Hat, güzel yazı yazma sanatıdır.
Bu konuya benzer Yeni Harfler ve Alfabenin Kabulü , İlber Ortaylı ve Bir Ömür Nasıl Yaşanır yazımızı da okumanızı öneririm.
Her şeyden önce Arapçada çizgi ya da bir satır yazı anlamına gelen hat sözcüğü,
Arap harfleriyle yazılmış güzel el yazısı anlamında kullanılmaktadır.
Ancak belirli kurallar ve ölçüler içerisinde yapılan bu sanat, estetik değerlerimiz arasında sayılmaktadır.
Fakat yabancı kültürlerde “kaligrafi” diye ünlenmiş olan bu sanat, harflerle yapılan soyut bir anlatım şeklidir.
Hat ile yapılan desenli ve güzel yazılar özellikle Osmanlı döneminde başlamış olup günümüze kadar ulaşmıştır.
Türk hat sanatının kurucusu sayılan Şeyh Hamdullah’ın üslup ve anlayışı 17.yüzyıla kadar sürmüştür.
Bu dönemde hattatlar birbirleriyle yarışırcasına Şeyh’in üslubunu taklit etmişlerdir.
Bu sanatın doğduğu dönemde ortaya çıkan altı tür yazı vardır:
Muhakkak, Nesih, Rika, Reyhânî, Sülüs ve Tevkî.
Bunlara Sitte denilmektedir.
Yazı türlerinden köşeli olan Kûfî, yuvarlak olan ise Nesih, Sülüs, Rika, Tevkî, Tomar, Muhakkak ve Gubarî gibi hatlardır.
Hat sanatına başlamadan önce hattatın yaptığı ilk şey yazacağı harfleri kafasında tasarlamaktır.
Daha sonra harfleri kendi zevkine göre kağıda dökerek sanatı icra etmektedir.
Elbette hat sanatını sergileyebilmek için, hem yazı türlerini bilmek gerekir,
hem de gerekli olan tüm malzemelere sahip olunması gerekir.
Ancak kullanılan hat malzemeleri arasında kalem, mürekkep ve kağıt yer almaktadır.
Ayrıca bu malzemeler ile birlikte kalemtıraş, hokka, makta gibi yazı yazılmasına yardımcı olan ek malzemeler de bulunmaktadır.
Bu sanat Türklere geçtiğinde olay daha farklı boyutlar kazanmıştır.
Türkler bunu geliştirmişler ve çok büyük ustalar yetiştirmişlerdir.
Böylece bu sanat, Türklerle beraber bir medeniyet unsuru haline gelmiş ve gelişmiştir.
Hat ve Ünlü Hattatlarımız
Ama Hattat, bu sanatını icra eden kişiye denilmektedir.
Ünlenen hattatlar arasında Osmanlı hat mektebinin kurucusu kabul edilen Şeyh Hamdullah’tan (1429- 1520) sonra akla gelen ilk kişi Hattat Hafız Osman’dır.
20. Yüz Yılda yaşamış en ünlü Hattatlardan Hamit Aytaç’tır.
Asıl adı Şeyh Musa Azmi’dir.
Bu yüzden “Azmi” imzalı yazıları bulunmaktadır.
Ayrıca, Hamid mahlası’yla tanınmaktadır.
Yurt dışında ‘’ Hamid Al Amidi ‘’ olarak da tanınmaktadır.
Başta Mısır ve Irak olmak üzere dünyanın birçok yerinde yazıları bulunmaktadır.
1891’de Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir.
Orada sıbyan mektebini, askeri rüştiyeyi ve idadiyi bitirdikten sonra 1908’de yüksek tahsil için İstanbul’a giderek o zamanki adıyla “Mekteb-i Kudat” yani Hukuk Fakültesi’ne kaydolmuştur.
İstanbul’da yapılan birçok yeni cami’de yazıları bulunmaktadır.
Yeni dönem ve ünlü hattatlardan Hasan Çelebi ve Fuat Bașar’ı yetiştirmiştir.
20 Mayıs 1882 de vefat etmiştir ve mezarı İstanbul’daki Karacaahmet mezarlığında bulunmaktadır.
Sonuçta bu sanat dalı ve günümüz Hattatları hakkında bilgi edinmek için de;
https://hatsanati-hattatlar.blogspot.com web sitesini ziyaret etmenizi öneririm.