YENİ YIL GERÇEKTEN YENİ Mİ?

40

Yeni Yıl, gerçekten yeni mi? Yoksa geçen koca senenin gerçekleriyle mi gerçekleşecek?

“Yeter gari” dediklerimiz de bizimle mi girecek acaba yeni yıla?

Yeni Yıl Gerçekten Yeni mi Sorgulamalıyız
Yeni Yıl Gerçekten Yeni mi Sorgulamalıyız

Umudumuzu yitirmeyelim, her şey daha güzel daha iyi olacak. (Mı acaba?)

Merhabalar güzel gönüldaş… Kırkından Sonra’ya hoş geldin.

Biraz sohbet edelim mi? Gerçi sadece ben anlatacağım, sen dinleyeceksin (okuyacaksın) ama olsun. Sen de bir şey demek istersen çekinme, yaz yorumunu. Ben de seni dinlerim. ?

Ama burada birlikte harika vakit geçireceğiz.

Kâh gülümseyeceğiz, kâh dertleneceğiz ama illâki kendimizden bir parça bulup, yalnız olmadığımızı göreceğiz.

Haydi başlayalım…

Konumuz; yeni yıl! Herkese kutlu mutlu olsun.

Her şeyden önce…

Otur şimdi keyifle, uzat ayacıklarını dinlenesiye,

Başla okumaya, yudumlarken çayını sindire sindire

Bak, ben öyle yaptım bile ツ

Yeni Yıl Geldi, Geliyor

Her şeyden önce

‘Bitti biter, gitti gider’ derken, bir de baktık 2025 oluverecek bir sabah erkenden. (Evet, kafiye seviyom ben.)

Ancak daha önceki yazılarıma şöyle bir göz attım. Oralardan da şimdiye uygun, tekrarlamak istediğim cümlelerden çaldım. E, bazı şeyleri tekrarda fayda var, değil mi? https://www.uplifers.com

Yeni Günler, Güzel Yenilikler Getirecek mi? Yeni Yıl Hedefleriniz

Fakat günler bazen süslü bazen acı soslu geçip gidivermiş de bitivermiş. Bitirmişiz güzelim yazları baharları neyi nasıl yaşadığımızı bilemeden.

Matrix’de Kâhin’in dediği gibi; “Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır.”

Kötü günlerin biteceğini söyler ve sonunda da biter azimli Neo’nun sayesinde.

Yeni Yıl İçin Yeni Bir Başlangıç

Gerçi bu Başlangıç /Son ikilisini aynı cümlede birleştirmek için kâhin olmaya gerek yok. Lakin aynı Kahin, finalde Mimar’a;

“Bu barışın ne kadar süreceğini zannediyorsun?”der ve içimize şüphe düşürür.

Yani bu bir ‘son’ değil, yeni bir ‘başlangıç’mıdır? Veyahut bu yeni barış halinin de bir gün sonu gelecektir teoriye göre?!

Fakat bu sorunun cevabını ne Kâhin, ne bu, ne şu, Ne o bilememektedir! ツ

Yeni Yıl ve Yeni Umutlar
Yeni Yıl ve Yeni Umutlar

Aman… Bunlar da geçer, içini ferah tut canım gönüldaşım.

Fakat San Diego Üniversitesi’ndeki Araştırma

Hayatın anlamını arıyoruz bazen. Durup düşünüyoruz;

“Ben burada ne yapıyorum, niçin bu dünyada, bu coğrafyada, bu evde, bu ailedeyim?” diye.

San Diego Üniversitesi’nde, yirmi bir ve yüz yaş aralığında bin kişi ile bir çalışma gerçekleştirmişler zamanın bir yerinde. Yaş ortalaması kırk iki ve seksen olan iki grup oluşturmuşlar. Ve bula bula, insanların altmış yaşından sonra tekrar hayatın anlamını aramaya başladıkları sonucunu bulmuşlar.

E, tabii, yaş ilerledikçe sağlık sorunları ve bedensel güç kaybı geldikçe, kişi daha farklı bakmaya başlıyor yaşantısına ve hayata. Amaç ve anlam farklı boyuta geçebiliyor. Önemli olan henüz gençken amacımızı gerçek anlamda belirleyip, hayatımızı da onunla birlikte anlamlandırabilmek.

