Biliyor muydun cancağızım; ‘Kalbimizin de Zekası Var’mış?!.

Ben biliyordum da işte, sakalım yok ki anlatayım da dinleteyim?!.

Kalbimizin de görevi sadece kan pompalamak değildir
Kalbimizin de görevi sadece kan pompalamak değildir

Kalp, kan pompalayan bir organdan çok daha fazlası aslında.

O halde kalbinin sesine daha çok kulak vermen dileğiyle, şerefine kaldırıyorum ince belliyi mis gibi kokusuyla en bergamotlusundan ve başlıyorum yazmaya…

Merhabalar güzel gönüldaş… Kırkından Sonra’ya hoş geldin.

Biraz sohbet edelim mi?

Gerçi sadece ben anlatacağım, sen dinleyeceksin (okuyacaksın) ama olsun.

Sen de bir şey demek istersen çekinme, yaz yorumunu. Ben de seni dinlerim.

Burada birlikte harika vakit geçireceğiz.

Kâh gülümseyeceğiz, kâh dertleneceğiz ama illâki kendimizden bir parça bulup, yalnız olmadığımızı göreceğiz.

Haydi başlayalım… 

Kalbimizin de Zekası Var Derken!

“Duygular gelip geçer. Aklı, mantığı kullanmak en iyisidir.

Kalbine söz geçir, akıllı ol!”

Bu gibi cümleleri, öğütleri epey işitimsindir diye düşünüyorum canım okur.

Yaş kaç olursa olsun, özellikle kalbinin sesini dinleyenlere çok sarf edilmiştir.

Sonradan pişman olacağın şeyler yapmaman için, iyi niyetle söylenir genelde. Lakin, ne yaparsan yap (aşk ile yap… yok öyle demeyecektim.  ツ) sadece mantık ile hareket etmek zor yahu.

Kalbin zekası var gerçekten ve hafızası da var bence.

Beyinden daha önce hissediyor, öngörüyor bir şeyleri. Hayal Gücü Ve Hayal Eden Beyin

Kalbimizin Sağlıklı Hali

Artık bilimsel olarak da ispatlandığına göre, haydi uğurlar ola güzel beynim! Zaten afedersin cücük kadar bir şey, 1400 gr.lığına bakmadan hükmediyor kalbime, *frontal korteks’ine kurban olduğum! ツ

( *Frontal Korteks / Ön Lob / Lobus Frontalis: Beynimizin üçte birini kaplayan, adı üstünde ön tarafına konuşlanmış, bilinçli düşünmeyi sağlamaktan sorumlu, çalışkan bir arkadaş.

Ek bilgi: Arka tarafında da Motor Korteks / Premotor Korteks var ki kendisi de motor becerileri kontrol ediyor. )

Özellikle ve çoğunlukla bize çocukluktan itibaren öğretilen şey; mantıklı olmanın, duygularımızdan ziyade aklımızla hareket etmenin daha sağlıklı olduğuydu.

Sonuçta aklımızı kullanmakta elbette bir sorun yok.

Ki keşke herkes kullanabilse!

Matematiksel hesaplar da yapıp olasılıkları değerlendirip, en doğru seçimi yapabilmek ve sonradan pişmanlık yaşamamak adına akıllı olmakta fayda var.

Fakat kalbimizi arka plana itip görünmez kılmak, sadece beynimize ve aklımıza güvenmek, kalbimizi heyecanlandıranı göz ardı etmek, kelebekler rengarenk diye sevip özgür bırakmamak adına nelerden nerelerden vazgeçtin; hiç düşündün mü şekerim?

Eşini, işini, evini, yerini, hedefini, vs. seçerken ‘mantık ve akıl’ mı dedin; pır pır eden kalbine mi güvendin? Yoksa hepsini harmanlayabilengillerden miydin?

Ki benim tercihim ‘harman’… Tabii…

Bergamotlu harman tercihimdir
Bergamotlu harman tercihimdir

Çayını nasıl harmanlıyorsun da hani, bergamot da, tomurcuk da, seylan da, Allah ne vidüyse katıyorsun.

Hah, işte onun gibi beyninle kalbini de harmanlayacaksın! (Ne alakaysa şimdi? Sanırım ‘çaysadım!’ İvit.

Susadım belki de, önce bir su içeyim, kanmazsam da cancağızım, bir bardak çayımı alayım da geleyim, öyle devam edeyim bari. )

Bilimsel Çalışmalar Ve Kalp Zekası

Amerika menşei ( Google amcaya sorunca gösteriyor. )

Heartmath Institude’da Dr. Rollin McCraty bir çalışma yapmış.

26 katılımcıya 30 resim gösterilip, beyin dalgaları ile kalp atışları takip edilip tepkileri ölçülmüş.

Ve kısaca görülen şu; bilgi önce kalbe geliyor, ondan sonra beyne iletiliyor, daha sonrasında ise vücut tepki veriyor. Falan filan…

Sonuçta ise ortaya çıkan; kalbimizin, bilinenlerin aksine mucizevi bir sezgisel zekaya sahip olduğu!

Kalbini dinle, sana sesleniyor canım gönüldaşım…

Kalbimizin Hali Ve Bilimsel Bilgiler

❥   Anne rahmine düşen zigotta, beyinden önce kalp oluşuyor ve de atmaya başlıyor şekerim. Ve annenin beyin dalgaları, bebişin kalp atımlarıyla senkronize ilerliyor.

Kalbimin aklı var: Anne Karnında Beyinden Önce Kalp Oluşuyor
Kalbimin aklı var:Anne Karnında Beyinden Önce Kalp Oluşuyor

❥   Kalbimiz, beyin ve  sinir sisteminden bağımsız olarak yaklaşık 40.000 nörondan oluşan bir ağa sahip.

Kalbimin Aklı
Kalbimin Aklı

❥   Beynimizin gönderdiğinden daha fazla sinyal gönderiyor ve bu sinyaller duygusal deneyimimizi etkiliyor.

Kitabı https://www.dr.com.tr web adresinden temin edebilirsiniz.

❥   Sinir sistemimizde aynı beynimizdeki gibi, tüm beden üzerinde etkiye sahip olan nörotransmitterler ve hormonlar salgılanıyor. (noradrenalin, dopamin, oksitosin, vs. ) 

Minnak bilgi: Oksitosin; anne sevgisi dahil genel sevgi, hoşgörü, anlayış, sosyal davranış, ikili ilişkiler gibi duygu durumlarını etkilediği için “aşk hormonu” olarak da bilinir. 

Zihninin Gürültüsünü Durdur!

Hayat gailesi içinde zihnimizin gürültüsünün yoğunluğundan onu duymak pek kolay olmuyor bu zamanda, biliyorum.

Lakin şunu  biliyorum; kalbine kulak verebilmek çok önemli.

Her şeyden önce farkındalık gerekli.

Kalbinin sesine kolayca kulak veremiyorsan, farkındalığını artırmak adına meditasyon yapabilirsin mesela.

Meditasyon dediğim de, kendine kalmak ve bir şey düşünmemek aynı zamanda.

Bunu uzanıp tavanı ya da gökyüzünü seyrederek de yapabilirsin, bir müzik açıp sadece ona kulak verip de yapabilirsin, bir elişi yapıp ona dalabilirsin veya yoga vs. yapabilirsin. Sen seç!

4/7/8 Nefes Egzersizi

Bir de kalbine iyi gelecek 4/7/8 nefes egzersizi var ki tavsiye edebilirim. Bu arkadaş kalbini ferahlatacak. Panik atak sorunu olanlar rahatlayacak. Tüm bedenin sana teşekkür edecek.

Biliyoruz da söylüyoruz akıllım… ツ  

❥   Zihnini durdurman önemli. Şimdi bir şey düşünmemeye çalış ve sadece nefesine odaklan. Ve sadece burnumuzu kullanacağız, tamam mı? Ağzını açma! (‘Sus’ manasında değil tabii. Zihnini susturacaksın ama. ツ)

❥   Egzersiz sırasında alacağın nefesi, diyaframı kullanarak alacaksın. Hiç zor değil.

Nefes alırken göğsün değil, karnın şişecek. Hani mahsuscuktan; “Bak karnım nasıl şiştiii…” diye şebeklik yaparız ya karnımızı dışarı doğru iterek.

Hah işte aynen öyle karnını şişir ve nefes al.

O zaman aradaki bağlantıyı daha rahat kavrayacaksın.

Karnını şişir ve nefes al
Karnını şişir ve nefes al

Ve sonrasında otomatik olarak nefes alırken karnın şişecek. İster dik dururken istersen hafif öne eğilerek istersen otururken, nasıl rahat ediyorsan öyle deneyimle.

❥   İçinden 4 e kadar sayarak adım adım aldığın derin nefesi, aynı şekilde 7 sayarak tut, bırakma.

En son da yine tabii ki içinden 8’e kadar sayarken yavaşça sal gitsin sonuna kadar. İşte bu kadar!

Ve bunu üç, beş, on ne kadar yapabiliyorsan tekrarla sporda set yapar gibi.

❥   Nefes egzersizini yaşamının içinde rutin hale getirmeye çalış.

Spor yapmaya, yemek yapmaya, film izlemeye, kitap okumaya, ona buna vakit ayırıyorsun ya hani.

Buna da zaman ayır ki hepsinden çok daha kısa vaktini alacak ve en önemlisi sağlığına daha da sağlık katacak. İnan.

Kalbimizin Farkına Varalım!

❥   Göğüs kafesine, karnına, ciğerlerine dolan nefesine odaklan.

Her gün ve her an hiç farkında olmadan otomatik bir makina gibi nefes alıp veriyorsun düzenli olarak.

 Ve bu şekilde hayatta kalıyorsun.

Yani bir ev, araba, eşya, vs. alamadığın için değil; nefes alamadığın için ölürsün!

Sevgilisiz, aşksız, işsiz, vs. kaldığın için değil; nefessiz kaldığın için ölürsün! Dünya nimetlerinden elbette faydalan tabii.

Ki umarım her şey gönlünce olsun. Lakin bu çok önemli nimeti; nefes’i, nefs’ine yedirme!

Sonuçta sen ‘kırkındansonra’lısın, bunları zaten bilirsin cancağızım ama ben aklıma gelmişken bir daha hatırlatavereyim dedim.

❥   Şimdi bir de kalbine odaklan.

Yavaşça nefes alıp vermeye devam ederken, kalbinin atışlarını hisset.

Ahenkle dans eden ritmi yakala. Hiç durmadan (mazaallah), yorulmadan çalışıyor ve nefes almana yardım ediyor.

Basit değil, aksine ne kadar mucizevi olduğunu gör. Fark et! Farkına var!

Yazıya başlarken şerefine kaldırmıştım ince belliyi cancağızım, mis gibi kokusuyla en bergamotlusundan.

Bir nefeslik çektim kokusunu içime. ‘Şükür’ dedim. Kokusunu duyabiliyorum, tadını alabiliyorum, gülümseyebiliyorum derin bir nefes çekerken.

Dur, ‘koku’ demişken aklıma ne geldi bak;

Koku hafızası, görsel hafızadan daha güçlüymüş. Yaaa…  

Düşünsene;  bir parfüm kokusu, sıcak ekmek kokusu, hatırlı bir kahve kokusu, çimen kokusu gibi kokular bizi, yıllaaar öncesindeki unuttuğumuzu zannettiğimiz bir anıya götürebiliyor.

Ama o anıda bir görseldeki görüntüyü hatırlayamayabiliyoruz.

Kokular gerçekten çok şey çağrıştırabiliyor.

Bu da beynimizdeki hipokampus denilen bölgenin oralarda bir merkeze koku sinyallerinin iletilmesi ve işlenmesi ile mümkün oluyor. 

Koku Ve Hafıza İlişkisi

Bazı kokuların hafızayı epeyce bir artırdığı ispatlanmış anacım.

60-85 yaş grubunda yapılmış araştırma.

Özellikle gül, portakal, limon, nane, okaliptüs, biberiye, lavanta kokuları denenmiş.

Bu kokular haftada bir değiştirilmiş ve altı ay boyunca her gece iki saat bunları koklayan deneklerin hafızasında % 226 artış olmuş. Bu oldukça yüksek bir oran, değil mi?

Bu kokuların saf yağlarını alabilir ya da yapabilirsin şekerim.

İnternette bir şekilde bulursun zaten nasıl yapıldığına dair. Sür, kokla, yap bir şeyler. Denemek istersen yap bakalım, bir fark görecek misin?

Sonuçta hiçbir şey olmasa bile misler gibi kokarsın işte,ne güzel. ツ  

Sana doyum olmaz canım okur, bana müsaade.

Ölümsüz ruhlarımızın huzurla dolması temennisiyle…

Doğala özdeş aromalı, katkısız, saf, temiz, berrak zihinli, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim güzel gönüldaş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !