Yenilikçilik ve verimlilik için ilk hedef;
İş hayatında ulaşılmak istenen nokta verimliliği ve karlılığı artırmaktır.
Bunun için de Eczacıbaşı’nın dilimize katmak için önerdiği TİCAT çıkartmak büyük önem taşır. İş Hayatında Doyum, Özel Hayatta Mutluluk
Mesela bankacılık gibi, yapısı gereği muhafazakâr olması gereken bir sektörde Türkiye Ekonomi Bankası’nın çalışanlarına yönelik sloganı “icat çıkar” olmuştur.
Ama benzer şekilde Akbank, “Türkiye’nin yenilikçi gücü” sloganını kullanmıştır.
Verimlilikte yenilikçilik mevcut durumu iyileştirerek veya radikal değişikliklere giderek,
bir makinenin daha hızlı ve etkin çalışmasını sağlamak olabilmektedir.
Sonuçta bu gelişme evrimsel ve devrimsel olarak sağlanabilmektedir. İşten Ayrılmada Destek Hizmeti
Evrimsel Yenilikçilik
Evrimsel yenilikçilik, kurumun ve pazarın mevcut yapısı dışına çıkmadan,
küçük ancak yeni ve daha iyi fikirlerle karlılığı büyütmeyi tanımlar.
Bankacılık işlemlerini ileri derecede kolaylaştıran “bankamatik” bu tür bir evrimsel yenilikçiliktir.
Mesela kadınların hayatını kolaylaştırmış en önemli uygulama otomatik çamaşır makinesi, kolaylık sıralamasında çamaşır makinesi kadar olmasa da buna yakın kolaylık sağlayan bulaşık makinesi evrimsel yenilikler arasında sayılabilmektedir.
Hayatımızda yer aldığı halde, kullanım alanı değiştirilerek devrimsel fark yaratmış en önemli evrimsel yenilik ise “cep telefonları” dır.
Devrimsel Yenilikçilik
Her şeyden önce devrimsel yenilikçilik ise kurumun ve pazarın mevcut yapısını altüst eden yeni fikirlerdir.
Ama ilk defa McDonald’s ’ın küçük bir kasabada uygulamaya başladığı açık mutfak düzenine dayalı ucuz ve çabuk yemek anlayışı, milyarlarca dolarlık bir fast-food sektörü doğurmuştur.
Mesela Disneyland, eğlence sektörünün yapısını değiştirmiş ve insanları mutlu etme anlayışı ile bütün dünyada kabul görmüştür.
Ancak devrimsel yenilikçiliğin başköşesine ise rakipsiz olarak interneti oturtursak, sanıyorum bunu kimse yadırgamaz.
C. I. Palus 2002 yılında yazdığı “The Leaders Edge” kitabında; https://www.dr.com.tr/
“Yöneticiler zamanlarının %90’ını problem çözmeye, ancak %10’unu problemlerin nedenlerini ortadan kaldırmaya ayırmaktadır.
Sonuçta da yanlış problemi çözmekle vakit geçirmektedirler” demiştir.
Benim de kişisel olarak gözlemim, her sorunun hızlı, kolay ve yanlış bir çözümünün olduğudur.
Doğal olarak da bu çözüm, bir sonraki sorunun temelini oluşturmaktadır.
Ben bu durumun Türkiye’ye özgü olduğunu düşünürdüm.
Palus’ un saptamasına bakılırsa, bu evrensel sayılabilecek bir durumdur.
Sonucu
Yaratıcı insanları kendine çekmeyi başaran ülkelerin ekonomik üstünlük sağladığı bilinmektedir.
Bunun için de yaratıcılığın ve buluşçuluğun gelişeceği bir iklim yaratmak gerekmektedir.