Fizyolojik, psikolojik manada gelişip büyüdükçe ve hayatın çetrefilli aşamalarından geçtikçe duygularımız, düşüncelerimiz daha bir derinleşip olgunlaşıyor. Böylece geçen zamanda saatler, ellili altmışlı rakamları gösterdiğinde, bizim de hayatı anlamlandırışımız değişebiliyor tabii…

Sonuçta 2050 yılına kadar altmış yaş ve üstü dünya nüfusunun toplam iki milyar olmasını bekleniyormuş.

Epeyce fazla değil mi? Amaç ve anlam bir yana gençliğe, güzelliğe, ölümsüzlüğe ilgi ve istek arttıkça böyle kalınmasını sağlayacak teknolojik yenilikler de gelişmeye devam edecek tabii.

E, o zaman yaşlı nüfusu azalmaz mı? Neyse, o kadar da şey etmeyelim derin düşünüp!

Yeni Yıl Her Zaman Yenilik Getirmiyor.
Yeni Yıl Her Zaman Yenilik Getirmiyor.

YENİ YIL VE YENİ BAŞLANGIÇLAR

Ota boka, olmayana, olduramadığına, yetmeyene, yetiremediğine, gelmeyene, gitmeyene, bilene, bilmeyene, nedene, nasıla, sebebe, sonuca hiç yoktan, habire, ısrarla, boşu boşuna beyninde yer kaplatırsan; esas lazım olan ve seni mutlu edecek olumlu düşüncelere yer bırakmazsan; yanlış giden şeyler, seni acının içine çeker düşüncelerin boğana kadar.

Fakat her insanın karanlık, ruhsuz, tatsız tuzsuz, hiçbir şeyin yolunda gitmediği günleri olur bazen.

Lakin tuhaftır ki; gerçekte bunları yaşamak aslında iyidir ve aynı zamanda çok da yararlıdır.

Çünkü; bu yaşananlar sıfırlanma görevi görüyorlar aynı zamanda. Tabii… Resetliyorsun kendini bir nevi.

Ama hani acıdan, hüzünden beslenen insanlar vardır. Hah. Onlara dönüşmemek için, bu sürecin kısa olanı makbuldür.

Bir yerin ağrıdığında ağrı kesici alırsın geçer, telefonun kasarsa kapatıp açarsın geçer, ayağın kayar düşersin, gülersin geçer…

Ya acılar, üzüntüler, kederler, dertler? Onlarla nasıl başa çıkacağız? Kalıcı olmamaları için ne yapacağız? Beden ve ruh sağlığımızı nasıl koruyacağız?

Dur anlatıvereyim… Yok canım, aşk olsun, niye üşeneyim? Anlatırım.

Ama sorunlarla Nasıl Yüzleşeceğiz?

Sorunlarla Nasıl Yüzleşeceğiz?

Sorunlar İle Başetmek
Sorunlar İle Başetmek

✔Paşa paşa yüzleşeceğiz. Tabii…

İçimize atmayacağız. Çözümlenememiş şeyler, içerde bir yerlerde güzelce yerleşir kalır maazallah, dikkat edeceğiz. Sırdaşımızla, sevdiceğimizle ve gerekirse bir profesyonelle konuşacağız, sohbet edeceğiz, yardım alacağız.

✔Ağlayacağız. İvit…

Ağlamak pek güzel bir terapidir, kasmayacağız. Ağlamak, beynimize bolca oksijen gönderip rahatlatır ve görüşümüzü netleştirir. Erkek, kadın fark etmez. “İnsanız” diyeceğiz, koy´vereceğiz.

✔Mola vereceğiz.

Acık uzaklaşacağız o kasvetli şeyden. Hiçbir şey olmamış gibi yapacağız bir süreliğine, ki güç toplayabilelim soruna döndüğümüzde başa çıkabilmek adına.

Ne mümkünse onu yapacağız; yürüyüş olur, müzik dinlemek olur, kitap okumak olur, film izlemek olur, yemek yapmak olur, hiçbir şey yapmadan kanepede yayılmak olur… Olur da olur.

✔Farkında olacağız, farkına varacağız.

