İnsan kaynakları bölümlerine şirket yeni stratejik partneri olarak yeni dönemde çok görev düşmektedir.
“Sayılabilir, olanı say,
ölçülebilir olanı ölç,
sayılamayanı sayılabilir hale getir,
ölçülemeyeni ölçülebilir hale getir.”
Galile
Her şeyden önce yeni ekonominin kanı bilgidir.
Ancak bilgi geçmişte ekonomik sürecin bir parçasıyken, bugün kendisi durumuna gelmiştir.
Ama yeni ekonomi eski ekonomiye kıyasla çok hafiftir.
Örneğin Google’ın 2020’deki marka değeri olan188,5 milyar dolar, ABD çelik endüstrisinin aynı yıl için ön görülen 91 milyar dolarlık üretiminin iki katından daha yüksektir.https://www.google.com.tr/
Her şeyden önce iletişim süreçleri içinde değer yaratmayan halkalar sistem dışına çıkmaktadır.
Ayrıca geçmişte, şirketlerde tabanla tavan arasında yedi olan kademenin ikiye, üçe inmesinin nedeni, günümüzdeki teknik iletişim olanaklarıdır.
Tekerleğin icadı uygarlık için ne anlama geliyorsa, “veri tabanı” nın kullanılması da aynı anlama gelmektedir.
Ancak önemli olan bilginin varlığı değil (information),
bunun kullanılır bilgi olmasıdır.
Sonuçta şirketler için bunun önemi doğru kişinin, doğru zamanda, doğru maliyetle, doğru bilgiye ulaşmasıdır.
Benzer Yaşlı Çalışanlar İçin Ne Yapılmalıdır? yazımızı da okumanızı önerebiliriz.
İnsan Kaynakları ve Ölçüm
Bütün bu değerlendirmelerin hayata geçirilmesinin temel şartı ölçümdür.
Tıpkı Galile‘nin https://evrimagaci.org/ yüzyıllar önce söylediği gibi:
“Sayılabilir olanı say,
ölçülebilir olanı ölç,
sayılamayanı sayılabilir hale getir,
ölçülemeyeni ölçülebilir hale getir.”
Yaptığı işe farklılık katmayan bir kişi, ne kadar çok çalışırsa çalışsın, kendini işine ve şirketine ne kadar adarsa
adasın, farkedilmeyecek ve dolayısıyla da kendi hak ettiğine inandığı ücreti alamayacaktır.
Yaptığı işe değer katmak, doğru işe doğru insanın alınmasına, performansın adil ve objektif bir biçimde
ölçülmesine ve çalışanların geliştirilmesine bağlıdır.
Bunun için de anahtar “İnsan Kaynakları”dır.
Endüstri devrimini izleyen dönemde çalışan sayısı bir değerdi ve çalışanlar tekrara dayalı işler yaparak değer
yaratırlardı.
Bu dönemde, şirketlerde “personel müdürlüğü” vardı.
Oysa bilgi ekonomisine geçişle birlikte, her bir çalışanın değer yaratmasının şirket performansını belirlediği
günümüzde İnsan Kaynakları, rekabette ayakta kalmak için şirketlerin temel gücü durumuna gelmiştir.
Bunu daha iyi organize edebildikleri ve uzun dönemli plan ve yatırım yapabildikleri için kurumsal şirketler, aile
şirketlerine üstünlük sağlayabilmiştir.
Yeni ekonomi ile birlikte, bireysel yeteneklerle kurumsal hedefler arasında sağlam köprüler kurmak ve yeni
ekonominin kurallarıyla uyumlu üretken ve olumlu bir çalışma iklimi yaratmak insan kaynaklarının temel görev
ve sorumlulukları arasında yer almaktadır.