Unutmak Hatırlamaktan Daha Zor Geliyor

135

Unutmak hatırlamaktan daha zor geliyor… Hatırlamak bir yara bağrımda kanıyor…

Unutmak zor mu geliyor
Unutmak zor mu geliyor

Babaannemin deyimiyle biraz ‘zevzeklik’ edeceğim bu kez.

Ciddi ol ol, nereye kadar canım gönüldaşım.

Arada böyle amaçsızca, umarsızca saçmalamaca da lazım.

Yoksa nasıl çekilir bu hayat.

Merhabalar güzel gönüldaş… Kırkından Sonra’ya hoş geldin.

Biraz sohbet edelim mi?

Gerçi sadece ben anlatacağım, sen dinleyeceksin (okuyacaksın) ama olsun.

Sen de bir şey demek istersen çekinme, yaz yorumunu. Ben de seni dinlerim.

Burada birlikte harika vakit geçireceğiz.

Kâh gülümseyeceğiz, kâh dertleneceğiz ama illâki kendimizden bir parça bulup, yalnız olmadığımızı göreceğiz.

Haydi başlayalım…

Başlayalım da, ne anlatacaktım onu unuttum. ツ  

Unutuyoruz yapacaklarımızı, yaptıklarımızı, aslalarımızı, keşkelerimizi ve yeniden yapıyoruz ‘hayır‘ dediklerimizi. ttps://www.a4psikiyatri.com

Efkarlandım bak şimdi.

Diğer yazılarımız Demans ve Alzheimer Aynı Şey mi? ve HEPİMİZ HASTAYIZ okumanızı öneririz.

Unutmak Hakkında

Unutuyoruz… Unutmamalıyız… Unutmayaydık iyiydi… Unutmazsın değil mi? Unutma e mi?

Çünkü

Unutmamak için
Unutmamak için

Unutulanlar unutanları unutkanlıkla suçlarlar ama onlar da bi’gün unutanları onları unuttukları gibi unutkanlıkla unuturlar ki, onlar en büyük unutkanlardır.
O yüzden unutma ki, unutmak unutulanları geri getirmez.

Fakat, unutkanlıkla unutamadıkların, umutla bağlandıkların kadar acımasız değildir. https://www.terapiistanbul.com

Ana fikir:
Acıma, acınacak hale düşersin.

Fakat düşme!

E, tabii belli bir yaştan sonra da düştün mü de, kemikler zor kaynar maazallah. Doktor doktor gezersin sonra.
Gerçi doktor, iyi olacak hastanın ayağına gelirmiş.

Gelmediyse de vardır bir bildiği. Koskoca doktor sonuçta, kaç yıl okumuş etmiş. Ayağına çağırmak da ne bileyim?!.

Gerçi güneş giren eve de doktor girmez, o yüzden gelmemiş olabilir.

Ama perdeleri kaparsan, güneş giremez ve doktor da böylece gelebilir. Sağolsunlar, iyi ki varlar.

Fakat sonra perdeleri açmak ve pencereleri kapamak lazım, ki cereyanda kalmayasın.


Bir de tencerenin altını kapamak lazım ki; süt taşmasın.
Süt (doğalı olacak ama) faydalıdır, içmek lazım.

Gerçi, bir Amerikalı doktor hiç de böyle düşünmüyor.

Buna kısmen katılıyorum ve sütü mayalar da yoğurt yaparsan daha bir faydalı olur diye düşünüyorum.

Ha, kefiri de unutmayasın diyorum.

Sütü Ocakta Unutmak
Sütü Ocakta Unutmak

Bir de, sütü ocakta unutmayasın diyeyim tam olsun?

Gerçi taşan süt olsun varsın, sabırlar taşmasın yeter ki, değil mi?

Sonuçta insan unutuyor yine de işte.


Gerçi unutmak da doğal çünkü, bünyeler unutmaya müsait.


Zaten unutmak değil midir ki sütü taşıran?!

Sütü ocağa koyup gitmek kolay, zor olan; unutanları unutuldukları yerde bırakmaktır.

Çünkü unutulanlar, unutanları asla unutamayanlardır.

Unuttuklarımızı tekrar hissetmek, hislerimizi yaşatmak, yaşadıklarımızı unutmamak…

Unutmak da doğal
Unutmak da doğal

İşte bütün mesele bu!

Ama ben;

Unutmak istediğim şeyin en başında, hatırlamak istediğim şeyin tam ortasındayım. Neyi unutacağımı hep hatırlamaktayım.

“Çok çay içme, demirin neyin eksilir, unutkan olursun” diyorlar.

Hastayım sanıyorlar ama ben yastayım, bilmiyorlar.

Her şeyden önce bergamotlumu bırakamam, kimse kusura bakmasın.

Hem çayı bırakmak çok zararlı. Tabii… ツ

Çay İçmeyi Bırakırsan Neler Olur, Biliyor musun?

Çay İçmeyi Bırakırsan
Çay İçmeyi Bırakırsan
  • Konsantre olmakta zorluk çekebilirsin. (Zati konsantre şeyler içmemelisin.)
  • Antioksidanlardan mahrum kalırsın. (Maazallah ama ya oksimoronlardan mahrum kalaydın? Yaa…)
  • Uyku düzenin değişir. (Hadi yaa, insomniaaa…)
  • Kendini daha az enerjik hissedebilirsin. (İnsta’ya, feys’e, tiktok’a gücün kalmazsa, n’aparsın?  )
  • Kafein eksikliğinden az da olsa psikolojik sıkıntılar yaşayabilirsin. (Gözünün önünde bergamotlar, teninler uçuşabilir.)
  • Kendini daha endişeli hissedebilirsin. (Çayı kahveyle aldatırsan diye endişelenebilirsin.)
  • Sindirim sistemin zorluk çeker. (E, alışmadık bedende kahve durmaz!)
  • Kilo vermeye başlarsın belki de ha? (Şekerli içiyorsan, yanında da bir şeyler de atıştırıyorsan, bunu yapamamış olacağın için kilo vermeye göz kırpabilirsin.

Ama bu istediğin bir şeyse, ne ala. Yalnız, sadece şekeri, hamur işini bırakman yeterli biliyorsun değil mi?

Çaydan vazgeçmene gerek yok ki akıllım.)

Hayır yani, istemiyorum ki. İstesem bırakırım ki.

Sonuçta

“İstesem bırakabilirim ki…” dediğin her şeye bağımlısındır

Ya da

            Bağımlı olduğun hiç bir şeye aslında sahip değilsindir. 

            Veya

            Sahip olduğunu sandığın hiçbir şeyin aslında sahibi değilsindir. 

            Yahut

            Bırakamadıkların aslında sahiplendiklerindir. 

            Belki de

            Bağımlılık, sahiplenmektir. 

            Oysa

            Hayatta hiçbir şeye gerçekten sahip değiliz ki?! 

            Yani

            Sahibi olmadığımız hayatları yaşamamalıyız. 

            O yüzden

            Bağımsızlığını ilan ettiğin gün, gerçek hayatına sahip olacaksın.

            Velhasıl

            Allah hepimizin müstahakkını versin! ツ

Alışkanlıklarımızdan uzak duramıyoruz ama yakın da olmak istemiyoruz.

Oysa; pazartesi ile cuma kadar uzak ve aynı zamanda cuma ile pazartesi kadar yakın olabilmek değil midir asıl mesele?

Beyin bu anacım, türlü türlü huyları, türlü türlü oyunları var.

(“Evet benim beyin de var, sorma kardeş!” diyorsun da , ben onu mu diyorum şekerim?”)

Oyunlara kanmamak da lazım tabii her zaman.

Amma ve lakin pek de zeki şapşik. Yap dediğini yapar, başarır aslında.

