Biraz Gülelim tabii ki.
Mesleklere Göre Yalanlar
Ayakkabıcı : Giydikçe açılır
Emlakçı : Merkeze 10 dk
Öğretmen : Zeki ama çalışmıyor
Esnaf : Bana gelişi bu
Galerici : Dost işi
Memur : Sistem gitti
İnsan kaynakları : Biz sizi ararız
Berber : Çok yakıştı
Kargo şirketi : Geldik yoktunuz
Beyaz eşyacı : Ben de evde bundan kullanıyorum
Aktar : Bu otun kalp, ciğer, dalak, dalak hepsine faydası var.
Mali Müşavir : Sehven Hata
Diş hekimi :Zamanla yerine oturur
Doktor : Sizi çok iyi gördüm
Eczacı : O ilaç piyasada yok, bu ilaç aynısı
Avukat : Kesin temyizden döner
Biraz gülelim Fıkralar
Biraz Gülelim: Her Şey Yolunda mı?
İş gezisinden dönen adam havaalanından bahçıvanını aramış;
Nasıl her şey yolunda mı? diye sormuş.
Bahçıvan; Yolunda küreğin sapı kırıldı, şimdi onu tamir ediyorum demiş.
Adam neden kırıldı? Diye sormuş.
Köpeğinize mezar kazarken zorlamışım ondan kırıldı, diye cevap verir.
Ne köpeğim mi öldü? Diye sorar adam da.
Maalesef havuza düştü cevabı alır.
Köpeğim çok iyi yüzerdi ama havuzda nasıl öldü? Der adam da.
Fakat havuzun suyu boşalmıştı, atlayınca betona çakıldı cevabını alır.
Adam; Havuzu doldurtmuştuk, neden boşalttınız?
Bahçıvan; İtfaiyeciler evdeki yangını söndürürken ilave suya ihtiyaç duydular.
Nee, evde yangın mı çıktı? Diye sorar adam da.
Evet efendim annenizin vefatı dolayısı ile eve taziye’ye gelenlerden birisi yanık sigara bırakmış cevabı alır.
Nee annem mi öldü? Diye sorar adam da.
Adam; Yahu daha iki hafta önce sapasağlamdı.
Bahçıvan; Haklısınız da, karınızla en yakın arkadaşınızı çok samimi pozda görünce kalbi dayanmadı der.
Yahu hiç mi POZİTIF bir haber yok sende be adam? Diye sorar bahçıvana.
Sonra var efendim cevabını alır.
Ama geçenlerde siz korona virüs yaptırmıştınız ya…
Sonucu çıktı: POZİTİF.
Biraz Gülelim: Yaşlı Adam ve ATM
Her şeyden önce altmış beş yaşını geçmiş bir beyefendi bankaya gitmiş.
Fişini almış, sırası gelmiş vezneye gitmiş.
Hesabımdan 500 TL çekmek istiyorum demiş.
Fakat veznedeki genç memur itiraz etmiş.
Ama bey amca 3.000 TL ’nin altında para çekmek istiyorsanız,
ATM’den çekeceksiniz.
Kuralımız böyle.
Ancak adam bir düşünmüş.
Fakat o zaman hesabımdaki tüm parayı çekmek istiyorum demiş.
Veznedar bir oflamış, bilgisayara adamın müşteri numarasını girmiş,
Sonra ekrana bakınca gözleri fal taşı gibi açılmış.
Bey amca, hesabınızda 1 Milyon TL var.
Bu kadar bir meblağı ödeyemeyiz ki,
Önceden haber vermeniz gerekirdi.
Çünkü bu kadar paramız yok.
Talebinizi alayım, yarın size bu parayı ödeyelim.
Adam sormuş.
Pekiyi en çok ne kadar ödeyebilirsiniz?
Ne kadar paranız var?
Genç veznedar kasasına bakmış, yanındaki veznelerde ne kadar para olduğunu sormuş.
Şu anda en çok 200.000 TL ödeyebilirim beyefendi.
Adam gülümsemiş.
Tamam o zaman hesabımdan 200.000 TL çekmek istiyorum.
Veznedar kasasından paraları çıkartmış, yandaki kasalardan da borç alarak 200.000 TL toparlamış.
