Yeraltı sularının tesiriyle, yer içinde meydana gelen büyük oyuklar şeklinde olanlarına yeraltı mağarası denir.
Ancak mağara, yüzeyle bağlantısı olmakla birlikte ve gün ışığı ile bağlantısı kaybolacak derinliğe sahiptir.
en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek genişlik ve yüksekliğe sahip olan boşluklardır.
Kapadokya‘nın Yeraltı Şehirleri
Her şeyden önce Speleoloji mağaraları inceleyen bilim dalıdır.
Türkiye yeraltı tünel ve şehirleri ile de zengindir.
Özellikle de İç Anadolu bölgesinde bulunan Kapadokya, Nevşehir bölgesi bu konudan kendinden sık sık bahsettirmektedir.
Benzer konudaki Kapadokya Gezisi yazımızı da mutlaka okumanızı öneririm.
Konu ile ilgili olarak https://www.yerelnet.org.tr web sitesindeki yazıyı okuyabilirsiniz.
Her şeyden önce tüm dünyadan gelen yabancı ve yerli turistler bu şehirleri ziyaret etmektedirler.
Mesela, Asur kolonilerinin de izlerini taşıyan Derinkuyu yeraltı şehrinde II. yüzyılda
Roma zulmünden kaçıp Mezopotamya üzerinden Kayseri’ye,
oradan da Kapadokya’ya gelen ilk Hıristiyanların yaşadığı bilinmektedir.
Ancak bazı arkeologlar şehrin İsa’dan önce 15. yüzyılda, Hititler tarafından kurulduğunu düşünmekteler.
Bazıları ise, şehrin kuruluşunun 12. ile 8. yüzyıl arasında bir zamanda olduğunu düşünerek,
şehrin kuruculuğunu Friglere atfetmektedirler.
Fakat şehrin bazı bölümlerinin Bizanslılar tarafından inşa edildiğine kesin gözüyle bakılmaktadır.
Benzer şekilde Kaymaklı yeraltı şehri de;
Nevşehir’e 20 km. mesafede bulunan Kaymaklı kasabasında bulunmaktadır.
Tümüyle 8 katlı olup ilk katı erken dönem aittir.
Kaymaklı’ nın tarihi M.Ö. 3000 yılına kadar gitmektedir.
Hititler Dönemi’nde yapılmıştır ve şehir sekiz katlıdır.
Ancak Roma ve Bizans dönemlerinde diğer alanların da oyulmasıyla genişletilerek yer altı şehrine dönüştürülmüştür.
Burası tüf kayalara oyulmuştur.
Ama bir topluluğun geçici olarak yaşayabilmesi için gerekli barınma şartlarına uygun olan alanda, dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar,
Şarap depoları, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları,
Kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları yer almaktadır.
Fakat günümüzde Kaymaklı yeraltı şehri ziyaretçilerini dört katı ışıklandırılmış olarak karşılamaktadır. https://muze.gov.tr
Yer altı Şehirlerimizden Örnekler
En önemlilerinden ilki yukarıda bahsettiğimiz;
Kaymaklı dır.
Ve diğerleri de;
Özkonak Avanos
Avanos’a 14 km. uzaklıkta yer almaktadır.
İdiş Dağı’nın kuzey yamaçlarına, volkanik granit bünyesi tüf tabakalarının oldukça yoğun olduğu yere yapılmıştır.
Geniş alanlara yayılmış olan galerilerle birbirlerine tünellerle bağlanmıştır.
Kaymaklı ve Derinkuyu yer altı şehirlerinden farklı olarak katlar arası haberleşmeyi sağlayacak çok dar ve uzun delikler bulunmaktadır.
Düzgün oyulmuş odaların girişleri kapatıldığında, havalandırma bu dar ve uzun deliklerle sağlanmıştır.
Yine detaylarına sayfa üst kesiminde değindiğimiz;
Derinkuyu
Tatlarin Acıgöl
Bu alan ilk olarak 1975 yılında keşfedilerek, 1991 yılında ancak iki katı ziyarete açılabilmiştir.
Tatlarin yer altı Şehri, Nevşehir in, Acıgöl beldesinin 10 km. kuzeyinde, Tatlarin kasabasının “Kale” olarak bilinen tepesinde yer almaktadır.
Her şeyden önce gerek bölgede, gerekse yer altı şehri içerisinde,
bugüne kadar çok azının varlığını koruyabildiği birçok kilise bulunmuştur.
Ayrıca buranın diğerlerine göre daha büyük mekan olması ve kilise sayısının çokluğu gibi belirtilerden yola çıkan araştırmacılar,
Tatlarin’ in bir sivil yerleşim mekanı olmaktan çok askeri ya da dini amaçlarla kullanılan bir manastır ya da “Garnizon” olduğunu tahmin etmektedirler.
Mazı Ürgüp
Ürgüp’ün 18 km. güneyinde, Kaymaklı Yeraltı Şehri’nin 10 km. doğusunda yer almaktadır.
Ama ismini bulunduğu köyden almaktadır.
Köyün ve yer altı Şehrinin kurulu olduğu vadi ve düzlükte Erken Roma ve Bizans Dönemi’ne ait çok sayıda kaya mezar bulunmaktadır.
Mazı yer altı şehrinin bugüne kadar farklı noktalarda dört adet girişi bulunmuştur.
Ancak bu şehrinde de hemen hemen bütün diğer yer altı şehirlerinde olduğu gibi giriş katı hayvan ahırlarına ayrılmıştır.
Ancak, burada diğer yer altı şehirlerinden farklı olarak ahırın ortasında hayvanlar için yalaklar bulunmaktadır.
Ahırların sayısı diğerlerine göre çok daha fazladır.
Aynı bölümde bulunan bir diğer ilginç yapı ise şırahanelerdir.
Gerek hayvan ahırlarının çokluğu ve gerekse şırahaneler,
bu şehrin çok uzun süreler kalınmak için inşa edildiğini düşündürmektedir.
Şırahanelerin tavanında, üzümlerin aşağıya doğru dökülmesini sağlayacak bacalar göze çarpmaktadır.
Ayrıca, şehrinin en görkemli bölümlerinden birisi de ahırlardan açılan kısa koridorlar vasıtasıyla ulaşılan kilisedir.
Kilisenin, Kaymaklı Yeraltı Şehri’ndekinden farklı olarak dikine tasarlanmış apsisin tam karşısında yeraltı şehri’nin diğer bölümlerine geçişi sağlayan gizli bir baca bulunmaktadır.
Birbirlerine dar ve uzun tünellerle bağlı üst kat mekanlarına geçişi sağlayan bu gizli bacanın içine açılan oyukların tırmanmayı hızlandırmayı ve kolaylaştırmayı sağlamak üzere açıldığı sanılmaktadır.
Özlüce
Bu yeraltı şehri, tasarım olarak diğer yer altı şehirlerinden farklıdır.
Katlı sistem yerine tek kat fakat çok geniş alan yerleşimi tercih edilmiştir.
Ancak en geniş alanını hemen girişteki ana mekan oluşturmaktadır.
Bu büyük alanın sağında erzak depoları sol tarafında ise oturma odaları yer almaktadır.
Ayrıca, galerileri de çok uzundur ve tabanlarında tuzaklar bulunan bu uzun galerilere hücre tipi odalar açılmaktadır.
Yeraltı şehrinin oyulduğu tüfler değişik renklerden oluşmaktadır.
Sivasa Gökçetoprak Gülşehir
Sivasa Gökçetoprak Yeraltı Şehri, Nevşehir ili Gülşehir ilçesinin 35 km. batısında, Gökçetoprak Köyü yakınlarında yer almaktadır.
Bu yeraltı şehri’ ni ilk kez 1989 yılında Fransız araştırma ekibi bulmuştur.
Ayrıca İtalyan asıllı Roberto Bixio ve Stefano Saj, Commissione Nazionale, Cavita Artificiali’de 1991 yılında bu mekanda araştırma yapmışlardır.
Sivasa Yeraltı Şehri’nin bulunduğu alan diğer yeraltı şehirlerine göre farklı jeolojik yapıya sahiptir.
Fakat yeraltı şehri’nin ikinci katında bugünde içerisinde su bulunan 15 m. derinliğinde bir su kuyusu bulunmaktadır.
Günümüzde Gökçetoprak Köyü’nün kuzey ve batı yamaçlarında yöre halkı tarafından depo, samanlık ve ahır olarak kullanılmaktadır.
Sonuçta tam araştırması yapılmamış çok sayıda yeraltı şehri olduğu bilinmektedir.