İkinci kariyer konusunu siz de düşündünüz mü?
Pazarlama bölümünün başına getirildikten iki yıl sonra Turan Örnek, işten ayrılıp Bodrum’a yerleşmeyi ve bir cafe-bar açmayı düşünmeye başladı.
Turan, çalıştığı şirkette üniversiteyi bitirdikten hemen sonra ve12 yıl önce bir MT programına dâhil olarak katılmıştır.
Pazarlama konusundaki birikimi, yenilikçi fikirleri bulup çıkartmadaki becerisi ve araştırmacılığı şirketin yeni iş alanlarına girmesine imkân sağlamıştı.
Bütün bunlardan başka, şirketteki diğer yönetici ve genç çalışanlara örnek olarak gösterilmekteydi.
Geçmiş yıllarda işle ilgili rahatsızlık duyduğu bazı durumlarda, ona verilen yeni sorumluluklar rahatlamasına ve eski motivasyonuna kavuşmasına yol açmıştı.
Turan iş değiştirme fikrini ilk düşünmeye başladığı zamanlarda böyle bir şeyin nasıl aklına geldiğine şaşırmış ve bunun bir fantezi olduğuna kendini inandırmak istemişti.
Turan’ın yöneticisi ve gayri resmi mentoru olan Âlim Atılgan onu şirketin gelecekteki
genel müdürü olarak görüyordu.
Ancak Turan şirketten ayrılacak olsaydı, bu kararının onu çok üzeceğini bilmekte ve
çok değer verdiği yöneticisiyle de bu şekilde karşı karşıya gelmeyi hiç istememektedir.
Sakinleştiği ve kendini ayrılma fikrinden uzaklaştırdığı zamanlarda, kariyerini değiştiren arkadaşlarını düşünüyordu.
Daha evvel işten ayrılan bir mühendis arkadaşı,
Antalya’ya yerleşmiş ve deniz teknelerine ve tatil köylerindeki deniz araçlarına bakım hizmeti veren geniş bir ağ kurmuştu.
Hem işini seviyor, hem çok iyi para kazanıyor, hem de sıcak bir iklim ve tatil ortamının keyfini çıkartıyordu.
Turan hayallerini, şirketten veda partisinde arkadaşlarının ellerini sıkarken ve bir daha onlarla birlikte çalışmayacak olmanın eksikliğini hissederek tamamlıyordu.
İkinci Kariyer ve İç hesaplaşma
Hemen herkes hayatın bir döneminde ikinci bir kariyeri düşünür.
Üstelik Turan’ın hayallerinin gerçeğe uyan bir yönü de vardı.
Hızlı değişen tüketici piyasası yeni yaklaşım ve yöntemleri zorunlu kılmaktaydı.
Beş yıl sonra Turan bu sorunlara çözüm bulma konusunda bugünkü kadar etkili olamayacağını hissetmekteydi.
Rekabete katılacak gençlerin ondan daha başarılı olması çok mümkün görünmekteydi.
Ayrıca Turan öğrencilik yıllarında gece kulüpleri ve cafe’lerde çalışmıştı.
Böyle bir işin arka planını çok iyi bildiğine inanmaktaydı.
İnsanlarla ilişki kurma kolaylığı, esnek kişiliği ve parlak zekâsının bu alanda özgün çözümler geliştirmesi için yeterli olacağını düşünüyordu.
Mesleği ve becerileri ne olursa olsun, çalışma hayatının içinde olan hemen herkes,
hayatının bir döneminde mesleğini veya işini sıkıcı bulur,
verdiklerinin karşılığını alamadığını düşünür.
Böyle bir duygu durumu içinde daha bağımsız olmanın,
kazanmış olduğu deneyimleri hayatın başka alanlarına aktarmanın özlemini duyar.
Bu süreçten geçerken, bazıları mesleklerinde geri kalmamak için verecekleri mücadele konusunda kendilerini isteksiz bulur;
bazıları yetenek ve becerilerinden mevcut işlerinde bütünüyle yararlanılmadığını düşünür;
bazıları ise kendi potansiyelinin mevcut şirketin boyunu aştığına inanmaktadır.
Bunun yanı sıra daha farklı değerlendirmeler yapanlar da çıkar.