Hepsini saymış, adama imza attırmış.
Sonra parayı adama vermiş.
Adam hiçbir reaksiyonda bulunmamış.
Veznedar sormuş.
Tamam değil mi beyefendi, buyurun işte paranız.
Adam cevap vermiş.
Tamam değil, şimdi hesabıma 199.500 TL yatırmak istiyorum.
Sonuçta veznedar kıpkırmızı olmuş
Ama 200.000 TL içinden bir 500 TL ayırıp adama vermiş.
Adam 500 TL’yi alıp bankadan çıkmış.
Kıssadan Hisse
+65 yaşı küçümsemeyin..
ATM’den çekmeyi bilmeyebilirler ama sizi vezir de eder,rezil de ederler.
Sonuçta yaşımız olabilir ama aptal değiliz.
Tavuk Çalındı!..
Her şeyden önce yaşlı Yahudi yetişkin oğlunun yanına varır.
“Evlat bir tavuğumuz çalınmış.
Git o hırsızı bul ve cezasını ver!..” der.
Oğlan baştan savma başını sallayarak.
“Tamam baba. Hallederim.” diye cevap verir.
İçinden: “Ulan yüzlerce tavuğumuz var.
Sadece bir tanesi çalınmış.
İşim gücüm yok, tavuk hırsızı peşinde mi koşacağım.” diye hayıflanır.
Birkaç gün sonra endişe ile babasının yanına varır.
”Baba, baba!.. Keçimiz ortalarda yok!.
Çalmışlar.” der.
Yaşlı Yahudi “Tavuğu çalanı buldun mu oğlum?
Cezasını verdin mi?” diye sorar.
Oğlan ellerini iki yana açıp “Ya sabır” çekip odadan çıkar.
Ulan koca keçi gitti!..
İhtiyarın derdine bak!..
Bir kart tavuğun hesabını soruyor. der.
Kendi kendine.
Kısa bir süre sonra çiftliğin en verimli ineği de ortadan kaybolur.
“İnek gitti baba!..” diye feryat eder çocuk.
Baba sakince sorar “Tavuğu çalanı buldun mu?
Cezasını verdin mi?”
Nihayet, çiftlikte ne var, ne yok hepsi çalınır.
Buğday ambarı bomboş, ağıllar tenha kalır.
Her seferinde dehşet ve telaş ile durumu babasına haber veren delikanlı hep aynı soru ile karşılaşır.
“Kart tavuğu çalanı buldun mu?
Cezasını verdin mi?”
Günün birinde, delikanlı kan ter içinde babasının yattığı döşeğin başına gelir.
Yaşlı ihtiyar çok ağır hastadır arık.
Dünya üzerindeki vakti sayılıdır.
“Baba” der delikanlı.
“Kız kardeşim ortada yok!..”
“Kaçırmışlar!..”
Ölüm döşeğindeki ihtiyar anlaşılır, anlaşılmaz bir hırıltı ile sorar.
“Tavuk hırsızını yakaladın mı?
Cezasını verdin mi?”
Tavuk çalınalı aradan yıllar geçmiştir.
Geçen zaman içerisinde bu çiftçi aile ellerinde ne var ne yok kaybetmiştir.
En sonunda canları ve namusları da ellerinden alınmıştır.
Yaşlı ihtiyar son nefesini vermeden önce son kez fısıldar.
“Oğlum.
Her şeyden önce eğer sen kart tavuğu çalanı zamanında bulup, cezalandırsaydın,
Sonuç olarak başımıza bunlar gelmezdi.
Vurdumduymazlığını zaaf zannettiler.
Kibrini güçsüzlük zannettiler,
Yufka yüreğini çaresizlik zannettiler.
Çiftliğini talan ettiler.
En sonunda arını, namusunu da elinden aldılar.
Git önce o tavuğu çalanı bul ve cezalandır.” der.
Son nefesini verir.
Biraz Gülelim: Amerika’da İki Kayserili
Kayserilinin biri Amerika ya gitmiş.
20 yıldır orada oturan hemşerisini arayıp bulmuş.
Biraz konuştuktan sonra;
Bunca yıl ne yaptın? diye sormuş.
Her şeyden önce geldiğimden beri aynı fabrikada çalışıyorum cevabını alınca Türkiye’den gelen kızmış.
İnsan 20 yıldır çalıştığı fabrikanın sahibi olmaz mı demiş? Nasıl Kayserilisin? demiş.
Arkadaşı cevap vermiş.
Olamam.
Niye?
Fabrikanın sahibi de Kayserili de ondan cevabını almış.
Pahalı Yemek
Her şeyden önce piyangodan yüklü bir miktar para kazanan iki Fransız köylüsü Paris’e para yemeye gitmişlerdir.
Önce bir lokantaya giderler ve listede gördükleri en pahalı yemekleri sipariş verirler.
Ancak iki arkadaştan biri yan masadaki adamın bir kavanozdan bir parça alarak tabağının kenarına koyduğunu görür.
Yanındaki arkadaşını dürterek;
Bak bak ne kadar pahalı yemek ki bu kadar az alıyor der.
Hemen çağırarak garsona sorarlar.
Nedir o.
Hardal der garson.
Bize de getir ondan.
Sonuç olarak garson dolu bir kavanozu getirip önlerine koyar.
Ondan sonra arkadaşlardan biri kaşığını daldırıp ağzına atmasıyla gözlerinden yaş boşalır.
Diğer arkadaşı;
Ağlama be dostum, yetmezse bir daha getirtiriz der.
Biraz Gülelim: Phillips’ lerin Evdeki Hırsız
Her şeyden önce Mississippi’ de oturan 82 yaşındaki George Phillips, yatmaya giderken, karısı George’a yatak odası penceresinden bakarak bahçedeki kulübenin ışığını açık bıraktığını söyler.
George arka kapıyı açıp ışığı kapatır fakat kulübenin içinde hırsızların saklandığını fark eder.
Ondan sonra hemen polisi arar ve durumu bildirir.
Ancak polis ona “hırsızların evin içinde olup olmadığını” sorar.
George ‘’Hayır.’’ der.
Bunun üzerine polis;
‘’Şu anda tüm birimler meşgul.’’
Kapınızı kilitleyin.
‘’Memurlardan biri müsait olduğunda yanınıza gelecektir.’’ der.
Sonuç olarak George ‘’Tamam.’’ der.
Telefonu kapatır ve 30’a kadar sayar.
Ardından tekrar polisi arar ve der ki
‘’Merhaba, birkaç saniye önce bahçe kulübemde hırsızlar olduğunu bildirmek için aramıştım.
Bu konu hakkında daha fazla endişelenmenize gerek kalmadı, çünkü az önce hepsini vurdum.’’der ve telefonu kapatır.
Beş dakika içerisinde, altı polis arabası, bir SWAT Ekibi, bir Helikopter, iki itfaiye aracı, bir paramedik ve bir Ambulans Phillips’ lerin evindedirler ve hırsızlar suçüstü yakalanmışlardır.
Polislerden biri George’a,
‘’Yanılmıyorsam onları vurduğunuzu söylemiştiniz!’’ der.
George ise şöyle yanıtlar;
‘’Yanılmıyorsam tüm birimlerin meşgul olduğunu söylemiştiniz!’’
Sonuç olarak; Lütfen ihtiyarları hafife almayın…
Bir de Temel Fıkrası
Temel fıkraları hiç bitmez tükenmez.
Önce onunla başlayalım.
Temel ve ÇOY
Her şeyden önce çoklu organ yetmezliği sebebiyle hastaneye kaldırılan Temel’i muayene eden anabilim dalı başkanı, yanındaki asistanlara;” Dikkat edin!” demiş.
“Birazdan bu hastanın sağ tarafına felç inecek!”
Sonuç olarak bunu duyan Temel, insanüstü bir çabayla uzanıp, üreme organını sağdan sola almış.
ÇOY. (Çoklu Organ Yetmezliği)
Ancak yaşlıca bir kadıncağıza, bir aydır Üniversite hastanesinde yatmasına rağmen, bırakın tedaviyi bir türlü teşhis bile konulamıyormuş.
Sonuç olarak Başhekim gelmiş yanına, peşinde de doçentinden öğrencisine tam kadro bir ekip.
Başhekim konuşmaya başlamış : -“Radyolojik tetkikler?”
