Dask Doğal Afet Sigortası Kurumu kısaltmasıdır. Deprem Gerçeği ve Deprem Sigortası
Fakat genel olarak birçok yerde Doğal Afet Sigortası için de kullanılmaktadır. https://www.allianz.com.tr/
Her şeyden önce konunun önemi nedeni ile dikkatinizi çekmek istedim.
Ayrıca birçoğumuz sigorta konularına yabancı olabilmekte veya kredi kullanmamız sebebi ile de zorunlu yapılan
bir sigorta hakkında çok detaylı incelemeye bilmekteyizdir.
Son gerçekleşen İzmir depremi, deprem riski yüksek yerlerdeki, özellikle İstanbul’daki vatandaşlarımızı,
Zorunlu Deprem Sigortası yaptırmanın ne kadar gerekli olduğu konusunda uyarmış oldu.
Zaman zaman konut sahibi, banka, sigorta şirketi ve sigorta acentesi arasında çeşitli
uyuşmazlıklar çıkabilmektedir. Konut Paket Sigortası
Ancak dikkatli olunmazsa, deprem dolayısıyla mağdur olan konut sahibi, bir de mağdur olmaktadır.
Genellikle poliçe prim tutarı peşin ödenmektedir.
Poliçesi düzenlendikten sonra genel şartlarında belirtilen zorunlu haller dışında sonlandırılamamaktadır.
Dask ve Otomatik yenilenmesi
Her şeyden önce bazı bankalar kredi kullandırttıkları konutla ilgili DASK’ı kendi bünyelerindeki sigorta şirketine yaptırtmaktadırlar.
Ancak genel olarak kredi müşterilerine sormadan her sene otomatik olarak yenilemektedirler.
Sonuçta banka DASK’ı yenilemeyi ihmal edbilmektedir.
Ama konumuz olan talihsizlik de burada başlamaktadır.
Maalesef ki gerçekten deprem olur ve konut oturulamayacak kadar hasar görebilir.
Ama yenilenmediği için de sigorta tazminatı ödemeyecektir.
Genel olarak bankanız DASK’ı size sormadan otomatik olarak kendiliğinden yenilemeyi teamül haline getirmiştir.
Fakat daha sonra yenilememişse, banka konuttaki deprem hasarından sorumlu olacaktır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de 2020/3246 K sayılı kararı ile bu sonuca varmıştır.
Her şeyden önce unutmamak açısından konut kredisi çektiğiniz bankadan DASK’ı otomatik yenilemesini talep etmenizdir.
Ancak banka, otomatik olarak yenilemeyi teamül haline getirmemişse, süresi bittiğinde bankanın
sorumluluğu, süresinin bittiğini ve yenilenmesi gerektiğini kredi borçlusu olan konut sahibine hatırlatmak
ve bildirmek şeklindedir.
Ayrıca mahkeme kararlarına konu olmuş bir olayda, kredi ile satın aldığı konutu depremde ağır hasara uğrayan ve
oturulamaz hale gelen bir vatandaşımızdır.
Ayrıca zararının tazmini için sigorta şirketine ve Deprem kurumuna başvurduğunda büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır.
neden
Poliçesi bitmiş ancak yenilenmemiştir!
Sonuçta konut sahibi, Poliçeyi sigorta şirketinde yeniletme görevi ve sorumluluğu bankaya aittir” düşüncesi ile
dava açar ve zararının giderilmesini istemiştir.
Her ne kadar, Deprem sigortasını yapan başka bir şirket olsa da, konut satışını kredilendirmiş olan bankanın
zorunlu olan bu sigortanın da yenilenmesi için kredi borçlusu konut sahibi müşterisini bilgilendirmiş olması
gerekmektedir.
Bilgilendirme yapmayan banka, kusurludur.
Fakat bankanın, sigortalıya da sigorta süresini takip ve sigortayı yeniletme yükümlülüğü düşmektedir.
Sonuçta bu yükümlülüğünü ihlal edenin de müterafik kusuru vardır.
Öyle diyor Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/4352 K sayılı kararında.
Bina artçı depremde yıkılırsa
Asıl depremin yıkamadığı binayı artçı deprem yıkarsa DASK poliçesi ne olur?
Ya da, “Ana depremden hemen sonra yapılan DASK’ ın durumu ne olur?” diye de sorabilirsiniz.
Her şeyden önce poliçeyi yaptırmayan konut sahipleri, deprem olduktan sonra, hemen DASK poliçesi yaptırırlar.
