
Yalnızlık son zamanlarda her yaş grubunda artmaktadır.

Her şeyden önce psikolojik olarak çağımızın salgınlarından biridir.
Özellikle de yaşınız ne olursa olsun yalnızlaşabilirsiniz.
Hatta İngiltere’de bu konuda bir bakanlığın bile kurulduğu haberlerini okumuşsundur.
Ancak pandemi ile birlikte evlere kapanmamızın ardından bu duygu durumumuz daha da olumsuz şekilde gelişti.
Ancak yalnız olmakla yalnız hissetmek birbirinden ayrı şeylerdir.
Yaşamlarımızda giderek yiyecek paketleri küçülürken, mutfaklar da küçülmekte ve buna
bağlı olaraktan da evler de küçülmekte.
Yeni yapılan yapılar kişilerin tercihi doğrultusunda 1+1 olarak inşa edilmektedir.
Bununla birlikte ülkeler endüstrileştikçe, modernleştikçe, bireysel hale geliyoruz.
Ayrıca daha fazla arkadaş seçebilecek imkana sahip olan insanlar daha seçici hale geldiler.
Bununla birlikte de yalnızlıklarımız artıyor.
Modern dünyamızda artan boşanmalarla birlikte tek bir ebeveyni ile büyüyen çocuklar
daha küçük yaştan, yalnız bir erişkini model almış olmaktalar.
Bir diğer kapsamlı araştırma da Michigan Üniversitesine ait [Health and Retirement]
Sağlık ve Emeklilik çalışmasına göre toplumda kendini yalnız hisseden bireylerin oranı
%27’ye ulaşmış durumdadır.https://hrsparticipants.isr.umich.edu
Konu ile ilgili olaraktan önceki Seçilmiş Yalnızlık yazımızı da okumanızı öneririz.
Son yıllarda Japon yaşlı nüfusu her geçen gün yalnızlaşmaktadır.
Bunun farkına varan ilgili kamu kurumları Japon yaşlılara yönelik sosyal sorumluluk projelerine yer vermeye başlamışlardır.
Dünyada en çok yaşlanan nüfusa sahip ülkelerin başında gelen Japon ve Çin halkından örnek uygulama fikirleri alarak ülkemiz yaşlıları için yeni imkanları hızla devreye almalıyız.
Emekliler yılı ve takip eden bu yılında aile yılı ilan edilmesi bu görevi yerine getirecek kurumların birlikte çalışmalar yaparak hayata geçirmesi önemlidir.
Özellikle de yalnızlaşmalarının yerine birlikte vakit geçirecekleri yer ve mekan sayısı arttırılmalıdır.
Bu nedenle yerel yönetimlerle işbirliği arttırılmalıdır.






