“İzmirliyim, öyleyse güzelim” derken fiziksel güzellikten bahsetmiyorum elbet.
Tamam, tabii ki çok güzelim ancak ‘İzmir’ derken kafanın ve ruhun güzel olmasından bahsediyorum. İvit… ツ
Merhabalar güzel gönüldaş… Kırkından Sonra’ya hoş geldin.
Biraz sohbet edelim mi?
Gerçi sadece ben anlatacağım, sen okuyacaksın ama olsun.
Sen de bir şey demek istersen çekinme, yaz yorumunu.
Ben de seni dinlerim. ?
Burada birlikte harika vakit geçireceğiz. Kâh gülümseyeceğiz, kâh dertleneceğiz ama illâki kendimizden bir parça bulup, yalnız olmadığımızı göreceğiz.
Haydi başlayalım…
İzmirliyim ve Konumuz İzmir
Her şeyden önce canım ülkemin her şehrini her bir köşesini ayrı ayrı seven biri olarak ama tabii bir İzmirli olarak ondan bahsetmem ve övgü yağdırmam normaldir herhalde değil mi? Sen de kendi şehrini öv şekerim, ben de seni can kulağımla dinlerim.
Ama ayrıca İzmirli olmakla gurur duyan yaklaşık dört buçuk milyon insanın, bu şehrin sihirli gücüne kapılıp kalpleri burada kalarak dönen ziyaretçilerin, görmediği halde hasretleyenlerin bir bildiği olsa gerek?!.
Sonuçta her şehrin elbet kendine özgü güzellikleri mevcut.
Yurdumun her bir köşesi ayrı güzel. ‘Güzel’ olmayan ‘insan’ faktörü bozar bir şehri. Orayı ne kadar çok sevdiğini anlatabiliyorsan, bu orada yaşayan aynı havayı soluduğun insanları da seviyorsun anlamına gelir.
Çünkü bir yeri sevilir, çekilir, özlenir ve yaşanır kılan en önemli unsur oradaki insanlarla paylaştığın aynı iklimdeki havadır; aynı frekanstaki hayatlardır; aynı boyuttaki ruhlardır.
Bir Şehri Neden Ve Nasıl Seversin?
Fakat düşün bi’; “Ben falanca yeri, filan şehri hiç sevemedim…” dediğin anı cancağızım.
Oraya olan nefretini, kinini, antipatini kime borçlusun?
Evet! O yerin kendisine değil, orada hatıralarının olduğu, sana sevimsiz anlar yaşatan ve orayla birlikte andığın kişi ya da kişilere değil mi?
Bu yüzden bir şehri seviyorsan, doğal olarak aynı yaşam alanlarını ve aynı sosyal ortamları paylaştığın insanlardan dolayı seviyorsunuzdur diye düşünüyorum.
Çünkü orayı seninle birlikte güzelleştiren, senin için güzelleştiren, sana güzel gösteren şey; insan faktörüdür.
Bir de ailenden ya da dostlarından oluşan değer verdiğin insanlarla birlikte yaşıyorsan aynı şehirde, oradan kopman çok zor olur.
Gerçi kan bağından ziyade, ‘can’ bağına inanıyorum ben. Aynı kandan olup bir türlü candan olamayanlar da var ya sonuçta?!.
Neyse, bu da ayrı bir konu!
Ama farklı sebeplerle, farklı şehirlerde, farklı sürelerde yaşamak zorunda kaldığında bile hem aklın hem kalbin hem ruhun illaki orayı arar.
Ve önünde sonunda oraya dönersin.
Çünkü emekliliğini başka hiç bir yerde yaşamak istemeyeceğini, sonunda burada ölmek ve bu topraklarda yatmak istediğini bilirsin ebedi istirahatinde.
Ben de bir ara “Güneye mi insem acaba, değişiklik olsa?” deyip, üstüne bir de bunu eyleme geçirip, çok kısa bir sürede de “Kalbim ege’de kaldı” sözleri eşliğinde hızlıca tornistan etmiştim. Yok, elbet güzel oralar da amma ve lakin ı-ıh…
İzmir damarımda anacım, gevrek/boyoz/kumru yemeden, kordonun da yürümeden, ‘köy gibi’ diyenlere; “Köylü milletin efendisidir uleyn” demeden, nasıl yaşarım başka yerde? ツ
Herhangi bir sebeple başka bir şehre gezmeye gittiğinde ‘memleketim’ diye vurguladığın, anlamlandırdığın kendi şehrini hasretlersin.
