Tema vakfı;
Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı olarak kurulmuştur.
Her şeyden önce 11 Eylül 1992 tarihinde İstanbul’da Hayrettin Karaca, Nihat Gökyiğit tarafından kurulmuştur.
Ama kendilerine ‘’Türkiye çöl olmasın’’ sloganını seçmişlerdir.
Ancak Sivil toplum örgütü olarak kurulmuş çevreci bir vakıftır.
Asıl amacı erozyon ile mücadele, ağaçlandırma ve doğal varlıkların korunmasıdır.
1992 yılının Haziran ayında Brezilya’nın Rio de Janerio kentinde
Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın ardından İstanbul’da;
Kamuoyunda “Yaprak Dede” olarak tanınan Nihat Gökyiğit ile “Toprak Dede” olarak tanınan Hayrettin Karaca tarafından ve 30 işadamının desteğiyle kurulmuştur.
Ayrıca İl Temsilcileri ve İlçe Sorumlusu olan gönüllülerinin desteği ile çevre alanında
Türkiye’nin en yaygın sivil toplum örgütü olmuştur.
Ama ilk TEMA Gönüllü Temsilcisi unvanı, Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinden, dönemin belediye başkanı Fevzi Coşkun’a verilmiştir.
İl Temsilcileri ve İlçe Sorumluları, yereldeki TEMA gönüllülerine liderlik ederek
ilgili ve bilgili bir kamuoyu yaratmak üzere her yaştan insana ulaşmaya çalışmaktadırlar.
Sonuçta 2020 yılı itibarıyla vakfın gönüllü sayısı 890 bini aşmıştır.
TEMA Vakfı ve Projeleri
TEMA Vakfı, zamanla çölleşme ile mücadele dışında ağaçlandırma ve karbon tutma,
Biyolojik çeşitliliği koruma, kırsal kalkınma ve iklim alanlarında çeşitli projeler yürütmüştür.
Ayrıca anaokulundan liseye kadar her yaş grubundan öğrenciye yönelik bilinçlendirme ve eğitim programları uygulamaktadır.
Sonuçta Nisan 2008’de vakfın 15 yılını anlatan “Anadolu’da İz Sürmek” adlı kitabı yayınlanmıştır.
Tarım ve orman alanlarının korunması adına açtığı ve müdahil olduğu davalarda elde ettiği başarılar,
Uyguladığı kırsal kalkınma projeleri, ülke genelinde ulaştığı büyü gönüllü sayısı,
Gerçekleştirdiği fidan ve meşe tohumları ekme çalışmaları nedeniyle 2012 yılında,https://www.tarimorman.gov.tr
Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi Sekreterliği tarafından ilk kez verilen ‘’Yaşam İçin Toprak’’ ödülüne layık görülmüştür.
Mesela son dönemde Kaz Dağlarında altın madeni açmak için
doğayı tahrip edenlere karşı duran halk ile birlikte harekete geçmiştir.
Her şeyden önce yaşamımızı doğal varlıklara borçluyuz.
Doğayı korumak bizlerin görevi olmalıdır.
Gelecek nesillere bu emaneti, önceki nesillerden devraldığımız şekilde koruyarak devretmeliyiz.
Tüm canlıları korumayı bir doğa ve ülke meselesi olarak görmeliyiz.
Doğa ve çevreyi korumayı siyaset üzerinde tutmalıyız.
Şayet TEMA Vakfına üye olmak veya faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi edinmek isterseniz de kendi web adresini ziyaret etmenizi öneririm.
Doğa, çevre konularındaki yazılarımızdan Plastik ve Geri Dönüşüm ve Habitat Neden Önemlidir?, Dünya: Ve Hepimizin Evi yazılarımızı okumanızı da öneririm.