Behçet hastalığı, vücudun farklı yerlerindeki kan damarlarının iltihabına neden olan ve nadir görülen kronik bir hastalıktır.
Her şeyden önce Behçet hastalığı vücudun otoimmun;
Yani bağışıklık sistemindeki bir bozukluk nedeniyle enfeksiyon belirtileri göstermesi şeklinde gelişmektedir.
Genellikle 20-40 yaşlarında başlamaktadır.
Ancak çocukluk çağında ve 50 yaş üstünde görülmesi oldukça seyrektir.
Ama erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta görülmektedir.
Fakat erkeklerde daha ciddi seyretmektedir.
Ayrıca, ağız içinde, genital bölgede ve deri yüzeyinde yaralar ile görmede bulanıklık gibi
belirtilerle kendini gösteren hastalığın halk arasında bulaşıcı olduğu yanılgısı bulunmaktadır.
Göz önemli bir organımızdır ve bu konudaki Göz Sinirlerimiz yazımızı da okumanızı öneririm.
Ancak Behçet Hastalığı bulaşıcı değildir ve kişiden kişiye bulaşmamaktadır.
Behçet Hastalığı Tedavisi
Hastalığın nedeninin tam olarak bilinmemesi nedeni ile özel bir tedavisi bulunmamaktadır.
İlk kez 1937’de bir Türk dermatolog Hulusi Behçet tarafından tarif edildiğinden, onun adıyla anılmaktadır.
Bu hastalığın tanı ve tedavisi ile en yoğun ilgilenen birim, Romatoloji uzmanlarıdır. https://www.medicalpark.com.tr
Romatoloji, eklemler, yumuşak dokular, otoimmun hastalıklar ve
kalıtsal bağ dokusu hastalıklarıyla ilgilenen iç hastalıkları ve pediatride bir alt uzmanlık alanıdır.
Bu hastalığın tedavisi için özel bir laboratuvar bulgusu yoktur.
Bu nedenle de Romatoloji hekimlerinin koordinasyonunda diğer uzman doktorlarla koordineli çalışılması hastalar açısından önemli olduğu görülmüştür.
Ancak ağız aftları için antiseptikli gargaralar ve kortizonlu kremler kullanılır.
Şayet hastalığın seyrinde göz, sinir sistemi ve sindirim sistemi tutulumu olması durumunda, Kortizon içeren ilaçlar kullanılmaktadır.
Hulusi Behçet Kimdir
Hulusi Behçet, Türk dermatoloji uzmanı ve bilim insanıdır.
20 Şubat 1889, İstanbul’da doğmuştur.
1937 yılında, bir kan damarı enflamasyonu hastalığı olan ve bugün kendi adıyla anılan Behçet hastalığını tarif eden ilk bilim insanı olarak tüm dünya tarafından tanınmıştır.
1910 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiştir.
Ayrıca, 1914-1918 yılları arasında önce Kırklareli Askeri Hastanesi başhekim muavini olarak görev yapmış ve daha sonra Edirne Askeri Hastanesinde dermatoloji uzmanı olarak çalışmıştır.
Bir yıl kadar yurt dışında önce Budapeşte’de, sonra Berlin’de Charité Hastanesinde çalışmıştır.
8 Mart 1948 de İstanbul’da Kalp krizi sonucunda 59 yaşında vefat etmiştir.