Ancak dönüş yolunda, zaman geçmek bilmez.
İl sınırlarına girdiğinde farkında olmadan derin bir ‘oh’ çekersin havasını koklamak ister gibi.
Güzel kokar kokmaz, konu o değil; güzel bakarsan güzel görürsün!
Evine ulaştığında; “İyi ki buralıyım. İyi ki burada yaşıyorum.” dersin ince belli’de bergamotlu’nu yudumlarken…
Heheyt…
Sonuçta;“İyi ki İzmir’liyim… İyi ki burada yaşıyorum…” dedirtir sana bu şehir!
İzmir Tutkusu
Medeniyet kokan havasını, mis gibi deniz kokusunu, dillere destan kordon’unu, kendi güzel kalbi güzel kızlarını, centilmen ve delikanlı erkeklerini, kendine has dilini, boyoz’unu, çiğdem’ini, cibez’ini, dobra ve saygılı insanını seversin.
Sever ve bir daha da vazgeçemezsin…
Yahu ‘kötü’ insanın memleketi, dili, dini, vs. fark etmez ki! Kötü ise kötüdür.
Ben iyi, güzel olanından bahsediyorum akıllım.
İnsanları biribiriyle huzur içinde yaşar. Herkes birbirine saygı duyar.
Ama şehrine tutkuyla bağlıdır bir İzmirli.
Sonuçta herkes kendi doğup büyüdüğü şehri sever ve över tabii…
Çünkü oraya alışmıştır, oraya mecburdur, orada yaşamak zorundadır.
Bu yüzden sevmediği yanları varsa bile görmezden gelmeye çalışarak sevmeye odaklanır. Çünkü başka çaresi yoktur.
Lakin bunlar İzmir için çok da geçerli değildir.
İzmir’e alışmazsın, çünkü alışkanlıklar geçici olabilir. İzmir’e tutkunsundur.
Burada yaşamaya mecbur kalmazsın, buradan başka bir yerde yaşamaya mecbur kalırsan aklın ve kalbin burada kalacağı için en kısa zamanda dönmeye mecbur kalırsın. Bknz. Ben ツ
Burada yaşamak zorunda değilsindir, çünkü İzmir zorunluluklar şehri değildir.
Burada yaşamak senin için nefes almak, yemek içmek gibi bir zorunluluk olabilir ancak.
İzmirliyim Demek İnsanı Rahattır
Keyfine düşkündür, hatta bazen ‘tembel’ bile denebilir.
Çünkü İzmir’de mutlu ve huzurlu olmanın verdiği, 7/ 24 geçmeyen bir rehavet vardır insanın üzerinde.
Çoğu yere göre daha ucuz ve yaşanabilir bir şehirdir, ki bu isattistiklerde bile geçer.
Ha, bu devirde ucuz diye bir kelime mi kaldı, evet ama yine de idare eder be ya.
(Bkz: İZMİR, Dünya’da, yaşanılabilir en iyi 6. şehir seçilmiştir. https://www.facebook.com/iklimdora/posts/529424873780955 )https://iklimdora.blogspot.com/
Ancak İzmir’li olmaktan gurur ve mutluluk duyan biri olarak, tüm İzmir’lileri ve İzmir severleri sevgiyle selamlıyorum.
Tarihi bilgiler eşliğinde İzmir turuna buyurmaz mısın canım gönüldaşım?
İzmir’e Ait Tarihi Bilgiler
*En az 5000 yıllık bir tarihe sahiptir.
*Kurtuluş Savaşı’nın ilk kurşunu İzmir’de atıldı.
*İlk kadın tiyatro oyuncumuz ilk oyununu burada sergiledi.
*İlk iktisat kongresi burada yapıldı.
*Türkiye’nin ilk fuarı İzmir’de açıldı.
*Asya’nın ilk hastanesi burada kuruldu.
*Bademler Köyü Türkiye’de tiyatroya sahip ilk ve tek köydür ve çok şirindir.
*Osmanlının ilk ticaret borsası kurulduğu İzmir’de Türkiye’nin ilk Türev borsası olan VOB hizmete girdi.
*Milli sevdamız futbol, Türkiye’de ilk olarak İzmir’in Bornova çayırında oynanmıştı. İzmir’in spor alanındaki ilkleri Akdeniz ve Üniversite Oyunları ile devam etti.
*Çaka Bey tarafından ilk Türk donanmasının kurulduğu şehirden çıkan Türkiye’de özel sektördeki ilk Türk bayraklı konteynır hat taşımacılığı İzmir’de gerçekleştirdi.
* Anadolu’nun ilk demiryolu, İZBAN tarafından TCDD tren hattı üzerinde işletilen ilk modern banliyö sistemi haline getirilmiştir.
*Ünlü şarkıcı Dario Moreno, Izmir’de yaşamıştır.
*”Iliada ve Odysseus”un yazarı Homeros’un İzmir’lidir.
*İncil’de sözü edilen “Yedi Kilise”den üçü İzmir ili sınırları içindedir.
*İncil’in dört yazarından biri olan St. John’un Selçuk’da vefat etmiştir ve burada gömülmüştür.
*Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı Selçuk’tadır.
*Parşömen kağıdı Bergama’da keşfedilmiştir.
*Eski dönemlerde Foçalılar 50 kürekli ve 500 yolcu taşıyan tekneler inşaa etmişlerdir.
*Eski Foçalılar Batı Akdeniz’de bir çok koloni kurmuşlardır ve bunlardan bazıları
İtalya’da “Velia”, İspanya’da “Ampurias” ve Fransa’da “Marsilya”dır.
*Tanrıça Athena adına inşa edilen ilk tapınak İzmir’de inşaa edilmiştir.
*Filozof ve şair Xenophanes İ.Ö. 6.yy’da Kolofon’da yaşamıştır.
*Filozof Anaxagoras, Clazomenae’de (Urla – 500-428 B.C) yaşamıştır.
İzmir’in Tarihinden Kesitler
*”Bir nehirde iki kez yıkanılmaz” diyerek her şeyin değiştiğini söyleyen ünlü filozof Heraklit (İ.Ö 540-480) Efes’te yaşamıştır.
*Eski çağın ünlü hekimi Galen, Bergama’da (131-210.İ.S.) yaşamıştır.
*Mısır Kraliçesi Kleopatra, 188 yılının kışını Antonious ile birlikte Efes’te geçirmiştir.
*Fransız yazar ve şairlerden Lamartine, Chateubriand, Theophile Gautier ve Gustave Flaubert İzmir’i ziyaret etmişlerdir.
*Papa VI. Pau, 1967’de ve Papa II. John 1979’da MeryemAna Evi’ni ziyaret etmişlerdir. Ve MeryemAna için yapılan ilk kilise Efes’tedir.
*Fatih’in karadan Haliç’e indridiği kadırga halatları Tire’den sipariş edilmiştir.
*Türkiyenin en büyük El Yazması Eserler Kütüphanelerinden birisi olan Necip Paşa Kütüphanesi Tire’dedir.
Necip Paşa, Şeyh Bedrettin Tire’ye sürgün gelirken askerin komutanı olmuştur.
*Aslanlar Köyü, Balkanlardan göçen ve aynı isimle Anadolu’ da kurulan ender köylerden biridir. Türkiye’deki Güzel Köyler
Ancak Uluslararası “İzmir Festivali” kapsamında;
Ray Charles,
Paco De Lucia,
Joan Baez,
Martha Graham Dance Company,
Tanita Tikaram,
Jethro Tull,
Leningrad Philarmony Orchestra,
Christ De Burg,
Sting,
Moscow State Philarmony Orchestra,
Julio Iglesias,
Jan Garbarek,
Red Army Chorus,
Academy of St. Martin in the Field,
Kodo,
Chick Corea,
New York City Ballet,
Nigel Kennedy,
Brayn Adams,
Elton John,
James Brown
İzmir’e gelmişlerdir.
İzmir özeldir ve güzeldir.
Ancak memleketimin her ili ayrı güzeldir.
Tüm Türkiye’ye sevgilerimle…
Bergamotlu’nu, kahveni ya da her ne seviyorsan onu al da keyfini çıkar İzmir’in, hadi…
Sonuçta ölümsüz ruhlarımızın huzurla dolması temennisiyle…
Doğala özdeş aromalı, katkısız, saf, temiz, berrak zihinli, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim güzel gönüldaş.