Yeter ki iste. Zihnini bulanıklaştırma, kafanı yorma yani.

Oku Bak Göreceksin
Oku Bak Göreceksin

Bak mesela… Oku bak;

8U M354J, 21HN1M121N N3 K4D4R H4R1KUL4D3 V3 
3TK1L3Y1C1 53YL3R Y4PT1Ğ1N1N K4N1T1D1R.

845L4NG1ÇT4 0KUM4K 20RDUR.
F4K4T 51MD1 8U 54T1R1 Z1HN1N12 K4F4 Y0RM4D4N 0T0M4T1K 0L4R4K
0KUY481L1Y0R D3Ğ1L M1?

GURUR DUY4B1L1R51N! 
S1RT1N1N S1V42L4NM451N1 H4K3D1Y0R5UN.

Unutmak İstiyor muyum

Ne hoş değil mi? “Bu ne ya?” demeden okuyuverdin bir çırpıda.

Aferin. İşte sen busun.

İstediğin her şeyi yapabilirsin, her işte muvaffak olabilirsin.

Yapabilirim. Unutmak istersem unuturum, hatırlamak istiyorsam hatırlarım.

Ama bana ne yapmam gerektiğini söyleme. Balık tutmayı öğretme, pazardan alıyorum ben!..

N´apayım;

Miskinim hovardayım, oblomov ayardayım…
Kıpırdatmam kılımı, canım sıkkın dardayım…

 (Ne anlatıyorum acaba, anlayan beri gelsin?!. ツ)

Velhasıl, uzun lafın kısası, sözün özü, öküz gözü, cabernet, shiraz… Sadede geleyim biraz.

Ciddi ol ol, nereye kadar canım gönüldaşım.

Arada böyle amaçsızca, umarsızca saçmalamaca da lazım.

Yoksa nasıl çekilir bu hayat.

Gülümsemenin faydalarını unutmamak lazım.

Her an gülümseyemeyebiliyoruz tabii.

Mesela insan, en sevdiği bile olsa, öldüğünde onu unutma süresi on sekiz ay’mış. Yani on sekiz ay sonra acın azalıp neredeyse kalmamış oluyormuş. (Oluyor, oluyor.) O kişiyle ilgili acı tatlı tatlı anılar canlanıyor da arada öylece hatırlıyorsun_muş.

Özellikle düşününce içi acıyor insanın ama acı gerçek bu!

Sonuçta değer verdiklerimiz, bağrımıza bastıklarımız, “O olmadan asla!” dediklerimiz, yemeyip yedirdiklerimiz, giymeyip giydirdiklerimiz, fedakarlık uğruna telef olduklarımız, alıştıklarımız, canlarımız bizi on sekiz ay sonra unutacak, düşünsene bi’…

İyi bir işim güzel bir eşim olsun, geniş bir evim son model bir arabam olsun, emekliliğim rahat olsun” derken, rahatsız hayatlar yaşayıp, yaşamının sonuna geliveriyorsun.

Dur şekerim, sıkma canını hemen.

Sen KırkındanSonralısın! Her şeyin farkındasın! Unutmazsın, unutturmazsın!

O halde ben de gideyim varayım da, bir çay demleyeyim en bergamotlusundan. Düşüneyim biraz neleri unuttuğumu ya da hatırladıklarımı.

Beden ve ruh sağlığına mukayyet olabildiğin,

Hücrelerine kadar neşe dolabildiğin,

Olmayanı oldurup gülmeyeni güldürebildiğin,

Seven kalplerle buluşabildiğin,

‘Hayat çok güzel’ diyebildiğin;

Yepisyeni musmutlu günlere kavuşman dileğiyle…

Ölümsüz ruhlarımızın huzurla dolması temennisiyle…

Doğala özdeş aromalı, katkısız, saf, temiz, berrak zihinli, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim güzel gönüldaş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !