığımız hastalıkları, evlerden uzak olsun dediğimiz üzüntüleri veya altından kalkılması imkansız sıkıntıları

kapsamıyor tabi ki.

Ancak bir anlamda arabesk bir ruh yapısıyla söylenen ve çevremizde sıkça duyduğumuz

Bendeki dertler kimsede yok” yakınmasındaki kendi kendine edinilmiş dertlerden söz etmekteyim.

Bir toplum düşünün ki çok popüler bir şarkısının sözleri “Dertleri zevk edindim ben de neşe ne arar” diyor.

Doğu kültüründen uzaklaştığımızda benzeri bir şarkı bulamayız.

Dertlerin kişiye bir ayrıcalık tanıdığı düşüncesini destekleyen pek çok hurafe de toplumumuzun

bu kadar dertli olmasına adeta yardımcı olmuştur.

Bazı çevrelerde sıkça duyabileceğiniz “Allah sevdiği kuluna dert verirmiş” deyimi de bunlardan biridir.

Bu tip deyimlerin gerçek din öğretisiyle hiçbir ilgisi yoktur tamamen dilden dile geçerken

deforme olmuş deyimlerdir.

Zayıf kişilik yapısı diye adlandırabileceğimiz bazı kişilikler karşılarına çıkan zorluklarla

mücadele etmek yerine bir anlamda kolu kanadı kırık manasına da gelen bu “dertli

sıfatının arkasına sığınmayı, ilgi odağı olmayı tercih etmişlerdir.

Oysa giderek yaşam ritmi yükselmekte olan toplumlarda enerjisi düşük bu “dertli” tipler haklı olarak dışlanmaktadır.

Dertlerimiz ve Çeşitleri

Sonuç olarak üç ayrı bölüm “dertli” vardır.

Birincisi gerçekten başa çıkamayacağı bir sorunla, bir hastalıkla veya bir üzüntüyle karşı

karşıya kalmış olan ve bir taraftan bu badireyi atlatma mücadelesi verirken bir yandan da

o süreç içinde dert çekmekte olan “dertli” dir.

İkincisi Kişilik zayıflığı veya psikolojik sorunları nedeniyle arkasına sığınarak dert arayan ve

bu dertlerin sahibi olmakla adeta övünen, her ortamda dertlerini neredeyse gururla anlatan “dertli” dir.

Bu grup zaten dertli olmakta daima birincidir.

Dertleri zevk edinmiştir” ve “onlardaki dertler kimselerde yoktur

Üçüncü grup ise her iki gruba da dahil olmamakla birlikte daha önce karşılaşmadıkları türde

bir sorunla karşılaştıklarında bunu kendilerine dert edinmeye meyilli olan “dertliler” dir.

Birinci ve ikinci grup için bir çözüm önerim olamayacaktır.

Ancak üçüncü grup kapsamında olan kişi dertlendiğini hissettiği zaman ilk yapması gereken kendisini dertlendirmekte olan ortamı fiziksel anlamda terk etmesi,

eğer durumu pekiştiren bir müzik veya görsel varsa derhal kapatmasıdır.

Daha sonra ise kendine bazı sorular sormalıdır.

1- Şu anda beni etkisi altına almaya başlayan bu dert benim gerçekten üstesinden gelemeyeceğim bir sorun mudur?

2 a-Cevap hayır ise beni bu sorun niye dertlendirdi geçmiş yaşamımda beni dertlendiren benzer

bir sorun var mı, bu sefer beni dertlendiren bu hatıranın tetiklemesi olabilir mi?

2 b-Cevap evet ise kimlerden yardım ve destek alabilirim, üstesinden gelebilmek için başka ne yapmalıyım?

3-Derdimle mücadeleye nereden başlamalıyım ve hedef sıralamam nasıl olmalıdır? Unutmayalım ki dertler evrensel değildir.

Bize dert olan bir sorun başkasına olmayabilmektedir.

Bu durumda başkasıyla aramızdaki farkı bulabilirsek bulduğumuz bu fark ilk değişim hedefimiz olacaktır.

Önceki yazımız Umut Et, Hayal Et ve Anlamak mı Anlayış Göstermek mi? yazılarımızı da okumanızı öneririz.

Bu reçete bizi dertlendirme girişiminde bulunan tüm geçici sorunları çözmemizde kesin etkili olacaktır.

Hepinize dertsiz, keyiflerle dolu bir yaşam diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !