Uzun yaşamak herkesin beklentisidir.
İnsanoğlunun bu konudaki isteği ve araştırmaları yüzyıllardır devam etmektedir.
Örnek vermek gerekirse Mısır’daki firavun ve önemli kişilerin mumyalanması ve günümüzde ölen bazı varlıklı kişilerin sıvı hidrojen içerisinde dondurulan bedenlerinin saklanmasının özünde, uzun yaşamak veya ölümleri sonrasında bir buluş sonrasında uzun yaşamak mümkün olması veya ölümsüzlük iksiri bulunması sonucunda tekrar yaşama dönme isteğidir.
Her şeyden önce de bunun için öncelikle genç yaşlardaki bazı alışkanlıklar ve genetik yapımıza uygun yaşam tarzımızı belirlememiz gerektiğini bilmemiz gerekmektedir.
Uzun yaşamak veya bir dakika dahi fazla yaşamak için neler verirdim diyen döneminin en zengin kadınlarından olan İngiltere kraliçesi I. Elizabeth de bunu hedeflese de vakti gelince sonucu değiştirememiştir.
Günümüzde ortalama yaş her geçen yıl uzamakta ve uzun yaşamak mümkün görünmektedir.
Ayrıca 100 yaşını görenlerin sayısında da artış devam etmektedir.
Bu konuda ilk olarak da dikkat etmemiz gereken Sağlıklı Olmak İçin ne yaptığımızdır.
Tabii bundan ne anladığımız da her birimize göre değişiklik göstermektedir.
Fakat ne yapmanız gerektiğini doğru anlayabilmek için de bu yazımızı okumanızı öneririz.
Uzun Yaşamak ve Yeni Gelişmeler
Bu konuda bilim ve teknoloji geliştikçe de dünyanın birçok önemli ve varlıklı kişisi uzun yaşayabilmek konusunda araştırma yapan şirketlere yatırım yapmaya da devam etmektedirler.
Hatta bu konuda ilaç araştırmalarına da yatırım yapmaktadırlar.
Konu ile ilgili Kan Nakli İle Genç Kalmak yazımızı da okumanızı öneririz.
ABD’ deki Silikon vadisinde dahi bu konuda start-up lar kurulmaktadır.
Öncelikle de ilaç araştırmaları fareler üzerinde olumlu sonuç vermeye başlamıştır.
Her şeyden önce vücudumuzun bir makine olduğundan yola çıkaraktan
Bu temel prensipten yola çıkınca mevcut genlerimizin önemi ortaya çıkmaktadır.
Ancak bazı genlerimizin bozuk olduğu ve dizim değişiklikleri ve onarımları mümkün olarak
bu tamir edilen genlerimizin bir sonraki nesillere vücut makinamızın daha doğru çalışaraktan tamiratlarını da doğru gerçekleştirmesi prensibi uygulandığında uzun yaşamamız mümkün olmaktadır.
Ama gençlikte karşılaşmadığımız ve yaşlılığımızda ortaya çıkan Parkinson, Alzheimer,
tip 2 diyabet gibi hastalıkların bu yukarıda açıkladığımız nedenle gerçekleştiğini bilmekteyiz.
Zamanında bu hastalıklara neden olan genler tespit edilerek onarılması durumunda da
bu tür hastalıklara yakalanma riskimiz azalacaktır.
Uzun ama sağlıklı yaşamak çok daha doğru bir yaklaşımdır.
Hepimize uzun ve sağlıklı yaşam dileriz. https://www.livhospital.com
Uzun Yaşamak ve Yeni Dönem Sorunlarımız
Her geçen yıl ortalama ömür uzamaktadır.
Buradan yola çıkarak da bazı yeni sorunlar önümüze çıkmaktadır.
Her şeyden önce de emeklilik yaşı olarak belirlediğimiz 60-65 yaşında emekli olmanın artık mümkün olamayacağıdır.
Bunun temel nedeni de geçmiş dönemlerde üç evreli ve stabil olan yaşantımızın
artık hiç de öyle olmadığı gerçeğidir.
Artık yaşam evresi olarak da farklı bir dönem içerisinde olduğumuzu kabul ederekten
yeni ömrümüzü şekillendirmemiz gerekmektedir.
Bu üç evreli yaşam döngüsünden karmaşık ve bilinmezliği içerisinde barındıran döneme
geçtiğimiz bugünlerde en çok zorlananlar da bizim yaş gruplarımız olacaktır.
Hatırlatma
Önce üç evreli dönemi hatırlayalım mı?
Bu dönemde doğumumuzdan eğitim dönemimizin sonuna kadar olan dönem ilk evre olarak bilinmektedir.
İkinci evre ise eğitimimizi tamamlayarak iş hayatına atıldığımız dönem olarak adlandırılmaktadır.
Son ve üçüncü dönem ise emeklilik dönemimizdir.
Şimdi bu evreleri yaşıyor olmakla birlikte uzun yaşamak ile birlikte bu evrelerdeki bazı
değişiklikleri ve belirsizlikleri dikkate almak zorunda olduğumuz gerçeğidir.
Bunlardan ilki eğitim dönemimizi uzayan yaşam sürecimiz ile aldığımız ilk eğitim ile sınırlı tutamayacağımız gerçeğidir.
Eğitimimizi yaşamımız boyunca güncellemek ve yeni şeyler öğrenerek yeni beceriler edinmemiz gerekmektedir.
Yani ilk aldığımız eğitim ömrümüz boyunca bize yeterli gelmeyecektir.
Uzun yaşamımızda iş hayatımız da değişime uğrayacak ve ilk başladığımız işimizle çalışma hayatımız sonlanmayacaktır.
Belki sektör de değiştirmek zorunda kalacağız ve bu durumda yaşamımız boyunca kendimizi geliştirmemiz ve yeni beceriler kazanmamızın önemi de artacaktır.
Üçüncü dönemimiz olan emeklilik dönemi de değişerek emekli olma yaşımızı da uzun yaşamımızla birlikte yaşamımızın daha ileri yaşına almamız gerekecektir.
Özellikle de Japonya gibi nüfusu hızla yaşlanan toplumlarda gördüğümüz emeklilik sonrası çalışmaya devam eden kişilerin sayısı artacaktır.
Hatta bazı kişiler emekli olmayı 65 yaşında değil de 80 yaşında düşüneceklerdir.
Bu durum da finansal zorlukların, birikim yapmanın zorluklarından kaynaklı olmaktadır.
Finansal Zorluklarımız
Bu konu yaşamımızın her evresinde bizleri zorluyor olmakla birlikte bazı alışkanlıklarımızda değişiklik yapmak zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir.
Bu konuyu kısaca şöyle özetleyebiliriz.
Öncelikle emekli olma yaşımızı daha ileri tarihe almamız nedeni ile elimizdeki varlıkları doğru yönetmemizin dışında gelir elde etmeye devam edeceğizdir.
Her ne kadar 65 yaş sonrası gelirimizin çalışma performansımıza bağlı olaraktan 40’ lı yaşlarımızdaki kadar olmayacağını öngörmeliyiz.
65 yaşımıza kadar kazandığımız beceri ve deneyimlerimizi kullanmanın da bir üst sınırı olacağını kabul etmemiz gerekir.
Bu nedenle de 60-65 yaş civarında hem mevcut bilgi ve becerilerinizin güncellenerek geliştirilmesi ve yeni bununla birlikte farklı beceri edinebiliyor muyuz bunu anlamamız gerekmektedir.
Ayrıca çok hızlı değişen ekonomik dengesizlik dönemlerinde eldeki varlıklarımızın yönetimi ve korunması konusunda özen göstermeliyiz.
Kazancımızın düşmesi muhtemel bu dönemde eldeki varlıkları korumanın da önemi arttığı gerçeğini kabullenerek planlama yapmalıyız.
Şayet bu varlıkları kendimiz yönetemiyorsak bir profesyonel finansal yönetim desteği almalıyız.
Özel Yaşam
Uzun yaşamak her ne kadar iyi gibi görünse de özel hayatımıza da bazı zorlukları birlikte getirmektedir.
Bunun ilki dost ve arkadaş çevremizi korumamız her geçen sene bizi zorlayacaktır.
Hem işimize ve özel hayatımızdaki değişikliklerle mevcut arkadaş çevremizden memnuniyetsizliğimiz veya kişisel psikolojik değişikliğimize bağlı olaraktan
bu uzun yıllardır edindiğimiz dost ve arkadaşlarımızı kaybetme veya onları korumamız zorlaşacaktır.
Ama birbirimizin kıymetini bilerek yaşamımıza devam etmemiz son derece önemlidir.
Bir diğer önemli sorun da uzun yaşamımız içerisinde mevcut evliliklerimizi sürdürmek olacaktır.
İçerisinde bulunduğumuz dönemde bir çok kişinin evliliklerini sonlandırmasının
ana sebebi de yaşamları içerisinde fark edemedikleri ve yönetemedikleri uzun yaşamlarıdır.
Uzun yaşam evremiz içerisinde de eşlerimiz ile birlikte birbirimize iyi birer yoldaş olmanın yolunu bulmalıyız.
Birbirimize ortak zaman dışında yalnız ve bireysel zaman geçireceğimiz dönemler, soluklanmalar tanımalıyız.
Burada zor olan ise aile büyüklerimizden gördüğümüz ve öğrendiklerimizi de güncel döneme göre adapte etme zorluğumuzdur.
Bunun için de eş veya arkadaşlarımızla konuları çatışarak çözmek yerine onları birbirimiz ile
diyalog içerisinde çözmemiz gerektiğini bilerek hareket etmeliyiz.
Bunun için de sürekli kendi psikolojik gelişimimize de önem vermeliyiz.