Müzik nedir sorusunun TDK (Türk Dil Kurumu) daki tarifi;

Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki: Müzik eğitimi.

Ayrıca, Duygu, düşünce ve imgeleri, tek ya da çok sesli olarak türlü biçimlerde anlatma sanatı; bu biçimde düzenlenmiş eserlerin söylenmesi ya da çalınmasıdır.

Kaynak:  https://kelimeler.gen.tr

Müzik terapisi veya tedavisi

En genel tanımı ile sesin biçim ve anlamlı titreşimler kazanmış halidir.

Biçim ve titreşim içeren bir ses oluşumunda melodi olarak kabul görmesi için

dinleyende duygulara yönelik etkileşim yapması da beklenmektedir.

Müzik, diğer sanat dalları gibi toplumun isteklerini anlatarak, toplum içinde yaşayan sosyal özlemleri biçimlendirmektedir.

Ancak insanlar arasında ortak bilinç ve dayanışma oluşturarak,

toplumsal birliğe hizmet eder ve böylece toplumsal iklimi yansıtmaktadır.

Müzik Neden önemlidir?

Müziğin gücü
Müziğin gücü

Her şeyden önce ”Müzik Ruhun Gıdasıdır” sözü Sokrates’e aittir.

Fakat insan nasıl yemek yemeden hayatına devam edemez ise,

bu sözde anlatılmak istenen bir kişinin ruhunun devam edebilmesi, kendisini sürdürebilmesi için de gereklidir.

Yani, müzik dinlemeyen bir kişinin ruhu, canlılığı yok olmaktadır.

Sadece ruhun değil aynı zamanda bedenin de besleyicisidir.

Her şeyden önce yüzyıllardır bedenin tedavisinde de kullanılmaktadır.

Yaklaşık 2 bin 500 yıldır bu yöntem Anadolu’da da uygulanmaktaydı.
Bununla beraber başta Yunan medeniyetinde olmak üzere

Anadolu’da kurulan çeşitli medeniyetlerin müzikle tedavi yöntemini uyguladıkları bilinmektedir.

Mesela tıp dünyasında tedavi yöntemi olarak müzik terapisi veya müzikle tedavi yöntemleri kullanılmaktadır.

Bu konuda eski zamanda da uygulamalarının olduğu bilinmektedir.

Büyük İslam bilgin ve filozoflarından İbn-i Sina, musikinin tıpta oynadığı rolü şöyle tanımlamaktadır: 

Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir“.

Ayrıca, Sultan II. Bayezid’ in, Edirne’de 1488 yılında yaptırdığı darüşşifada hastalara su sesi ve müzikle tedavi yapılmasını emrettiği bilinmektedir.

Ama bu konuda ünlü seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde ruh hastalarının burada müzikle nasıl tedavi edildiklerini şöyle yazmıştır;

 “Müziğin insan ruhu üzerindeki olumlu etkisi konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip darüşşifanın hekimbaşısı, hastalarına önce çeşitli müzik makamları dinletiyor, kalp atışlarının hızlanıp ya da yavaşladığına bakıyor, yararlandıkları uygun melodiyi belirliyor ve ondan sonra tedaviye başlıyor” demektedir.

Sonuçta kimimiz kendi başımıza kalarak müzik dinleyerek kafamızı dinlendirmek isterken,

Kimimizde stres atmak için dinlemekteyiz.

Her şeyden önce müziksiz bir hayat düşünülemez.

Bunun içinde hayatımızda müziğe gereken zamanı ayırmanın yanında gereken önemi de vermemiz gerekmektedir.

Konu hakkında daha geniş okuma yapmak isterseniz de

https://www.uplifers.com ve

https://www.gzt.com  web sitelerindeki bu konudaki yazıları okumanızı öneririm.

Ayrıca Radyo Nostaljisi Bitiyor mu? ve Müzik Listemiz yazılarımızı da okumanızı öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !