Ruh İkizi Nedir? Nerelerde Bulunur? II. Bölüm

195

“Ruh ikizi nedir? Ruh eşi nerelerde bulunur?” diye başlık atarken, o filmden esinlendim;

‘Fantastik Canavarlar Nelerdir? Nerelerde Bulunur?’

Ruh ikizi ya da eşini canavara benzetmedim tabii ki ama filmdeki canavarlar da pek sevimliydi doğrusu.

Merhabalar güzel gönüldaş… Kırkından Sonra‘ya hoş geldin.

Biraz sohbet edelim mi?

Gerçi sadece ben anlatacağım, sen okuyacaksın ama olsun.

Sen de bir şey demek istersen çekinme, yaz yorumunu.

Ben de seni dinlerim. ?

Burada birlikte harika vakit geçireceğiz.

Kâh gülümseyeceğiz, kâh dertleneceğiz ama illâki kendimizden bir parça bulup, yalnız olmadığımızı göreceğiz.

Haydi başlayalım…

“İnsan ancak onu özgürleştiren ve kendini ifade imkânı bulduğu işlerde ya da kişilerle tam olabilir, kendini bulabilir.

Ruh, kendini anlatabilmek ister.

Sevdiğiniz işi yapın, sevdiğiniz eşi seçin.” demiştim ilk bölümde.

Doğru Seçim Yapmak

Doğru eşi seçtiğimizi düşünerek başlıyoruz elbette ilişkiye.

Karşılıklı olarak, ruh eşimizi bulduğumuzu söylüyoruz güle oynaya.

Ruh İkizi
Ruh İkizi

“Ruh ikizi” ve “Ruh eşi” farklı kavramlardır aslında.

Önceki Ruh Eşi Nerelerde Bulunur? yazımı da okumanızı öneririm.

O konuya değineceğim ama önce kaldığımız yere geri dönelim.

Doğruyu bulma ya da yanlış gördüğümüzü değiştirme arzusuyla başladığımız yeni hayatımızda, bir şeyler yolunda gitmemeye başladığında, sorgulamaya ve yargılamaya da başlıyoruz yaşadıklarımızı ve karşımızdakini.

“Evlilik, güzel bir ilişkiyi bitirmenin en kısa yoludur.” der Murphy Kanunları. Esprili bir yaklaşım.

Evli olup olmamak değil, bu işin ehli olup olmamak belirler ilişkinin devamlılığını.

Nasıl “bilirkişi” olacağız peki bu konuda? Çok basit.

Öncelikle bilirkişi olacağız; “çokbilmiş” değil!

Deneyimlemiş olanları, uzmanları dinleyeceğiz. Araştıracağız.

Zihnimizi açacak, yeni ufuklara yol alacağız.

Sabit fikirli değil, açık görüşlü olacağız.

İllaki kendimizi geliştireceğiz.

“Biz anadan babadan böyle gördük. Ezelden beridir cahil yaşadık, cahil yaşarız.” demeyeceğiz.

En önemlisi de, kendimiz olup, yine kendi gibi olabilen insanı seçeceğiz.

Hem bunları yapmayız hem de karşımızdakini yargılar ve suçlarız.

Çünkü suçlamak, düşüncemizi doğruca söylemekten daha kolaydır.

Bu yüzden, kendimizin aslında olmak istediği şeyle suçlamış oluruz karşımızdakini.

Empati yaparsak, daha kolay algılayabiliriz konuyu ve karşımızdakini.

Ruh İkizi ile İlişki Kurmak

İnsanları yargılamayı, bilinçsiz bir güdüyle yapıyoruz.

Bunu neredeyse hepimiz yapıyoruz, “Ben yapmam.” diyen kendine de dürüst değildir. Yargılanan da olsak, yargılamayı yapan kişi de olsak fark etmiyor.

Sonuç değişmiyor.

İnsanlar birbirini iki ölçüte göre yargılıyormuş güzel okur.

“ilk izlenimler” konusunda bir uzman ekip, on beş yıldan uzun bir süre araştırma yapmış.

Ne gerek vardıysa o kadar vakit harcamaya?

Bana sorsalardı da söylerdim. Tamam… Şımarmak yok…

Yeni Biriyle Tanıştığımızda Kendimize Hemen Soracağımız Ve Düşünmeden Cevaplamamız Gereken İki Önemli Soru

  1. Bu kişiye güvenebilir miyim?
  2. Bu kişiye saygı duyabilir miyim?

Samimi Olmak

Psikologlara göre bu soruları kendimize sormak, o kişinin samimiyetini değerlendirmemize yardımcı oluyor.

Gördüğün üzere şekerim, samimiyet her şeyin başı.

Doğal olmak, doğal kalmak en doğrusu.

Biliyoruz da söylüyoruz akıllım.

“Hayatta kalmamız için, bir kişinin güvenimizi hak edip etmediğini bilmek önemlidir.” de diyorlar ek olarak. 

Sosyal yaşantımızda, aile hayatımızda, iş dünyasında, vs. geçerli olan en önemli şeydir samimiyet.

Düşünsene; işini çok iyi yapan yetenekli bir patronun ya da iş arkadaşın var.

Ve fakat nemrutun teki.

Asık suratlı, azarlayarak, aşağılayarak veya sadece gülümsemeyerek zindan ediyor sana o hayatı. İşinde pek iyi olmasının ne anlamı kaldı, değil mi?

Yetenekli olduğu kadar samimi, sıcak, güler yüzlü ve güvenilir olması da hayranlık uyandırır kişinin.

Yüzüne gülen ama arkandan türlü türlü laf eden arkadaşlarından yakınmaz mısın hiç?

Ya da olmadığı gibi görünüp sonra da gerçek yüzünü gösteren sevdiceğine kahretmez misin?

Aslında olmadığımız biri gibi veya daha iyiymiş, daha güzelmiş, daha şıkmış, daha dahaymış gibi görünmeye çalışmamız; bizi daha güvenilir yapamaz maalesef.

Kıvanç Tatlıtuğ veya Chris Hemsworth gibi görünsen de, Meryem Uzerli veya Margot Robbie gibi görünsen de; fiziğin, kıyafetin, maddi durumun güvenilirlik için yeterli değildir.

Tabii bu ünlüleri sadece ‘güzel’ ve ‘yakışıklı’ olarak kabul edildikleri için, fiziksel görünümle ilgili olarak örnek verdim.

Yoksa kişilik anlamında değil. Tanımıyorum çünkü.

Sen tanıyor musun? O halde yüzeysel geçelim.

(Ama ben Jason Momoa der, susarım. Şaka şaka..

Yooo… Şaka değil, beğenirim yani. Tamam geçti. )

Ruh İkizini Analiz Et

Bilinen kişilerden örnek verdim daha net görelim diye; çünkü bir insanın yüzünü inceleyip yargılarken dört tane ipucunu analiz ediyormuşuz:

Bebek yüzlülük, aşinalık, uygunluk ve duygusal benzeme.

Bir güler yüze, bir samimiyete, bir sıcakkanlılığa ne oldu acaba?

Bebek yüzle nereye kadar güven sağlanacak, anlayabilmiş değilim.

Hep maddesel, fiziksel bakıyoruz olaylara ve kişilere.

Maneviyata ve ruha bakmayı bilebildiğimizde, güvenilir bir ilişkiye ve hayata adım atmış olacağız halbuki.

Aman, bazen çok da şey yapmamak lazım be…

Artık öyle bir çağa geldik ki; çoğu insan kendini eşsiz bir ‘gezegen’ sanıyor.

Ama ne yazık ki, istekleri ve hak ettiğini düşündükleri doğrultusunda, sadece kendi ekseni etrafında dönen bencil ve içi boş bir ‘gezegen’!

İşte bu kıvamdaki insanlar, hayatın anlamını ve içindeki yerlerini çözememiş insanlardır.

Böyle insanlardan uzaklaş acilen.

Ne eş ne de arkadaş olarak seç.

