Dünyada ilk rasathane Emevîler döneminde Şam’da kurulduğuna dair bazı bilgiler varsa da, genel olarak araştırmacılar Dünyadaki ilk rasathanenin Me’mun tarafından Bağdat’ta kurulan Şemmâsiye Rasathanesi olduğunu kabul etmektedirler.
Dünyada ilk rasathaneden sonra da Takiyüddin’in Rasathanesi (Dar-ü’r Rasad-ül Cedid), 1575 yılında Osmanlı bilgini Takiyüddin tarafından İstanbul’da Tophane sırtlarında kurulan gözlemevi olarak kurulmuştur. https://tr.wikipedia.org
Ancak Kopernik’in teorisini geliştiren Tycho Brahe 1576’da Danimarka’da
Uraniborg Rasathanesi’ni kurarken, uzun süredir bu alanda çalışmaların yapılmadığı
Osmanlı İmparatorluğu’nda da bir yıl sonra padişahın izniyle Mısır Medresesi
müderrislerinden Takiyüddin tarafından ilk rasathane kurulmuştur.
Her şeyden önce bilimsel astronomiyle uğraşan ve 1450’de Ali Kuşçu ile tanışan Osmanlı İmparatorluğu’da 1577’de Takiyüddin tarafından Tophane’de kurulan, dünyadaki ilk rasathane olma özelliğini taşıyan ve o yüzyılın en önemli gözlem evlerindendir.
Kuşçu’nun 1474’te ölümünden sonra uzun bir süre ara verilen astronomi bilimi, 1577’de 3. Murat’la ilk rasathanenin kurulmasıyla Osmanlı’da tekrar ele alındı.
Ancak 1868 yılında Fransız hükümetinin tavsiyesi üzerine, hava tahminlerinin telgrafla belirli merkezlere iletilmesi için de Rasathane-i Amire kurulmuştur.
Avrupa’nın önde gelen fabrikalarından aletler satın alınmış ve gözlemevi ilk başta Pera’ da, 74 metre yüksekliği olan bir tepenin üzerinde faaliyete geçmiştir.
Dünyada Rasathane Örnekleri
Osmanlı döneminde ikinci rasathane astronomi rasathanesi olarak değil, meteoroloji merkezi olarak kurulmuştur.
Bu merkezin kurulmasından önce, Tanzimat’tan başlayarak çeşitli tarihlerde İstanbul, İzmir, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi şehirlerde yabancılar tarafından birçok hava gözlemi de yapılmıştır.
Ayrıca bilinen ilk sıcaklık ölçümleri ise, Galata’da St. Benoit Manastırı’nda Rahip Dalmas
tarafından 1839-1847 tarihleri arasında yapılan meteorolojik gözlemler olmuştur.
Fakat 1880 yılında dünyada ilk kez deprem dalgalarının aletsel kayıtlarının yapılmasından bir süre sonra, 10 Temmuz 1894’te büyük İstanbul depremi yaşanmıştır.
Ancak İmparatorluk topraklarında sismik istasyon ve deprem konusunda uzman olmadığından, bu depremin sismik kayıtları tutulamamıştır.
İstanbul’daki büyük depreminin bilimsel bir şekilde araştırılmasını isteyen 2. Abdülhamit Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis’i İstanbul’a davet etmiştir.
Konu ile ilgili Sultan II. ABDÜLHAMİD Kimdir? yazımızı da okumanızı öneririm.
Rasathanede depremle ilgili sismik ölçüm araçlarının eksik olduğu anlaşılınca,
İtalya’dan alınan sismografların biri Rasathane-i Amire’ye, diğeri ise Abdülhamit’in ikametgahı olan Yıldız Sarayı’na yerleştirildi.
Rasathanede çalışan Roma Rasathanesi Deprem Müdürü İtalyan sismolog
G. Agamennone, imparatorluğun hemen her yerindeki demiryolları, limanlar ve telgraf ofisleri,
il hükümet vekaletleri ve yabancı konsolosluklarda gözlemcilerden oluşan geniş bir ağ kurmuştur.
Bu gözlemler ağı, Agamennone’un 1897’de İstanbul’dan ayrılmasından sonra kısa bir süre sonra da çökmüştür.
Her ne kadar meteoroloji rasathanesi olarak kurulmuş olsa da eldeki evrak ve basılı
eserlerden Rasathane-i Amire’nin astronomi ve sismoloji rasathanesi olma çabaları içinde olduğu da anlaşılmaktadır.
Bu rasathane 1906’da, katip Bedii Bey tarafından Maçka’da, Topçu Okulu’nun
karşısındaki telgrafhaneden sismograflarının bulunduğu odaya taşınmıştır.
İlerleyen dönemde de Kandilli rasathanesi binası inşa edilerek Dünyada ilk rasathanelere örnek oluşturmuştur.