Öncelikle Sosyal güvenlik hakkında ve onun tanımı ile işe başlayalım.
İnsanların gelirlerine bakılmaksızın toplum huzurunu ve refahını bozan sosyal tehlikelerin verdiği zararlardan “insan hakkı” ve esas itibariyle de “devlet görevi” olarak primli
ya da primsiz sistemlerin kullanılması, kişilerin sosyal tehlikelerin zararlarından kurtarılmasının güvencesidir.
Bu amaçla kurulan sosyal güvenlik merkezleri idari işlemler açısından, sağlık güvenlik merkezi,
mali hizmetler güvenlik merkezi ile rehberlik güvenlik merkezi olarak dört kategoriye ayrılmaktadır.
Her şeyden önce de bu görevleri yerine getirmek, vatandaşına hizmet vermek amacı ile de
Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuştur.
Devletler bu amaçla ilk kez 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kapsamında sosyal güvenlik hakkını da uluslararası alanda bir temel hak olarak kabul edilmiştir.
Bu amaçla ülkemizde kurulan sistem ile de aktif çalışanlardan ve işverenden alınan
primlerin oluşturduğu gelir, mevcut emeklilere veya hak sahiplerine emekli aylığı veya
sosyal yardım olarak ödenmektedir.
Bu konudaki <strong>Emeklilik Sistemi Sürdürülebilir mi?</strong> yazımızı da okumanızı öneririz.
Bu kapsamda kurulmuş olan Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma ve Aile Bakanlıklarına bağlı olarak çalışmaktadır.
Her ne kadar zaman zaman yapılan düzenlemeler olsa da, 16 Mayıs 2006 tarihinde
kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Kurumu faaliyetlerini sürdürmektedir.
Fakat çeşitli nedenlerle hem uzayan yaşam süreleri, çalışan nüfusun ekonomik nedenlerle
düşmesi ve bu nedenle de kuruma ödenen primde yaşanan düşüş gibi nedenlerle de
emeklilik sistemi tüm dünyada sorgulanmaya başlanmıştır.
Sosyal Güvenlik ve Sürdürülebilirlik
Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz https://www.sgk.gov.tr web sitesinden konu hakkında detaylı bilgi edinilmektedir.
Ancak son dönemde duyduğumuz EYT li ile ilgili bilgiler de herkesin biran önce emekli olmak
gibi bir eğilimde olması da sistemi sorgulamamamıza neden olmaktadır.
Bu konuda uzman kişiler de sistem hakkında sorgulamakta veya açıklamalarda bulunmaktadırlar.
Sonuçta devletimiz de sosyal sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmek için çalışmaktadır.
Bu konuda hazırlanan 11. Kalkınma planı kapsamında hazırlanan özel bir rapor ile de
mevcut durum ve önlemler konusu sistemin sürdürülebilirliğini tartışmaya açmıştır. https://www.sbb.gov.tr
Ayrıca 2023 yılı sonunda yayınlanan ve önümüzdeki 5 yılı kapsayacak olan 12. Kalkınma planında Sosyal Güvenlik için önemli yer ayrıldığı görülmektedir.
İçerisinde bulunduğumuz bu 2024 yılın ilk ayında da Cumhurbaşkanımız tarafından 2024 Emekliler yılı olarak ilan edilmiştir.
Umarız ki tüm emeklilere yeni bir alan açarak daha müreffeh bir yaşam sürmelerine vesile olur.
Bunun için de çok çalışarak uzayan ortalama yaşam ile emeklilerin de yaşam şartlarının iyileştirilmesine yeni olanaklar yaratılır.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin önümüzdeki dönemdeki en önemli konularından
birisi olacağı konusunda da hiçbir neden olmadığı ve bu konuyu ciddi olarak ele almamız gerekliliğini önemsemeliyiz.
Dünyada birçok ülkede olduğu gibi yerel yönetimler, devlet ve üniversiteler ile birlikte
genci ve emeklisi ile kurulacak bir çalışma gurubu ile birlikte bu konu ciddi bir şekilde ele almalıdır.
