Her şeyden önce 40 dan önce ve 40 dan sonra Londra şehrine ve İngiltere’deki bazı şehirlere gitme fırsatım oldu.
Son olarak Birmingham, Southampton, Manchester,
Bath, Liverpool, Torquay, Leeds,
Dover, Brighton,Londra^nın etrafında bulunan irili ufaklı şehirleri de görmüştüm.
İlginç yerlerden birisi de stonehenge.
konu hakkında merak eder ve okumayı arzu ederseniz https://www.wikiwand.com/tr/Stonehenge yazısında detaylarını bulabilirsiniz.
Ayrıca ilginçliği ise Şanlıurfa’da bulunan Göbekli tepe’ i çağrıştırmasıdır.
Ancak Göbekli Tepe’ i ilk gördüğümde aklıma burası gelmişti.
Konu ile ilgili olarak 40’dan Sonra Gezdiğim Türkiye’deki Şehirler yazımızı da okumanızı öneririz.
Ayrıca 40’dan önce daha 18 yaşımdayken ilk kez yurt dışına çıkışımda okumak için Londra’ya gittim.
Ancak THY’larının seferi olmaması nedeni ile İngiliz havayolları British Airways ile gelmek zorunda kalmıştım.
Her şeyden önce o zamanın şartlarına göre THY’den daha konforlu ve büyük uçaklara sahiptiler.
O yılları düşününce THY nin ne kadar yol kat ederek bugünlere geldiğini,
bir çok havayolu şirketinden ileride olduğunu, artık mecbur olmadıkça başka havayolu şirketi ile uçmadığımı görüyorum.
Londra Heathrow havaalanına 4 saat 45 dakika uçuşun ardından,
bir gece karanlığında ve yağmur altında uçaktan indim.
Vize yoktu o zamanlarda ve direk biletimi alıp gitmiştim.
İlginç olanı ise isterlerse ilk uçakla havaalanından geri gönderebiliyor olmalarıydı.
Pasaport kontrol ve Gümrük kontrolü ardından havaalanı çıkışından Viktorya tren istasyonuna giden otobüse binerek
oraya gittiğimi bugün gibi hatırlıyorum.
İstasyona vardığımda gece 22.00 sıralarıydı ve bir buçuk saat bekleyerek Bournemouth şehrine gittim.
Oraya vardığımda ise gece yarısı 02.00 civarıydı.
Bournemouth tren istasyonunda inerek
bir taksiye binerek uzun süre kalacağım için
2 adet büyük boy bavulum ile bu yolları gelmiştim.
Bournemouth Günlerim
Bu şehrin lisan okulları seçenekleri olması,
yabancı öğrencilerin çok olması sebebi ile yabancılara daha iyi davrandıklarını duymuştum.
Seçimimi de bu yönde yapmıştım.
Şehrin doğup büyüdüğüm şehir İskenderun’a benzemesi,
sahil kasabası olması, bu şehirde yaşayan İngiliz halkının yabancıları benimsemiş olması
bir nebze de olsa ilk kez yabancı bir ülkede yaşayan biri olarak hayatımı kolaylaştırıyordu.
Lisan öğrenirken halkla konuşmaya ve onların dili kullanmalarını anlamanın işimi kolaylaştıracağını düşünerek
onlarla her fırsatta zaman geçirmeye çalışıyordum.
Lisan okulu tarafından düzenlenen ve bütçeme uygun 1-2 tura da katılarak
uzunca bir süre yaşamayı düşündüğüm bu ülkeyi ve kültürünü anlamaya çalışıyordum.
Zaman çok çabuk geçiyor gibi görünmese de 3 aylık girişte verdikleri vizem bitmek üzereydi.
Noel ve yılbaşı sebebi ile lisan okulum 3 hafta kapanacaktı.
Ailemi de özlemiştim. Bu ilk ayrılışımdı.
Her ihtimale karşı gidiş dönüş ve dönüş tarihi açık olan biletime
bir tek İstanbul, Londra ilave bileti alarak ailemi görmeye gitmeye karar verdim.
Bundan sonraki dönemde her şey yoğunluk kazanacak ve bilmediğim bir sürece girecektim.
3 hafta için Türkiye’ye gelip döndüm.
Gidişte okuldan lisan için kaydım olduğunu belgeleyen belgeyi yanımda götürerek
dönüşte Heathrow havaalanında 6 aylık bir oturma izni daha almış oldum.
Haziran ayına kadar devam ettiğim lisan okulundan kurları ilerleyerek geçtim.
Fakat çok genç yaşım nedeni ile hesaba katmadığım bir şey vardı.
Kimse de bana bu konuda uyarıda bulunmamıştı.
Eğitime ilk adım
Üniversite okuyacaksam günlük konuşma lisanının dışında bir farklı İngilizce lisanını öğrenmeliydim.
İngiltere’de üniversite sınavı olmamakla birlikte
tüm okul yıllarınıza ait belgeler ile bir ön yazı yazarak göndermeniz gerekmekteydi.
Bu işlemleri yaparak birkaç İngiliz üniversitesine gönderdim.
Bu başvuru sırasında da yabancı bir ülkeden geldiğiniz için
ne okumayı arzu ediyorsanız ve kabul edilmeniz muhtemel bölümlere başvuru yapıyordunuz.
Ben Bilgisayar bölümünü okumak istiyordum
fakat ailem daha Türkiye’de geçerli olmayan bu bölümü okumam durumunda
geri dönmeme riskine karşılık bu bölüme girmemem için ısrarcı oldular.
Her ataerkil aileden gelen kişiler gibi ben de ailemin sözünü dinleyerek
Makine Mühendisliği için müracaat ettim.
Haziran sonunda biten oturma iznim sebebi ile Londra’da bulunan ve
Home office olarak adlandırılan yere başvuru evraklarım ile giderek 1 yıl daha oturma iznimi almış oldum.
40 dan önce ve 40 dan Sonra Londra Karşılaştırmaları
Bu arada İngiltere’de kaldığım sürece çeşitli nedenlerle gittiğim Londra da özellikle Londra Metro’su ve yürüyerek gezmeye özen gösterdim.
İnternet ve bilgisayar olmayan yıllarda daha çok öncelikli kitaplara başvurmaktaydık.
Bir Londra şehir haritası ve gezilecek yerler rehberini Heathrow havaalanından almış ve saklamıştım.
Buna ilave bir de Londra Metro haritası alarak şehri keşfetmeye başlamıştım.
Bazı gittiğim günlerde birkaç gün konaklayarak gezmek ve buraları keşfetmek çok hoşuma gitmeye başlamıştı.
40’dan sonra aradan uzun yıllar geçen İngiltere’ye Londra, Manchester’ i gezmeye giderek önceki gidişlerimden farlılaşmaları gözlemlemeye çalıştım.
Tabii gezi proğramı ve bazı gezeceğim yerlerin biletlerini gitmeden önce temin ettim.
2013 yılında gittiğim Londra 1976 da gittiğim ve 1982 de döndüğüm den çok farklıydı.
Aradan geçen bunca zaman içerisinde 2. Dünya savaşı yıllarından izler taşıyan yapıları ile, Londra’da o eski yapılarının çoğunu koruyamayarak modernleşme adı altında yeni ve büyük yapılar ile çevrelenmişti.
Özellikle Thames nehri turu yaptığımda bunu çok güzel gözlemleyebilmekteydim.
Londra iş dünyası açısından finans merkezi olmasının yanında müzeleri, şehrin gece hayatı, alışveriş caddeleri ile de çok dikkat çeken ve canlı bir şehirdir.
Dünyanın her yerinden insanın gezmek, okumak veya çalışmak için geldiği bir şehir.
40 dan Önce ve 40 dan Sonra Londra gezdiğim yerler listesi
Big Ben & Westminster Sarayı.
London Eye.
British Museum.
Buckingham Sarayı.
Tower of London.
Hyde Park.
Trafalgar Square.
Tower Bridge
Westminster Abbey.
Piccadilly Circus.
Covent Garden Market
Oxford Street.
Ulusal Galeri.
Victoria & Albert Müzesi.
Madame Tussauds Müzesi.
Shakespeare’s Globe.
Florence nightingale müzesi.
Wimbledon.
Harrods Mağazası.
Royal Albert Hall.
Greenwich
İlk aklıma gelen yerleri sıraladım.
40’dan önce Londra gezimde; Okuduğum yıllarda Madonna’nın oynadığı Don’t Cry form e Arjantina çok meşhur müzikaldi ve bilet bulmak çok zordu.
Sunday Times gazetesi bir kampanya yaparak bilet satışı başlattı.
Fakat 6 ay sonrası için yer vardı. Bir risk alarak biletimi aldım.
Müzikale gitmek için beklediğim gün geldiğinde sınavım dolayısı ile gidemedim.
Görmeyi çok arzu ettiğim ve dünyada çok ses getiren bu müzikale 1 yıl sonraya ve sınav riski olmayan bir tarihe tekrar aldım ve gidip izledim.
Bu kadar büyük bir kadro ve muhteşem ses düzeninde ilk kez bir Tiyatral müzikal dinlemiş ve çok büyülenmiştim.
40’dan sonra Londra gezimde ise şehre varır varmaz, Royal Albert Hall’ e giderek oynamakta olan Carmen müzikaline bilet aldım.
Royal Philharmonic Orchestra tarafından müziğinin çalınması da ayrı bir keyif vermekteydi.
Bu müzikali izlediğim için de kendimi çok şanslı sayıyorum, Çünkü son biletler kalmıştı, yer bulmak mümkün olmuyordu.
Ülkemizde de iyi bilinen Florence Nightingale Müzesinin Londra’daki adresinde 40’dan sonra gittim.
Londra da gezdiğim ilginç yerler arasında olanlarındandı.
Londra ve London Eye
Son zamanlarda çoğu şehirlerde kurulan ve turistler kadar yerel halkında ilgisini çeken London Eye Londra Times nehri kıyısında ve tam Westminster, Big Ben manzarası karşısında bir yerde kurulu duruyor.
Londra’ya gelip şehri en iyi görebileceğim London Eye ‘a binmemek olmazdı.
İçerisine 15 kişinin alındığı cam kabinler çok yavaş hız ile dönme dolap şeklinde dönmekte.
Ayakta ve arzu edenlerin çevrenin fotoğrafını çekebildiği bir kabin.
Bazı kişiler de doğum günü, evlilik gibi özel günlerinde biniyorlar.
Kabinde bir tur yapıncaya kadar bir saat geçiyor.
Her turu tamamlayan inmesi için duraklıyor ve yeni birileri biniyor.
Sonuç olarak şayet siz bu anda tepe noktada durmuşsanız fotoğraflarınızı hızlı ve art arda çekmelisiniz.
Ancak London Eye için çok sıra bulunuyor.
Bu nedenle de gitmeden önce internetten biletinizi almanızı öneririm.
Bunun için de https://www.londoneye.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Hem indirimli fırsatlardan yararlanabilir hem de bilet sırası dışında sadece binme sırasında beklersiniz.
Pandemi sonrasında Londra görülmesi gereken önemli merkezlerden.
Sonuç olarak Planınızı ve bütçenizi şimdiden oluşturmaya başlamanızı öneririm.