Bu nedenle hemen filmler ışıklı panoya yerleştirilmiş.
Sert ve kararlı bir ses:
“EKG?” demiş.
Derhal başhekimin önüne serilmiş.”Eforlusu?” demiş.
O da hemen açılmış önüne.
-Laboratuvar tetkikleri? Her şey önceden hazırlanmış.
– Elektroansefalografi?
– Buyrun hocam.
– Emar?
Emar da konulmuş büyük patronun önüne.
– Sintigrafi?
– Anjiyo?.
Ondan sonra Büyük Başhekim son soruyu sormuş:
– Peki, Sken oldu mu?
O ana kadar ağzını hiç açmayan yaşlı kadın cılız bir sesle zar zor konuşmuş;
– Sonuç olarak bir tek onu yapmadılar Doktor bey evladım!
Alıntıdır: Ulvi Puğ
Hepimizin gülmeye de ihtiyacı var.
Ben çok güldüm her birini okudukça.
Bunları yazan ben değilim.
Sözlerin her birinin altında sahipleri yazıyor. Okudukça göreceksiniz.
Bu okuduklarınızı beğendiyseniz eş ve dostlarla paylaşabilirsiniz.
Erkekler bu sözleri sevecektir, tabii ki mizah anlayışı olan bayanlarla da paylaşabilirsiniz. https://www.kigem.com/
Erkek ve Kadın Hakkındaki Sözler
Biraz Gülelim;
1. Karınızı araklayan adama verebileceğiniz en büyük ceza, ‘sende kalsın’ demektir.
Sacha Guitry
2. Evlendikten sonra erkek ve kadın, yazı-tura gibidir; asla yüz yüze gelmezler, ancak hep beraberdirler.
Hemant Joshi
3. Ancak her durumda evlenin. Fakat iyi bir eşiniz olursa mutlu olursunuz. Ama eşiniz kötü olursa filozof olursunuz..
Socrates
4. Sonuçta kadınlar bize her zaman büyük hedefler gösterir, ve onlara ulaşmamızı engeller.
Dumas
5. Hiç yanıtlayamadığım en büyük soru şu olagelmiştir: ‘Bir kadın ne ister?’
Sigmund Freud
6. Karıma bazı sözler etmişimdir, o da bana bazı paragraflarla cevap vermiştir.
Anonim
7. Bazı kişiler uzun evliliğimizin sırlarını sorarlar;. Biz haftada iki kez restorana gideriz. Biraz mum ışığı, akşam yemeği, hafif müzik ve dans… O salı günleri gider, ben cuma.’
Henny Youngman
8. Terörizm beni hiç endişelendirmez. İki yıldır evliyim.
Sam Kinison
9. Fon transferi için elektronik bankacılıktan hızlı tek yol vardır ve buna evlilik adı verilir. İleri Yaş ve Finansal Suistimal, Yeni Fıkralar.
James Holt McGavran
10. Her iki karımla da talihim kötü gitti. Birincisi beni terketti, ikincisi terketmedi.
Patrick Murray
11. Evliliğinizi iyi götürmek istiyorsanız, 1) hatalı olduğunuzda itiraf edin, 2) haklı olduğunuzda susmayı bilin.
Nash
12. Karınızın doğum gününü unutmamanızın en iyi yöntemi, bir kez unutmanızdır.
Anonim
13. Evlenmeden önce ne yaptım, biliyor musunuz? İstediğim her şeyi..
Henny Youngman
14. Ama karımla ben 20 yıl çok mutlu yaşadık. Sonra da tanıştık.
Rodney Dangerfield
15. Ancak iyi bir kadın, kendisinin yaptığı her hatasında kocasını affedendir.
Milton Berle
16. Her şeyden önce evlilik, kişinin düşmanıyla yattığı tek savaş şeklidir.
Anonim
17. Her şeyden önce adamın biri evlenecek kadın aradığı ilanını verir.
Ancak ertesi gün aynı mesajı ileten yüzlerce mektup alır: ‘Benimkini alabilirsin’ .
Anonim
18. Her şeyden önce birinci adam (iftiharla): ‘Benim karım bir melek!’
Sonuç olarak ikinci adam: ‘Çok şanslısın, benimki hala yaşıyor’