Yunan Adaları irili ufaklı Ege denizindedir.
Her şeyden önce Rodos adası ise Ege denizi ile Akdeniz’in birleştiği noktada bulunmaktadır.
Ege denizindeki diğer güzel bir nokta olan Ayvalık ve Cunda Gezisi hakkındaki yazımı da okumanızı öneririm.
Ama birçok filme konu olan ve Avrupalı ve Amerikalı’ ların tercihi olduğunu duyduğumuz Yunan Adalarına gemi
turuna gemi ile gitmeye karar verdim.
Her şeyden önce Çeşme çıkışlı turu tercih ettim ve çeşme’ ye İstanbul-İzmir uçak ile gelerek İzmir havalimanından tur bizi karşıladı.
Ama Çeşme’ye vardığımızda saat 14 civarıydı.
Ancak burada direk limana girip vizemiz hazır olduğundan gemiye biniş işlemimizi başlattılar. https://www.etstur.com/Gemi
Ancak gemi çok lüks olmamakla birlikte içerisinde restoranlar, canlı müzik dinleme noktaları,
Ve Barlar, çay ve kahve içilebilecek pastane, Kumarhane ve Alakart restoran ile açık ve kapalı seyir terasları vardı.
Ayrıca seçmiş olduğumuz kabine yerleştikten sonra odamıza yerleşip
gemi içerisinde gezi boyunca tura dahil olmadığı önceden bilgilendirildiğimiz gündüz ada turları satışı yapılmaktaydı.
Sonuçta bu turu tam hakkı ile değerlendirmek üzere tüm ada gezileri turlarını satın aldık..
Atina Turu.
Her şeyden önce gemi Yunan adaları turu ilk durağı olan Pire limanı için Çeşme’den 17.00 da hareket etti.
Ancak gece boyunca yol alan gemi sabah çok erken saatte gün ağarmadan Pire limanına varmıştı.
Ancak bu limanda gümrük işlemlerimizi gerçekleştirip sahile çıktık.
Ancak sahile bizi bekleyen rehberimiz turun ilk gün programını anlattı.
Ayrıca tabii tur satın alanlar içindi bu anlatılanlar.
Ama bir kısım tur satın almayanlar kendi başlarına şehre çıktılar.
Ayrıca bazıları da gemide kaldılar.
Ancak gemide kalanlar yemeklerini ücretsiz burada yiyebiliyorlardı.
Tur satın alanlar önce otobüslere dağıtıldık ve ilk durağımız olan
ayrıca Akrapolis tapınağını gezmek üzere hareket ettik.
Akrapolis, Atina şehrine hakim bir tepededir. Bu noktadan tüm şehri seyrettik.
Rehberimizden tarihi hakkındaki bilgiyi dinledik.
Çevreyi dolaşıp fotoğraflarımızı çektik.
Sonrasında otobüslere binerek Atina kent merkezine hareket ettik.
Atina 4 Milyon nüfuslu ve Pire şehrine sadece 12 Km. uzaklıkta bulunmaktaydı.
Atina sokaklarında biraz dolaştık. Gündüz olması sebebi ile herkes işinde ve restoranlar boştu.
Burada seçtiğimiz restoranda öğle yemeğimizi normal öğlen yemeği saatimizden biraz geç yedik.
Restoranda menülerde Türkçe yazmasının yanında garsonların çoğu Türkçe konuşuyor.
Saat 16.00 gibi gemimize doğru yola çıkıp hareket saatine kadar odamızda dinlendik.
Santorini Adası
Bir sonraki durağımız olan Santorini’ ye doğru yola çıktı gemimiz.
Akşam yemeğimizi gemide yiyerek seyir terasının kapalı alanından gece seyir halindeki gemimizden çevreyi izledik.
Sabah Santorini’ye varan gemiden küçük motorlarla karaya çıkarak yine bizi bekleyen otobüslere binerek tüm gün çeşitli noktalara giderek adayı gezdik.
Belirli bir noktadan sonra otobüslerden inerek önce adanın sokaklarında yürüdük.
