Kent içerisinde ekim, dikim veya tarım işiyle uğraşanların sayısı her geçen gün artmaktadır.
Her şeyden önce kent nüfuslarındaki artışın yanında sağlıklı ve doğal ürünlere erişimin
zorlaşması bunun en önemli nedenidir.
Ancak pandemi döneminde de gördük ki değişen iklim koşulları ve insan sağlığının önemi
her şeyin önünde gelmektedir.
Büyük kent yaşamı içerisinde artan betonlaşma ve tarım alanlarındaki düşüş
bizi bu tür yakınımızda ve kendi bildiğimiz, üretim aşamalarından emin olduğumuz
gıdaları tüketmenin öncelikli olduğu bir yaşam tarzına zorlamaktadır.
Kent Çiftçiliği Uygulamaları
Bu konuda Avrupa kentlerinde uzun yıllardır uygulanan yazımızı da okumanızı önereceğim 40’dan sonra Hobi Bahçesi .
Bu bilinçte olan kent yaşamı içerisinde güncel aktivite ile birlikte
kişisel becerilerini arttıran insanımız bu tür tarım veya ürün yetiştiriciliğine öncelik vermeye başlamıştır.
Özellikle son dönemde apartmanlarda yaşayanların saksı içerisinde yetiştirdikleri
çiçeklerin yerine tükettikleri gıdalardan bazılarını ekip, yetiştirmeye başlamaları da bunun en iyi örnekleridir.
New York gibi büyük ve bilinç düzeyi yüksek kentler yanında ülkemizde de birçok kentimizde apartman katlarında tarım ürünleri yetiştirilmeye özen gösterilmektedir.
Bu durum hem kent havasına olumlu etki sağladığı gibi bireysel hem sağlığa hem de kişisel bütçeye fayda sağlamaktadır.
Ülkemizde bazı belediyeler de bu uygulamaya katılımı desteklemek için uygulamalar başlatmıştırlar. https://www.ibb.istanbul veya https://www.ankara.bel.tr gibi.
Ayrıca, 2050 yılında 9 milyara ulaşacak ve yüzde 80’i kentlerde yaşayacak dünya nüfusunun,
diğer yönden iklim değişikliği, çölleşme, toprakların giderek verimsizleşmesi, toprak kaybı,
tarımdaki girdilerin (ilaç, gübre) toprağı fakirleştirmesi, sel baskınlarının artması,
çiftçilerin gelirlerin düşmesi, rant baskısıyla kırsal toprağın azalması gibi
daha birçok nedenle boğuşan tarımın geleceği üzerindeki belirsizlikler
“Kent tarımı yapılabilir mi ve nasıl yapılabilir” fikrini son yıllarda birtakım uygulamalarla gündemde tutmaktadır.
Bu konu ile alakalı olarak da Arsa Uğruna Yok Edilen Tarım Arazilerimiz önceki yazımız okumanızı öneririm.
Unutmayalım ki;
Üretilen gıdaların yüzde 30’u çöpe gitmektedir.
Bir yönde geleceğin tarımı nasıl olmalı tartışmaları sürerken, bir diğer yandan da
dünyanın değişik ülkelerinde kentte tarım ya da kentsel çiftlik uygulamaları ve projeleri dikkati çekmektedir.
Ayrıca geleceğin çiftçiliği de bugünkünden oldukça farklı olacağı bir gerçektir.
Şimdiden uygulamalarını gördüğümüz ulaşımı zor olan yerlere dron aracılığı ile atılan tohumlar bunun en iyi örneklerindendir.
İnsan sağlığı açısından önemini koruyan, genetiği değiştirilmiş tohumları ve
üretimini yasaklamak, yerli tohum piyasasını geliştirmek de önem arz etmektedir.