Objektif olarak baktığımızda kendimizden kaynaklanmadığından emin olduğumuz şeylerle, geçimsizliğe sebep olan insanlardan da uzak dur.

Çünkü, başkasıyla geçinemeyenin, kendiyle derdi vardır.

O, kendiyle yüzleşip şişirdiği egolarını deniz seviyesine indirmedikçe, anlaşmanız ve kaynaşmanız zaten mümkün olmayacaktır.

Ruh İkizi İçin Seçimini yap!

Hayatının, bir ömre bedel ya da bir ömre mâl olması senin elinde.

İçinde bulunduğun şartlar, bazen seçimlerine dönüşür.

Bazen de seçimlerin içinde bulunduğun şartları geliştirir.

Ve hayat ikisini de eleştirir.

Tercihini yap!

Neyi tercih ettiğin değil, neden tercih etmediğinizdir asıl sorun.

Bu yüzden kendinize, neyi neden tercih edip etmediğinizi bir sorun?!.

Hayat bize ne mutluluk, ne adalet, ne huzur, ne aşk, ne özgürlük, ne de mucize vaat eder. 

Bunları doyumsuz insanoğlu arzu eder ve çekinmeden hayattan ister.

Bilmez ki aslında her biri bünyesinde mevcut.

Bilmez bunları içinde harmanlayıp sonra da çıkarıp kullanmayı.

Böyle yapsa, hayatı kendisi güzelleştirecek oysaki.

Hayat, sen çabalarsan iyileşir!

Sen içindeki yaşam enerjisini mutluluğa çevirirsen ve kendin olarak kalmayı becerebilirsen, hayatın daha yaşanır ve çekilir hale gelecektir.

Kendine bir iyilik yap ve bu kişi eşin bile olsa, hiç kimseden iyilik bekleme.

Başkalarına özenmeyi, kendininkini başka hayatlarla kıyaslamayı bırak.

Sadece dün’e bak ve bugün daha iyi ve mutlu bir insan olmaya çalış.

Öyleyse artık sen, ‘sen’ olabilirsin.

Olabilir misin?

Sevdicekler…

Birbirinizin gün ışığı olun ve geleceğe bakan yolunuzu aydınlatın.

Problemin bir parçası iken, ‘çözüm’ olamazsınız.

Yarattığınız problemin farkında olup, egolarınızdan ve hırslarınızdan arınıp, gururunuzu doğru yöne kanalize edip, empati kurup çözüm bulmaya çalışın beraberce.

Ömrünüzü hiç yoktan tartışmalara kurban etmeyin, bir içten gülümsemeye kurban olun.

Sevgili, dost, sırdaş, arkadaş, kanka olun.

Birbirinize yetmesini bilin.

Birlikte eğlenin.

Her halükarda neşenizi koruyun. Çocuklar gibi şen kahkahalar atın.

Küçük şeylerden mutlu olabilen insanlar vardır.

Bir de küçücük şeylere üzülebilen. Siz, hangisi doğru, seçin.

Kimse kusursuz değildir.

Birini seversin ve o ‘kusursuz’ olur.

Birbirinizi gerçekten sevin.

Hayat şartları zor ise, siz de ona ne kadar dayanıklı olduğunuzu gösterin.

Eşinizle birlik olun, birlikten kuvvet doğar.

El ele verin.

Gün doğmadan neler neler doğar. 

Hak ettiğimiz, hata ettiğimiz ve heba ettiğimiz zamanlardır hayat. Hiç yoktan harcamayın ömrünüzü cancağızım.

Bitmez… Daha “Ruh eşi” ve “Ruh ikizi” ni anlatacağım bir sonraki yazıda.

Ölümsüz ruhlarımızın huzurla dolması temennisiyle…

Doğala özdeş aromalı, katkısız, saf, temiz, berrak zihinli, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim güzel gönüldaş.

Konu hakkında farklı bir kaynaktan okumak isterseniz de https://www.uplifers.com web sitesindeki ilgili yazıyı okumanızı önerebilirim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !