Müşfik Kenter 9 Eylül 1932, İstanbul doğumludur.
Ancak, babası Ahmet Naci Kenter bir diplomat, annesi Olga Cynthia (Nadide) ise bir İngiliz’dir.
Ancak 15 Ağustos 2012 de İstanbul’da vefat etmiştir.
Her şeyden önce Türk tiyatro oyuncusudur.
Ama Yıldız Kenter’ in kardeşidir.
Ayrıca kendinden büyük 4 kardeşi daha Nedim, Güner, Mahmut (doktor, Amerika’da yaşıyor), Yıldız dır.
Fakat dedesi Niğde Koyunlu’dan Kadıoğlu sülalesindendir.
Ancak babası Ahmet Naci Kenter, İsmet İnönü Paşa’nın özel kalem müdürü idi.
Her şeyden önce 1947’de Ankara Devlet Tiyatrosu çocuk bölümünde tiyatroya başlamıştır.
Ancak 1959 yılında Devlet Tiyatrosu’ndan ayrılmıştır, İstanbul’a giderek kardeşi Yıldız Kenter ile beraber
M. Ertuğrul’un yönetimindeki Küçük Sahne’de oynamaya başlamışlardır.
Ayrıca 1960-1961 yılları arasında Site Tiyatrosu`nu kurmuşlardır.
Fakat 1962’de adını Kent Oyuncuları olarak değiştirdiler.
Ama iki kardeş ve Şükran Güngör, 1968’de İstanbul Harbiye’deki Kenter Tiyatrosunun binasının inşaatını tamamlamışlardır.
Sonuçta da açılışta da Kent Oyuncuları adlı bir dergi çıkarmışlardır.
Ablası ile birlikte Kent Oyuncuları’nın kurucularındandır.
İngiltere, Almanya, Fransa, ABD de oyunlar sergilemiştir.
Detaylı bilgi edinmek için;
https://www.biyografi.info web sitesini ziyaret etmenizi önereceğim.
Ayrıca Et İşareti @ Nereden Çıktı? ve Muhsin Ertuğrul ve Türk Tiyatrosu ile Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi yazılarımızı da okumanızı öneririm.
Müşfik Kenter’ den Bir Yazı
Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, “Fast live”, “Fast food”, “Fast music”, “Fast love’’…
Dikte ettirilen “yükselen değerler”, “in” ler, “out” lar…
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Birini sevmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?