Örneğin; bazıları yanlış bir şirkette, işkolunda veya pozisyonda sıkışıp kaldığını düşünür.
Bazıları ise erken yaşta, kendisine uygun olmayan bir meslek seçmiş olduğu için çektiği acılara artık dayanamayacağına kendini ve çevresindekileri inandırır.
Yukarıda sıraladığımız duygulardan biri veya birkaçının bileşkesine sahip olan kişi için,
her sabah kalkıp işe gitmek bir eziyete dönüşür.
Bunun yanı sıra, günümüz iş hayatının bazı gerçekleri de, birçok orta veya üst düzey yöneticiyi,
ikinci bir kariyeri düşünmeye yöneltir.
Günümüz iş dünyasının yüksek temposu ve sürekli değişen doğası, genç yöneticilerin bile uyum konusunda endişe duymalarına yol açmaktadır.
Bunlara örnek olarak hızlı teknolojik değişimler, giderek farklılaşan ve ayrışan pazar yapısı ve öngörülmesi zor ekonomik dalgalanmalar verilebilir.
Konu ile ilgili olarak da İş Hayatında Doyum, Özel Hayatta Mutluluk yazımızı da okumanızı öneririm.
İkinci Kariyer ve İleri Yaş Dönemi
Otuzlu yaşlarının ortasında veya en geç sonunda bir yönetici kariyerinin nereye kadar uzanacağını az bir yanılma payı ile fark eder.
İkinci bir kariyer hayalinin arkasındaki önemli nedenlerden biri de, yaşlanmaya bağlıdır.
Mesleğin ilk yıllarında kişiye heyecan veren eğitimler, gelişim programları, iş rotasyonları, fazla mesailer ve sürekli seyahatler kişiye zevk vermez olur.
Böyle bir tempoyu yorucu, elde ettiklerini de hayatın ertelediği hazlarına değer bulmamaya başlar.
Ancak kariyer değişimi ile ilgili karar, her zaman olumlu ve gerçekçi nedenlere dayanmamaktadır.
Bazı insanlar böyle bir değişikliği, her zaman hayatlarından ve kendilerinden memnun olmadıkları için isterler.
Ancak bazıları her zaman nedeni belli olmadan kendilerini alacaklı hissederler ve haklarının yendiğine inanırlar.
Ayrıca, bazıları kendilerini olduklarından daha yetenekli olduğuna inandırır.
Ama bazıları patronlarına tahammül edemeyecek, bazıları çok daha önceden
Genel Müdür olmaları gerektiğine inanmaktadır,
bazıları ise artık “hala” kendilerini geliştirmek, eşitleriyle ve gençlerle rekabet içinde olmak istemeyeceklerdir.
Eğer bir yönetici, doyumsuzluğunun nedeni olarak; işini, patronunu ve şirketini görüyor ve bütün sorumluluğu onlara yüklüyorsa; büyük bir ihtimalle düşlemekte olduğu ikinci kariyeri de hayal kırıklığı olacaktır.
Bu nedenle yönetim kademesine yükselmiş bir kişi ikinci bir kariyer seçmeyi düşünüyorsa, kendisini, sahip olduğu özellikleri ve yeni kariyeri sırasında göğüslemek zorunda kalacağı güçlükleri gerçekçi bir şekilde değerlendirmelidir.
Gerçekte kimsiniz?
Kendisine doyum sağlayacak ikinci bir kariyer arayan kişilerin önündeki en kritik faktör ego idealleridir.
Bütün insanlar hayatları boyunca ideal ego’larına ulaşmak ister ancak hiç kimse bunu tam olarak gerçekleştiremez.
Başarılar kişiyi ideal egosuna yaklaştırır ve benlik algısını güçlendirir.
Ancak kişinin ego ideali ile benlik algısı arasında fark büyükse, kendine ve çevresine duyduğu kızgınlık artar.
Kişinin ideal egosu çocukluktan başlayarak oluşur.
Kişinin ideal egosunu tam olarak anlaması kolay olmasa da aşağıdaki sorulara verilecek cevaplar bu konuda ışık tutacaktır.
- Babanızın değerleri neydi? Annenizin değerleri neydi?
Aile içinde ve sofrada konuşulanlardan yola çıkarak onlar için neyin önemli olduğunu hissederdiniz?
- Anılarınıza geri dönerseniz, annenizi mutlu etmek için yaptığınız ilk büyük şey neydi? Her çocuğun annesini mutlu etmek için gösterdiği çaba, en derinden önemsediği ve içselleştirdiği değerleri oluşturur. İleriki yıllarda bu değerler kişinin kelimelere dökemediği saklı amaçlara dönüşür.
- Çocukluğunuzdaki kahramanlarınız kimlerdi?
Şimdi TV’de ve güncel olaylarda sizi en çok kimler meşgul ediyor?
- Kendinize hayatın çeşitli dönemlerinde kimleri örnek aldınız?
Akrabalarınız, öğretmenleriniz, spor hocalarınız, arkadaşlarınız, yöneticilerinizde sizi etkileyen hangi davranışlar oldu?
- Okulda iyi olduğunuz dersler hangileriydi? Hangi derslerde zorlanırdınız?
- Hayatınızda size en çok doyum ve mutluluk veren, gurur duyduğunuz yaşantınız hangisiydi? Ne yaptınız da bu üst düzeyde doyumu yaşadınız?
- En büyük başarınıza, bugüne kadar yaptığınız işlerin hangisinde ulaştınız?
Ne yaptınız? Nasıl yaptınız?
- Bu dünyadan göçtükten sonra nasıl hatırlanmak istersiniz?
Bu soruların cevapları, size egonuzun özellikleriyle ilgili bir fikir verecektir ve bundan sonraki hayatınıza yükleyeceğiniz anlam konusunda yol gösterecektir.
Ne yapmaktan hoşlanacaksınız?
Bundan sonra atılacak ilk adım, hangi tür mesleki etkinliklerin size uygun geleceği,
ve nasıl bir iş yapmak isteyeceğiniz konusunda karar vermektir.
- Olumsuz duygularınızla nasıl başa çıkıyor, onları nasıl yönetiyorsunuz?
İnsanlarla yüzleşmek ve çatışmaya girmek sizde rahatsızlık yaratır mı?
Birisi fikirlerinize karşı çıksa ve hatta küçümsese ne hissedersiniz?
Kişinin korku, kaygı ve öfkesini denetleyebilmesi ve bunu ortak amaca yönelik olumlu bir enerjiye dönüştürmesi büyük önem taşır.
Birçok kişi tartışmayı kazanmayı ve egosunu savunmayı, işi kaybetmeye veya işte zarar görmeye tercih eder.
- Duygularınızı nasıl ifade ediyorsunuz?
Birçok insan olumlu duygularını dile getirmekte zorlanır.
Bu nedenle birlikte çalıştıkları kişileri takdir edemezler.
Bu da birlikte çalıştıkları kişilerde rahatsızlık yaratır.
Buna aile üyeleri de dâhildir.
- Bağımlı bir kişiliğiniz var mı?
Birçok kişi tek başına karar vermekten hoşlanmaz.
Bugüne kadar bağımsız çalıştığınız zamanlarda mı, yoksa ekip içinde mi daha başarılı oldunuz?
Hangi yöne gitmeli? Ne yapmalı?
Egosunun gücü, özellikleri ve ne tür bir iş yapabileceği konusunda farkındalık kazandıktan sonra atılacak adımlar, çok daha gerçekçi olacaktır.
Yönetim kademesine gelmiş bir kişi, ikinci bir kariyer seçmeden önce son olarak aşağıdaki kritik konuları da hesaba katmalıdır.
- Aileniz: Kimlere karşı sorumlusunuz? Bu sorumluluklar seçeneklerinizi sınırlıyor mu?
- Şimdiki işiniz: Eğer bir yönetici fazla düşünmeden veya fevri olarak vereceği bir kararla işinden ayrılırsa büyük ihtimalle patronu ve arkadaşları, onun kendilerini terk ettiğini düşünüp öfkeleneceklerdir.
Uzun bir süreyi birlikte geçirdiğiniz bu insanları kaybetmek duygusal veya kişisel desteklerinden yoksun olmak sizin için ne kadar önemli?
- Statünüz: Bir insanın toplum içindeki itibarı çok büyük ölçüde mesleğine ve çalıştığı işteki pozisyonuna bağlıdır. İkinci bir kariyer seçmek kaçınılmaz olarak bu statünün değişmesine neden olacaktır. Bu sizin için ne kadar önemli?
- Yeni ilişki ağı kurmak konusunda hazırlığınız: Yeni bir iş kuran birçok kişi, eski müşteri ve ilişkilerini de yeni işine taşıyacağına ve onlardan yararlanacağına inanmaktadır.
Bu büyük çoğunlukla gerçekçi değildir.
Çünkü pozisyonundan kaynaklanan gücünü kaybeden kişi, bu güce sahipken gördüğü ilgiyi göremez.
Her iş, kendi ilişki ağını da neredeyse sıfırdan kurmayı zorunlu kılar.
Buna hazır mısınız?
- Serbestlik ve sınırlılık ikilemi karşısında tutumunuz: Olgun yaşa gelmiş bir yönetici, artık hayatının kontrolünü eline almak ve kurumsal hayatın zaman, giyim ve diğer sınırlamalarından uzak olmak ister.
Ancak çok kere ikinci kariyer olarak kişi kendi başına çalışacağı bir iş seçmişse, daha yoğun çalışmak ve üstelik geçmişte yardımcı veya sekreterlerine yaptırdığı bir işi kendisi yapmak zorunda kalır.
- Depresyona veya mutsuzluğa hazırlığınız: Hiç kimse hayatında mutsuzluk, korku ve endişeye kapılmadan yeni bir kariyer kuramaz.
- Bir insan yönetici olarak kurumsal hayatta ne kadar uzun süre kalmışsa, kurumsal hayatın kendisine sunduğu arkadaşlık, ekip havası, yardımcılar ve sekreterlerin desteğine ve ilişki çerçevesine o kadar alışmış olur.
Bu nedenle bu çerçevenin dışına çıkmak ciddi bir kayıp duygusu doğurur.
- Konuşmaya ve açılmaya hazırlığınız: Her seçim, aynı zamanda da bir başka şeyden vazgeçmektedir.
Bu nedenle her kayıp, kendi çapında bir yas içerir.
Bir terfi sırasında bile, kişinin iş yapma biçimi ve aldığı destekler değişir.
Bu kayıpların ve değişimin kişi için gerçek anlamını bulmak ancak bunu kelimelere dökmekle mümkündür. Kelimelerimizin sınırları, dünyamızın sınırlarıdır.
Bu konularda konuşmaya ve kendinizi açmaya hazır mısınız?
Çevrenizde bunları paylaşacak ve size doğru soruları sorarak kendi cevaplarınızı bulmamıza yardımcı olacak biri var mı?
Eğer yoksa bunun için ehil bir profesyonelden yardım alın.
- Eşinizle ilişkileriniz: Erkekler ve kadınlar büyük çoğunlukla eşlerinin mesleğine alışmışlardır.
Klasik olarak erkek kariyer basamaklarında ilerlerken, kadın çalışıyorsa bile eve ve çocuklara ağırlık verir.
Özellikle orta yaşlarda çocukların evden çıkmaları ilişkide bir kriz doğurma potansiyelindedir.
Buna bir de değişime kariyerin getirdiği uyum sorunları eklendiğinde,
önceden hesaplanmayan başka sorunlarla da mücadele etmek kaçınılmaz olacaktır.
Sonuç
Yukarıdaki sorulara vereceğiniz içtenlikli cevaplar,
ikinci bir kariyere yönelmek konusunda gerçekçi bir değerlendirme yapmanıza imkân sağlayacaktır.
Ancak ikinci bir kariyer seçmek için bütün seçenekleri hesaba katsanız da,
çok özenli ve dikkatli bir seçim yapsanız da bazen ekonomideki dalgalanmalar,
bu yeni bir girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilmektedir.
Birçok kurum değer verdiği yöneticisinin, kendi kişisel deneyimleriyle zenginleşmiş yeni birikiminden yararlanmak isteyecektir.
Bu nedenle ayrılırken ilişkileri zedelememek ve kapıyı çarpmadan çıkmak kişiye geri dönme şansı verir.
Konuyu farklı bir kaynaktan okumak isterseniz https://www.blogteb.com web sitesindeki yazıyı öneririm.