Tur rehberimizi takip ederek adanın bir noktasından Teleferik’ e binerek en uç noktadan deniz seviyesine indik.
Adanın yamaçlarında merdivenlerle inilen kafeler mevcut ve ara sokaklardan yürüyerek dik merdivenleri ara ara kullanarak geziliyor.
Yunan adalarında gece hayatının çok daha hareketli ve bol eğlenceli olduğundan bahsedilse de gemimiz hareket
edeceğinden bu adalarda sadece gündüzleri gezebildik.
Rodos Adası
Bu noktadan yine akşamüzeri hareket eden gemimiz bu kez de Rodos adasına doğru yola çıktı.
Bu adaya sabeh erken saatte vardık ve karaya yine motorlarla çıkarıldık.
Karada bizi bekleyen otobüsler ve yerel rehber eşliğinde adanın diğer ucunda bulunan yürüyerek
uzunca bir yol kat edilen kalesine çıktık.
Bu adada oldukça osmanlı’nın izlerine rastlanıyor.
Adanın yine gece hayatı için hazırlanmış restoranlarının ve eğlence yerlerinin caddelere taşan kısmı boş gecenin müşterilerini bekliyor.
Rodos adasına Bodrum’dan direk feribot seferleri olması sebebi ile kısa süreliğine de olsa çok sayıda Türk geliyor.
Bizler Yunan Adaları için yazın gezi programımızı yaparken Yunanlı’ lar da
Türkiye’nin birçok sahil kasabası veya İstanbul ve İzmir’e gezmeye geliyorlar.
Rodos Adasında 4 saatliğine bir sahil kasabasında denize girme molası verilerek serbest saat oluyor.
Denizi çok temiz ve sahilde şezlong kirası, deniz ürünleri ile atıştırmalıkların fiyatı çok uygun.
Buradan öğleden sonra ayrılarak gemimize götürülüyoruz.
Mikanos Adası
Kısa bir deniz yolculuğu sonrasında Mikanos’ a varılıyor.
Orada da motorlar gelip bizleri karaya çıkarıyor.
Serbest saat olması sebebi ile kendi seçtiğimiz caddelerde dolaşarak seçtiğimiz restorana akşam yemeğine oturuyoruz.
Bu adada gece hayatı dışında pek görülecek yeri olmadığı, sadece yel değirmenleri yamaçlardan
gözlemleniyordu.
Bu adada fiyatlar oldukça pahalı. Eğlence yerlerinde eğlencenin sınırı yok gibi. Gece geç saatte yemekten gelen müşterileri sabah gün ağarıncaya kadar eğleniyorlar.
Limanında tüm dünyadan gelen süper lüks yatlar ve yolcu gemileri demirlemiş vaziyette.
Caddelerinde dünyanın en lüks mağazaları var. Santorini caddelerinde de bu mağazalardan oldukça fazlasını gördük.
Sabah gün ağarırken sahilde bekleyen motor bizi gemimize götürdü.
Tabii günün yorgunluğu sebebi ile hemen yattık ve gemi bu arada hareket ederek
öğlenden sonra 14.00 de Çeşme limanına yanaştı.
Bu hareket noktamıza varmakla da bir turun daha sonuna geldik.
Yunan Adaları turu oldukça iyi olmakla birlikte bir kez daha gitmeyi isteyeceğim bir tur değildir.
Belki Borum çıkışlı tur olmadan Girit veya Rodos adasına gidip orada
birkaç gece geçirmek isteyebilirim diye düşündüm.
Atina hareketli bazı Yunan Adası olduğunu biliyorum. Bu adalar yazın denize girip, gece restoranları ucuz olması sebebi ile gitmeyi tercih edebileceğim noktalardır.
Ayrıca Çeşme feribot ile gidilebilecek Samos, Dikili hareketli Midilli adası da bütçeye uygun ve
ilginç bir gezi rotası olabilirdi.
Ancak İpsala’dan gidilebilecek Kavala ve Selanik şehirleri de Yunanistan’da gitmek istediğim noktalardır.