Asıl depremden sonra yapılan DASK poliçesi söz konusuysa, DASK bazen hasarı ödemeyi redde bilmektedir.
Mesela 23 Ekim 2011’de merkez üssü Van’ın Tabanlı Köyü olan 7.2 şiddetindeki depremi hatırlarsınız.
Asıl depremde konutu hasar görmeyen bir vatandaş, artçı depremleri düşünerek üç gün sonra, 26 Ekim 2011
tarihinde DASK poliçesi yaptırır.
Ayrıca 9 Kasım 2011’de merkez üssü Edremit olan, yine Van’da 5.6 şiddetinde bir deprem daha olmuştur.
Fakat 23 Ekim’deki depremden üç gün sonra DASK poliçesi yaptıran vatandaşın konutu, iki hafta sonra meydana
gelen bu ikinci depremde hasara uğramıştır.
Sonuçta DASK, meydana gelen hasarın 23 Ekim’deki ilk depremde meydana geldiğini, konut sahibinin bu hususu
gizleyerek DASK yaptırdığını ileri sürüp tazminat ödemeyi reddetmiştir.
Mahkeme Sonucu
Ancak mahkeme konut sahibini haklı bulmuştur.
DASK’ ı, konutta meydana gelen hasarın tamamını tazmin etmeye mahkum etmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de mahkeme kararını 2020/3927 K sayılı kararı ile onmıştır.
DASK poliçesi düzenlenmeden önce meydana gelen ve hasar yapıcı etkisi bulunan depremde taşınmazın hasar
gördüğü, hasarın konut sahibi tarafından bildirilmediği şeklindeki savunmaya itibar edilmemektedir.
Ancak 17’nci Hukuk Dairesi’ne göre, binaların sigortalatılmadan önce hasar durumunun tespiti ile sigorta
işlemlerinin yapılıp yapılmayacağı hususunda sorumluluk DASK’ tadır.
Fakat bana sorarsanız, Yargıtay kararı ve yorumu ağırdır.
Adil ve hakkaniyetli bir karar için yapılması gereken,
Bilirkişi heyeti ile inceleme yaptırılarak,
Asıl depremin şiddeti de dikkate alınıp,
Taşınmazdaki hasarın artçı depremlerde ağır veya orta hasar görmüş olup olmayacağının,
Ya da asıl depremin etkisinin artçı depremler sonucu oluşan hasarı artırıcı etkisi bulunup bulunmadığının,
Komşu taşınmazlar da incelenerek tespit edilmesidir.
Aksi takdirde Türk Ticaret Kanunu’nun basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne haddinden fazla hukuki
kutsiyet yükleyerek,
Kurum’a, “sen de DASK yapmadan önce konutta hasar olup olmadığını inceleseydin,
İncelemediysen tazminatı ödersin” gibi hatalı bir yorum yapmak, bizi adil olmayan sonuçlara götürecektir.
Her şeyden önce hatalı hukuki yorumlarla mağduriyet gidermek yerine, adaletin tesis edilmesi benim kişisel tercihimdir.
Sigorta şirketinin bildirim yükümlülüğü
DASK yaptırdığımız sigorta şirketinin de DASK süresinin bittiğini hatırlatma yükümlülüğü vardır.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu Çalışma Esasları Yönetmeliği’nin 23. maddesinde zorunlu deprem sigortası
poliçesini düzenleyen sigorta şirketine,
Sigorta sözleşmesinin bitiminden önce elektronik posta, kısa mesaj (SMS) veya çağrı merkezi kanalıyla
sözleşmenin sona ereceğini,
Yeni bir sigorta yaptırma zorunluluğunu sözleşme sahiplerine bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Bu sebeple, sigortalıya DASK ’ın bittiğini ve yenilenmesi gerektiğini bildirmeyen sigorta şirketi de kusurludur.
Ancak hemen belirteyim ki, ne bankanın ne de sigorta şirketinin DASK ’ın yenilenmesine ilişkin bildirim
yükümlülüğü sonsuz kabul edilemez.
Eğer DASK süresi bittikten, örneğin üç yıl sonra deprem meydana gelmişse, ne bankaya ne de sigorta şirketine
ağır bir kusur atfedilemeyecektir.
Sonuçta kusurun ağırlığı, üç yıldır DASK ’ın bittiğini takip etmeyen sigortalıdadır.