Bugün sohbetimizin konusu aşkın bitişi olacak.

Daha önce aşkın oluşum ve gelişim sistematiklerinden bahsetmiştik, bu sefer de bu

büyük duygunun yani aşkın bitişinden bahsedeceğiz.

Bitiş yumuşayarak giden ve bir zamana yayılan tarzda gerçekleşirse her iki taraf da sorun yaşamaz.

Aşkın Bitişi ani olursa
Aşkın Bitişi ani olursa

Zaten bu tip bitişlerde şiddeti azalmış olan duygu sonlanmamakta, başka bir şekle dönüşmektedir. Birliktelik en azından fiziksel anlamda devam ediyorsa sakin ve şefkatli bir sevgiye

dönüşebileceği gibi fiziksel kopma varsa hoş bir arkadaşlığa da dönüşebilecektir.

Tam aksine bitiş sert ve ani olursa çok acı verici, bir anlamda yönümüzü kaybettirici olabilmektedir

Her ne kadar bu tarz bitişlerde bitirenin bu acıları yaşamadığı sanılırsa da onun için de

bu geçiş kolay olmayacaktır.

Sahip olduğu tek avantaj bu bitişin sürprizini ve şokunu yaşamayacak olmasıdır.

Mutlaka bir süredir bu bitişin hazırlığını yapmakta ve kendince haklı sebeplerini biriktirmektedir. Yaşayacağı sıkıntı biten birlikteliğin alışkanlıklarının sona ermesi, bu yüzden yaşamında

olacak değişikliklere adaptasyon sorunu ve verdiği kararın vicdani yükü ile sınırlı olacaktır.

Asıl büyük darbeyi alacak olan ise bu kararın edilgen tarafındaki kişi olacaktır.

Konu ile ilgili olarak da İncinebilir olma Duygumuz başlıklı yazımızı da okumanızı öneriyoruz.

Aşkın Bitişinin Nedenleri

Bunun başlıca üç sebebi olabilir:

1-Genellikle bu bitiş için kendisinin de haklı olacağı sebepleri toplamamıştır ve toplaması da zaman alacaktır.

Böyle bir hazırlık yapmadığı için kendisini kandırılmış, kullanılmış hissedecektir.

2-Sevdiği kişi büyük bir olasılıkla (hatta genellikle) yaşamının bir yerinde kendisini

derinden etkilemiş bir kişinin fiziksel ve/veya davranışsal özelliklerine sahiptir.

Bu zaten o kişiye duyduğu büyük çekilimin gerçek nedenidir.

Bu kişi anne veya baba olabilmektedir.

Bu ayrılık veya terk ediliş de iç dünyasında o kişi tarafından terk edilmesi duygusunu yaşatabilmektedir.

3-Birlikteliği sırasında yaşamakta olduğu pek çok duygudan biri de karşısındaki kişinin yanında yaşamakta olduğu korunma ve güven duygusudur.

Bu bitişle birlikte yaşayacağı önemli travmalardan biri de boşlukta kalmışlık hissidir.

Çalkantılı bir denizin kıyısında sağlam bir iskeleye sağlam iplerle bağlı olduğu duygusunu

yaşarken kendini aniden ipleri çözülerek denize salınmış sandal gibi hissetmek, bu boşluk hissinin

en yakın tarifi olacaktır.

Duygusal Sonuçla Baş etme

Duygusal Sonuç
Duygusal Sonuç

Gelelim bu üç ana sebepten dolayı yaşanmış olan büyük duygusal darbeyle nasıl başa çıkacağımıza.

Her bir sebebi kendi içinde hallederek gitmeye çalışalım isterseniz.

Birinci sebepte sözünü ettiğimiz bitiş için haklı sebepler bu ayrılıkta edilgen durumda kalmış olan kişide de vardır.

Biraz düşünür, biraz yaşadıklarını hatırlarsa “olsun” dediği, “fark etmez” dediği, çok üzülüp de içine attığı, çok kızıp da kendini bastırdığı olayları kolaylıkla bulacaktır.

İkinci sebeple başa çıkabilmek için önerim sevdiği ve şu anda kendisini terk etmiş olan

kişinin kendisini çeken, hoşuna gitmekte olan, hatta ona aşık olmasına sebep olan özelliklerini

alt alta bir kağıt üzerinde sıralamasıdır.

Kısa bir ara verip bu listeye tekrar baktığında iki şeyi fark edecektir.

Alınan Notların Düşündürdükleri

Birincisi bu özelliklerin büyük bir kısmı yaşamında kendisini derinden etkilemiş olan bir kişiye aittir. Böylece aslında yaşadığı ayrılık hüznüne sebep olan ve yaşam senaryosu içinde zor vazgeçilen kişi özelliğini taşıyan kişiyi de bulacak ve bu kıymetli hüznün aslında kime ait olduğunu anlayacaktır.

Bakış Açısı
Bakış Açısı

İkincisi ise bu özelliklerin aslında hiç de bir kişiye özel olmadığını çevresinde bile pek çok kişide bulunabileceğini görecek ve terk eden kişinin hiç de tanrısal bir seviyede olmadığını fark edecek ve onu o seviyeye çıkartanın kendi bakış açısı olduğunu anlayacaktır.

Üçüncü sebebin çözümü daha mekanik bir temele dayanmaktadır.

Kişi kaybettiği güven ve korunma duygusunu yönlendirmek zorundadır.

Bunu uzun zamandır uygulamak isteyip de uygulayamadığı ve o yönde yeteneği olduğunu bildiği bir hobisini uygulamaya başlayarak da yapabilmektedir.

Burada kazanacağı başarıdan kaynaklanacak olan yeterlilik ve özgüven duygusu kaybettiği güven ve korunma duygusunun yerine geçerek kişiye kendini iyi hissettirecektir.

Böyle bir hobisi veya yeteneğine güveni yoksa kaybettiği güven ve korunma duygusunu başka bir kişiye yönelterek geçici de olsa geri kazanacaktır.

Bunu da iskeleden ayrılan sandalın geçici olarak bir şamandıraya bağlanmasına benzetebiliriz.

Burada şamandıra rolünü candan bir arkadaş oynayacağı gibi bir terapistin de oynayacağıdır.

Önemli olan bu zor dönemde kişinin her içi daraldığında onu dinleyecek, sabır ve şefkatle yardımcı olacak birinin olmasıdır.

Gördüğünüz gibi biraz karışık olmakla birlikte insan ilişkilerinde her konunun bir açıklaması ve çözümü vardır.

Ne aşık olmaktan korkun ne de terk edilmekten.

Tüm duygularınızı doya doya ve zamanında yaşayın.

İnstagram sayfam https://www.instagram.com/m.halukgultekin takip edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !