Bugün de son kavram olan “Yön belirlemek” konusunda biraz konuşalım istedim.
Denizcilikten bahsederken öğrendiğimiz bazı konuları saymıştım.
Hepsinin sohbetini sırayla yaptık.
Bahsettiğim konulardan birisi de Korkularımız olarak ilginizi çekecektir.
Denizde yön tayini çok eski ve çok basit bazı yöntemlerle yapılır.
Ancak bunların temelinde de güneş, ay ve yıldızlar vardır.
Bu yöntemlerle bulunduğumuz yeri gitmekte olduğumuz yönü kolaylıkla saptayabiliriz.
Ancak iyi bir yelkenci için yön tayini dediğimizde anlaşılması gereken bundan çok daha karmaşık bir
sistem olmasıdır.
Yelkencinin sadece nerede bulunduğu ve hangi yöne doğru gittiğini bilmesi yeterli değildir.
Geçtiği kıyılarda kaya döküntülerini gözlemleyerek sığlık bölgeleri görebilmesi,
Ayrıca bulutları gözlemleyerek bir süre sonra rüzgarın nereden ve ne şiddette esebileceğini öngörmesidir.
Dolayısıyla ne tarafa yönelirse bu rüzgarı en erken alıp varacağı yere daha hızlı varabileceğini sezebilmesi gerekmektedir tıpkı yaşantımızda olduğu gibi.
Yön Belirlemek ve Yaşantımız
Evet, yaşantımızda da gittiğimiz yönü belirlerken o yön üzerinde bizi bekleyen gizli tehlikeleri farkına varabilmektir.
Ancak yol üzerinde karşımıza çıkabilecek avantajların yer, zaman ve şiddetini öngörebilmek bizim başarı oranımız üzerinde etki eden en önemli unsurlar olacaktır.
Tavla oynayan iki kişi arasında çok sık rastlanan konuşmalardan biri şöyle gelişir;
Kaybeden taraf kazanan tarafa “Çok kısmetlisin sana gelen zarların hepsi işine yarayan zarlar oldu” der.
Kazanan taraf ise;
” Bu kısmet değil, ben pullarımı gelen her türlü zar işime yarayacak şekilde dizmiştim” der.
Tavla oyunu hayatın küçük bir örneklemesidir diyen dostlara ben de hak veriyorum.
Denizde doğru tahmin yapmak, tavlada doğru dizilim yapmak tamamen deneyimle ilgili becerilerdir.
Her ikisinde de yaptığımız hatalardan ders alarak her seferinde daha az hata yaparak en sonunda usta olur başarıya ulaşırız.
Yaşamımızda böyle bir lüksümüz ne yazık ki yok.
Başarısız olduğumuz bir girişimi tekrar deneme şansı elde etmemiz bazen milyonda bir ihtimalle gerçekleşebiliyor.
Her şeyden önce bu durumda yaşantımızda başarıyı yakalayabilmek ve hataları en aza indirebilmek için yapabileceğimiz neler olduğuna bakalım.
Yön Belirlemenin Önemi
Tabi bence en önemli olanı geçmekte olduğumuz yolun aynısı veya çok benzerinden daha önce geçmiş olan kişilerin deneyimlerinden yararlanmaktır.
Bu noktada dikkat etmemiz gereken tek konu dinlemekte olduğumuz deneyimin yaşandığı şartlarla
bizim içinde bulunduğumuz şartlar arasındaki farklılıkları doğru puanlayarak gerekli düzeltmeleri yaparak dinlemek.
Belki bu örnek daha açıklayıcı olacaktır.
Tecrübesine çok güvendiğiniz bir büyüğünüz ticaret hayatı hakkında size tavsiyede bulunurken
gelen malların ambalajlandığı ip ve kağıtların dikkatlice açılarak saklanması ve sizin yapacağınız satışta bunlardan yararlanılması çok ekonomik olacaktır, diyebilir.
Ancak buradan alabileceğiniz tek sözcük “ekonomik” olabilir.
Gerisi bugün için artık geçersizdir.
Onun döneminde ambalaj malzemesi pahalı, onu dikkatlice açıp toplayacak olan personelin maaşı ucuzdur.
Ancak bugün ise bu parametreler tam tersine dönmüştür.
İkinci önemli olan gözlemdir.
Sizinle benzer şartlar altında olan kişilerin yaptıkları girişimler ve aldıkları sonuçları iyi
gözlemleyebilirseniz benzeri girişimlerde ne sonuç alacağınız hakkında hayli yaklaşık bir olgu elde edersiniz.
Üçüncü sırada önemli olan yorumlama ve sezgidir.
Bunlar genelde birlikte gelişir.
Çevrenizde takip edebileceğiniz bir örneği olmayan veya geçmiş deneyim dinleme şansınızın bulunmadığı bir girişim içindeyseniz tek tutunacağınız dal budur.
Girişim ilerledikçe çevrenizde olup biten her şeyi tarafsız bir göz ve zihinle yorumlayabilirseniz bir
sonraki adımda neler yaşanabileceğini sezmeniz giderek kolaylaşacaktır.
Kendinizle hep gurur duyacağınız başarılı yönlere doğru güven içinde ulaşmanızı dilerim.
Ayrıca diğer konular için https://www.instagram.com/m.halukgultekin hesabımı takip etmenizi öneririm