İçinde bulunduğumuz durumla yüzleşeceğiz ya hani? Karanlığı keşfederek, aydınlığı bulacağız. Kendimize güveneceğiz, kendimizi ve başkalarını anlamaya çalışacağız. Düşüncelerimizle başbaşa kalıp, farkı fark edeceğiz.

✔Fakat sevdiğimiz şeyleri yapıp, sevdiğimiz insanlarla görüşüp, fuzuli olan her şeyi ve herkesi hayatıımzdan çıkaracağız.

İyi insan lafının üstüne, kötü insan üstüne üstüne gelir çünkü, bunu bilip ona göre davranacağız.

İyi İnsan Olmak Gerek
İyi İnsan Olmak Gerek

✔Dayanabildiği acılar, katlanabildiği zorluklar, çözebildiği sorunlardır insanı olgunlaştıran. Olgunlukla karşılayacağız hayatın her getirisini ve götürüsünü.

✔Küçük şeylerden mutlu olabilen insanlar vardır.

Bir de küçücük şeylere üzülebilen. Biz ilkini seçeceğiz. Her şeyi ve herkesi olduğunca kabul edebilen sevecen bir insan olacağız.

✔Güzellikler için şükretmiyor, çirkinlikler için ise bolca küfrediyoruz.

Olumsuz her şey için hayatı suçluyoruz da, olumlu ve harika şeyler için aynı hayata bir teşekkürü çok görüyoruz. E, ne de olsa ‘insan’ız değil mi?

Şükredeceğiz, ama ruh ve beden sağlığımızı koruyabilmek için yetinmeyeceğiz.

Daha iyisini ve güzelini isteyeceğiz. Maddi olarak değil, manevi olarak besleyeceğiz ruhumuzu ki; maddiyata kavuşabilmek için sağlam kalabilelim.

Yeni Yılda Tüm Bunlar Olurken

✔Şunu da görmezden gelip, duymaza götürmeyeceğiz;

Bazen acıyan boğazımız değil, aslında söyleyemediklerimizdir.

Ama bazen sıkışan kalbimiz değil, kırgınlıklarımızdır.

Bazen hazımsız olan midemiz değil, bize yapılanlardır.

Yani; kendimizi dinleyeceğiz. Beden/ruh/organ ilişkisini öğreneceğiz.

Kendini Dinle İyi Ol
Kendini Dinle İyi Ol

✔Psikolojik ilk yardımın 3 temel ilkesi; “İzle-Dinle-Bağ Kur” olarak bilinir.

Fakat derdi olan bir başkası ise ve biz yapacaksak o yardımı; o kişiyi can gözüyle izleyip, can kulağıyla dinleyip, can özüyle bağ kurmalıyız en empatiğinden.

İşte böyle de kolay, ‘mış’ gibi yapmak?!. Yap, ki acı gerçekler şakay/mış gibi geçsin gitsin.

Ama bazen de olaylara ve insanlara farklı tepkiler de vermek lazım.

Yani canını sıkan bir olayı, buna sebep olan o canını sıkan kişiye tak tak söylemek, rahatlamak lazım.

O senin canını sıkarken incinir misin diye düşünüyor mu? Sen ne diye düşüneceksin o halde akıllım?

Söyle, ki bilsin suçunu. Çünkü bazeı insanlar hem suçlu hem güçlü. Güzelce bir payla gitsin kendisini.

Yeni Yıl ve Hayat Paylayınca Güzel

Hayat paylayınca güzel. Canınızı sıkanları paylayın, hayatınızı güzelleştirin!..

Tabii canım.

Sonuçta güzel bir kalp, güzel bir ruh’da bulunur. Aynı zamanda ‘güzel’ kalmak da lazım.

O zaman ruhunu güzelleştir…

Her insanın göğüs kafesinde bir ‘hava yastığı’ vardır. Derin darbeler aldığında, kalbinin incinmesini ve yaralanmasını engellemek için hemen şişer.

Bazısınınki sağlam malzemeden yapılmıştır ve onu ciddi anlamda korur. Bazısınınki ise Çin malı gibidir ve bu yüzden yaşadığı şey, sanki hayatının sonudur.

Hava yastığını, hayata karşı dimdik durabileceğin güçlü bir malzeme ile yapmalısın.

Bu bazısı için iman gücü; bazısı için bilek gücüdür.

Kimi inandıklarıyla ayakta kalmaya çalışır, kimi inanamadıklarıyla.

Biri ruhunu güçlü tutar maneviyata akar, diğeri bedenini önemser maddiyata bakar.

Bazısı için tek bir dünya vardır, bazısı ölümsüz olduğunu sanır.

Kimi sadece kendini sever de egosu şişer, kimi bilir neyi neden seveceğini ve ektiği sevgiyi biçer.

Her insanın göğüs kafesinde bir ‘hava yastığı’ ve bir kalbi vardır.

Ve

Her insanın kafasında bir beyni vardır.

Beynini, gönül gözü ile akıl süzgecinden geçirdiği vicdani hisleriyle kullanabilen kişi; önce kendi iç yolculuğuna çıkmalı, sonra da hayatın merkezine yol almalıdır.

İç Yolculuğuna Çık ve Öz Bilincinle Hareket et
İç Yolculuğuna Çık ve Öz Bilicinle Hareket et

Böylece göğüs kafesinde sağlam bir şekilde duran hava yastığının verdiği güvenle, korkusuzca dalabilir hayatın içine.

Her insanın bir beyni, aklı, kalbi ve hisleri vardır. Ama birbirinden değerli bu hediyeler, sana ‘farkındalık’ için verilmiştir.

Ne olduğunun ve olamayacağının, nereden gelip nereye gideceğinin, ne yapıp yapamayacağının ve sonsuz yaşamın farkına varmalısın.

Her insanın ruhunda bir yara vardır.

Kimi baksa da görmez, kimi farkındadır ve yarayı iyileştirmeden ölmez.

Her insanın göğüs kafesinde bir hava yastığı vardır. Kimi bunun farkındadır, kimi ne olduğunu bile bilmez.

Güzel bir kalp, güzel bir ruh’da bulunur. Ruhunu güzelleştir.

(Not: İkinci kitabım Sonra Ağlarım’dan bu satırlar. ツ)

Özellikle şükretmek lazım. Bilimsel olarak da kanıtlanmış ki şükretmek (teşekkür etmek, minnettar olmak.

Her şeye rağmen!) çok güzel enerji ve mutluluk veriyor.

Neye inandığımız sadece kendimizi ilgilendirir ve şükürün adı inanıp inanmadığımız şeye göre değişebilir.

Ama konu; var olduğumuz kişi olmaktan ve bulunduğumuz durumdan mutluluk çıkarabilmekten ibaret.

Sonuç Olarak

Mükemmel Hayat Yoktur, Hayatını Seversin Ve O Mükemmel Olur.

Her şeyden önce sevgi, her şeyin ilk adımı.

Sevip sayıldığın, sevip saydığın, kendini dünyanın en mutlu kişisi saydığın günleriniz olsun canım okur.

Ama kendi karanlıktayken bile sizin yolunu aydınlatmaya çalışan dostların, bol ve sağlıkla harcayabileceğin kazançların, aramadan gelen mutlulukların olsun canım gönüldaşım.

Ama istediğin her şeyi yapabildiğin, istemediğin hiçbir şeyi yapmaya mecbur kalmadığın, yiyecekleri ve sözleri sağlıkla sindirebildiğin, kendini eleştirebildiğin ve geliştirebildiğin, sevdiğin ve sevildiğin harika bir yıl ve yeni bir yaş diliyorum cancağızım.

Ancak bir öncekinden daha mutlu ve umutlu olunası bir yıla dertsiz tasasız, çabasız, ayıpsız kayıpsız, acısız ağrısız sızısız girersin umarım.

Gelsin, illaki gelecekse. Karşılarız biz de güler yüzle.

Sağlıkla girelim yeni yıla,

Oturmaya mı geldik, haydi sen de kutla…

E, anacım, daha ne diyem;

‘Carpe Diem’

Ölümsüz ruhlarımızın huzurla dolması temennisiyle…

Doğala özdeş aromalı, katkısız, saf, temiz, berrak zihinli, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim güzel gönüldaş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !