Atasözleri ile yaşamak…
İlkokul dördüncü veya beşinci sınıftaydım… Atasözleri konusunu işlediğimiz Türkçe derslerini çok sevdiğimi hatırlıyorum…
Bunları hatırladığıma göre, bende iz bırakmış olmalılar…
Öğretmenimizin verdiği atasözlerinin anlamlarını araştırır, aile büyüklerimize sorar, bulabildiğimiz kaynaklara bakar bakar, sonra da o atasözleri üzerine kompozisyon yazardık…
En çok da tasarruf ile ilgili atasözlerini işlerdik o dönemlerde…
Birkaç tanesi aklımda kalmış… Damlaya damlaya göl olur… Sakla samanı gelir zamanı… Ak akçe kara gün içindir…
Bir de evde babamdan, annemden, aile büyüklerimizden duyduğum atasözlerini hatırlarım…
Sohbetler sırasında konuyla ilgili atasözleri söylenir, meselenin pekişmesi sağlanırdı… Hayata atıldıktan sonra ise iş ve sosyal çevremden öğrendiğim kıymetli sözler var…
50 yılı aşkın hayat tecrübem bana gösterdi ki, en akıllı insanlar başkalarının deneyimlerinden ders almayı bilen insanlardır…
Bu yazdıklarım, deneyimlemeye karşı olduğumu düşündürmesin size…
Deneyimlemek tabii ki çok önemli ve keyifli bir süreçtir…
Yeni şeyler denemeyen insanoğlunun gelişmesi mümkün değildir…
Ancak rehbersiz deneyimleme bazen sizi geri dönülmez bir noktaya götürüp pişmanlıklara yol açabiliyor…
İşte bu anlamda, zamanın içinden süzülerek gelmiş olan atasözlerinin, mükemmel birer temel hayat rehberi olduğu kanaatindeyim…
Atasözleri İşin sonunda değil başında lazım…
Sorun şu ki, referans olarak gördüğümüz ve hatta örnek aldığımız insanların bile deneyimlerini dikkate almazken, anonim birer deneyim olan atasözlerini tamamen es geçiyoruz…
Egolarımıza yenilip çok şey bildiğimizi zannederek yanlış kararlar veriyor, iş başa geldikten sonra vah ediyoruz…
İşte bu aşamada özlü sözleri hatırlıyoruz bazen… Fakat artık çok geç…
Sonuç değerlendirmesi veya eleştiri niteliğinde birer cümleden ibaret kalmaması gereken atasözlerinin yeri, işin sonu değil başı olmalı aslında…
İşte o zaman, yüzyılların deneyimiyle bize ulaşan bir rehberimiz olur…
Atasözlerinin okuduğumuz, yaşadığımız, dinlediğimiz diğer deneyim türlerine bir üstünlüğü de çok uzun vadeli ve modası geçmez oluşlarıdır…
Sayısız kez denenmiş oldukları için kolay kolay yanılmaz ve yanıltmazlar…
Bu konuyu neden mi yazdım? http://www.adana.gov.tr/-portakal-
Çünkü şimdiye dek ne zaman atasözlerine aldırış etmeden, başkalarının tecrübelerine de kulak asmadan adım attıysam, çoğunda istemediğim sonuçlarla karşılaştım…
Hayatımın ikinci yarısında daha çok atasözüne ve başkalarının deneyimine, böylelikle de daha az yanılma olasılığına yer veriyorum… Burnundan Kıl Aldırtmak.
Yeni şeyler deneyimlemeye ise tam gaz devam ediyorum…
Size de kuvvetle tavsiye ederim…