Karbon vergisi üretici ve dolayısı ile de tüketicilerin ödemesi gerekecek bir vergi türü olarak hayatımıza girmesi muhtemel bir vergi türüdür.
Kısaca KAV yakın zamanda açıklanan Orta Vadeli Programda da yer alması nedeni ile de
2024- 2026 yılları içerisinde ödenmeye başlanacak gibi görünmektedir.
Bu konuya başlangıç olarak sizlere bilgi vermek amaçlı yazdığımız ilkyazımız olan Karbon Ayak İzi Nedir? Ya Sizinkisi Kaç? de okumanızı öneririz.
Her şeyden önce Avrupa Birliği çok yakın bir tarihte ithal ettiği karbon ayak izine sahip
mallara karbon emisyon oranına göre vergi uygulayacak.
Bunlar başlangıçta daha çok demir ve çelik, çimento, cam, seramik ve plastik malzemelerin etkilemesi beklenen bir vergi olacağı yönündedir.
Bunun dayanağı olarak da Avrupa Birliği, Türkiye’ye, 2026 yılında sınırda karbon
düzenleme mekanizmasını uygulamaya koyacağını duyurmuştur.
Zaten Avrupa’nın kendi içinde karbon emisyon ticaret sistemi adını verdiği bir sistem işletilmektedir.
Ancak Avrupa, kendi içinde karbondioksiti çok üreten şirketleri vergilendirmektedir
Ama hiç üretmeyenden Karbon Vergisi almamaktadır.
Tabii ki az üretenleri de ona göre vergilendiriyor.
Bu da Paris Anlaşması ile uyumlu, Avrupa’nın karbondioksit konusundaki duyarlılığını göstermektedir.
Avrupa Birliği ithal ettiği ürünlere de sınırda bu karbon vergisini sınırda karbon düzenleme mekanizması olarak uygulamaya başlayacaktır. https://temizenerji.org
Bu kapsam da da en çok ihracat yaptığımız ülkelerin Avrupa Birliği ülkeleri olması sebebi ile
de bizim de buna önlem almamız gerekmektedir.
Özellikle yukarıda saydığımız Demir ve çelik, çimento, cam, seramik ve plastik malzemeler için
2026 da başlayacak olan Karbon vergisini takip eden dönemde de Beyaz eşya ve otomotiv sektörünü de kapsaması söz konusu olacaktır.
Ancak otomotiv ve Beyaz eşya sektörünün diğer sektörlerden daha fazla etkilenmesi
söz konusu olabileceğini düşünerekten de şimdiden bu sektörlerde de hazırlıklı olmamız gerekmektedir.
Bu kapsamda şirketlerin de kendi Karbon vergisinden etkilenmeyecekleri düzeni şimdiden oluşturmaları önemli olarak görülmektedir.
Sonuçta tüm tarafların en az etkilenecekleri düzenin kurulması gerektiği aşikardır.