Hayal kırıklığı hepimizin yaşamında birkaç defa karşılaştığı bir olgudur.
Hatta bazılarımız hayal kırıklığı ile ayda birkaç defa bile karşılaşmaktadır.
Peki, nedir bu “Hayal kırıklığı” diye bir düşünelim isterseniz.
En net anlamıyla bir kişi veya olayın özelliklerinin beklentimizin altında kalmasıdır.
Örneklemek istersek bütün kış hayal ettiğimiz yaz tatilinde gittiğimiz otelin hiç de
hayal ettiğimiz standartta olmamasından tutun da;
Çok güvendiğimiz çocukluk arkadaşımızın yeni tanıştığı bir kişinin tarafını tutup
bize sırtını dönmesine kadar geniş bir örnek yelpazesi çıkar karşımıza.
Bu konuda söylenmiş özlü sözleri görmek isterseniz https://www.neoldu.com web sitesine göz atmanızı öneririm.
Ana Sorun Nedir ve Kimdedir?
Hayal kırıklığı olgusundaki ana sorun iki türlü olabilmektedir.
Birincisi;
Bize bu olguyu yaşatan kişi veya olayın doğrudan sorumlu olmasıdır.
Bu durumda yapabileceğimiz çok az şey vardır ne yazık ki.
Kişi kendini fazlasıyla sadık, vefalı ve güvenilir olarak tanıtmış olabilmekte veya
gideceğimiz otel yaptığı reklamlarda hizmetlerini ve konumunu abartılı bir şekilde anlatmış olabilmektedir.
Bizim burada alabileceğimiz tek tedbir, tüm bu tanıtım ve anlatımları deneyim filtremizden geçirerek abartı kısımlarını süzmek olabilecektir.
Ama bu bile sonuçtaki hayal kırıklığına ancak kısmen engel olabilecektir.
İkincisi ise;
Bize bu olguyu yaşatan kişi veya olayın özelliklerini onların bir kusuru olmaksızın bizim gözümüzde büyütmüş, abartmış olmamızdır.
Bence asıl sorun da budur.
Bunda karşımızdaki kişi veya olayın kusuru ya yoktur, ya da ihmal edilebilecek kadar azdır. Hayalimizi lüzumsuz büyük tutan da sonunda hayal kırıklığını yaşayan da biz oluruz.
Çocukluk arkadaşımızın her şart ve şekil altında bizim tarafımızı tutacağını büyük ihtimalle kendisi söylememiştir.
Ayrıca Arkadaşlık yazımızı da okumanızı öneririm.
Onu o rütbeye biz bazı varsayımlarımızdan yola çıkarak yükseltmişizdir.
Onun içinde bulunacağı koşullarda nasıl bir tavır takınacağını biz öngörmüşüzdür.
Daha da önemlisi onun gözündeki değerimizi kendimiz belirlemiş ve yüksek tuttuğumuz bu değere de gönülden inanmışızdır.
Neden Hayal Kırıklığı
Kısacası biz kendimizi onun yerine koyup kararlar vermiş ve o dostumuzu bir anlamda “kategorize” etmişizdir.
Gideceğimiz otelin de kandırıcı da olsa reklamına baktıktan sonra reklamda yazılan veya görülenleri hayalimizde tamamlamış, abartmış ve mutlu bir tümevarımla beklentimizi yükseltmişizdir.
Her iki örnekte de görülebildiği gibi bizler çoğu zaman bırakın filtre etmeyi gördüğümüz, duyduğumuz ve hissettiğimiz şeyleri gönlümüzün istediği, bize daha hoş gelecek seviyelere doğru deforme etme eğilimindeyizdir.
Hepimizin yakından bildiği “Leyla ve Mecnun” hikayesi bu söylediğimin en net doğrulayıcısıdır.
Bildiğiniz gibi yıllarca çöllerde dolaşıp Leyla’yı arayan Mecnun nihayet onu bulduğunda;
“Benim aradığım Leyla bu değildi” demiştir.
Yıllarca görmediği görüşmediği Leyla’nın bu abartmada bu yüceltmede bir katkısı olmuş olamayacağına göre aklındaki Leyla’yı hiç olmadığı seviyelere yükselten ve sonuçta kendi hayal kırıklığını kendi hazırlayan Mecnun olmuştur.
Fakat yaşamamak imkansızdır.
Ama ayda birkaç kez yaşamak yerine, yaşam boyu birkaç kez yaşamak için yapabileceğimiz bir şey vardır.
Lütfen karşımızdaki kişilerin kendi iç dinamiklerine sahip birer birey olduklarını farklı şartlar altında farklı tepkiler verebileceklerini unutmayalım.
Onlara farklı kişilik yapıları vermeye çalışmayalım ve oldukları gibi algılayıp kabul etmeye çalışalım.
Otelin reklamında koyduğu havuz resmini ne zihnimizde büyütmeye çalışalım ne de oraya ilave bir havuz yerleştirelim.
Bu tedbirleri uygulayabilirseniz göreceksiniz ki hayal kırıklıklarınız azalacaktır.
Hayal ettiğiniz her şeyin gerçeğe dönüşmesini dilerim.